Bölüm 47: Yeni Bir Başlangıç

600 Words
Lucy’nin kürkünden yayılan altın ışık yavaş yavaş sönüyordu. Orman sakinleşmiş, sadece yaprakların hışırtısı ve uzaklardan gelen kuş sesleri duyuluyordu. Leon, Lucy’nin tekrar insan formuna döndüğünü ve bayılarak yere düştüğünü gördü. Hemen ona doğru koştu. Onu kucaklayıp üzerine kendi ceketini attı."Her şey bitti,” diye fısıldadı, ama sesi hem rahatlatıcı hem de endişeliydi. Lucy’nin başı istemsizce Leon’un göğsüne yaslanırken Leon, onun bu haline karşı içinde bir koruma içgüdüsüyle doldu. “Sürü evine dönüyoruz,” diye emir verdi, adamlarına bakarak. Herkes sessizce başını salladı ve birlikte yola koyuldular. Lucy, yolda birkaç kez gözlerini araladı. İlk gördüğü şey, Leon’un güçlü kollarıydı. Onun sıcacık teni ve kendine özgü odunsu kokusu, Lucy’ye güven veriyordu. Gözlerini tekrar kapatırken kendi kendine düşündü: *Güvendeyim.* Leon, Lucy’nin ağırlığını hissettikçe adımlarını daha sağlam attı. Herkesin bakışlarını üzerinde hissediyordu ama bu anın kutsallığını bozacak hiçbir şeye izin vermeyecekti. Sürü evine vardıklarında, Lucy’yi doğrudan kendi odasına götürdü. Leon, Lucy’yi yatağına yatırdı. Onun bitkin yüzüne bakarken içindeki koruma ve sahiplenme duygusu daha da güçlendi. Üzerine bir battaniye çekip Beta Gideon’a döndü. “Hemen şifacıyı çağır” dedi, sesi emrediciydi ama içinde bir acelecilik vardı. Beta Gideon başını sallayarak odadan çıktı. Leon, Lucy’nin alnına nazikçe dokundu. İçinde yükselen sabırsızlık ve endişeyi bastırmaya çalışıyordu. Çok geçmeden şifacı odaya geldi. Yaşlı, bilge bir kadın olan şifacı, Lucy’nin yanına oturup onu inceledi. Onu muayene ettikten sonra Alfaya dönüp, “Endişelenmeyin,” dedi. Şifacı, Leon’un gözlerindeki soruyu görerek. “O iyi ama çok yorulmuş. Bir süre dinlenmesi gerek.” Leon, Lucy’nin iyileşeceğini duyunca derin bir nefes aldı. Ancak şifacı, ona ters bir bakışla döndü. “Ama, siz burada kalmaya devam ederseniz, dinlenmesi mümkün değil.” Leon, bir an duraksadı. Lucy’nin yanında olmak istiyordu, ama şifacının haklı olduğunu biliyordu. İstemeden de olsa yerinden kalktı. “Ona iyi bak,” dedi şifacıya, ardından ağır adımlarla odadan çıktı. Leon, aşağı inip sürüyle buluştuğunda Beta Gideon dolunayda doğanlarla ilgili bilgileri aktarmaya başlamıştı. “İzlerini takip ettik, ama kuzeye doğru hareket ediyorlar. Görünüşe göre bir süreliğine saklanıp tekrar saldıracaklar.” Leon, Beta’sını dinliyormuş gibi görünse de aklı tamamen Lucy’deydi. Gideon’un anlattıkları, onun için arka planda kalmıştı. Elini boynuna götürüp Lucy’nin onu işaretlediği yere dokundu. O anı hatırladığında içinde bir sıcaklık yayıldı. Lucy’nin onu seçmiş olması, Leon için her şey demekti. Onu işaretlemek için duyduğu arzu, her geçen saniye daha da büyüyordu. Ancak sabırlı olması gerektiğini biliyordu. Lucy’nin önce iyileşmesi gerekiyordu. Leon, Lucy’nin odasından gelen her sesi dikkatle dinliyordu. Yukarı çıkıp onun yanında olmak istiyordu, ama şifacının uyarısını hatırlayarak kendini tuttu. Gideon’un onun kendisini dinlemediğini far edip sessiz bir şekilde yanına yaklaşıp “O iyi olacak, Alfa. Dinlenmesi için zamana ihtiyacı var,” dedi. Ama bu bilr onu rahatlatmadı. Leon, gece boyunca düşüncelere dalıp gitti. Lucy’nin tanrıçanın seçimi olduğunu biliyordu. Onu işaretlemek sadece bir sahiplenme değil, aynı zamanda bir sorumluluktu. Lucy’nin yanında olmanın ona getirdiği güç kadar, bu gücün büyük bir sorumluluk olduğunu da anlamıştı. Lucy’nin odasında ise şifacı, onun yavaş yavaş daha derin bir uykuya geçtiğini gördü. Daha çabuk toparlanması için koluna bir serum takarken Lucy’nin yüzündeki yorgunluk yerini yavaş yavaş huzurlu bir ifadeye bıraktı. Tanrıçanın armağanını alan bu genç kadın, sadece sürünün değil, belki de tüm kurt dünyasının geleceğini değiştirebilirdi. Leon, sabaha kadar beklerken, Lucy’nin iyileştiği haberini almak için sabırsızlanıyordu. Ama aynı zamanda, doğru anı beklemenin önemini de biliyordu. Onun işaretini taşımak, Leon için sadece bir armağan değil, aynı zamanda bir bağın en güçlü göstergesiydi. Bu bağ, belki de yıllardır içten içe aradığı ama asla bulamadığı eşini de sonunda bulduğu anlamına geliyordu. Alfa onunla yanlız kalmak ve onu gerçekten eşi yapmak için sabırsızlanıyordu. Bu savaşın sonu henüz gelmemişti evet, ama Lucy’nin yanında olacağına dair kesin inancı, Leon’u her zamankinden daha güçlü kılıyordu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD