Bölüm 40: Alfanın Şefkati

244 Words
Lucy, derin bir nefes alarak kendine gelmeye çalıştı. Rüyasının etkisi hâlâ üzerindeydi. Soluğu düzensizdi ve kalbi hızla çarpıyordu. Gözlerini ovuşturup çevresine bakındığında, mağaranın loş ışığında Alfa Alex’in ateşe odun attığını gördü. Alevlerin yansıması yüzünde oynuyor, karanlık cazibesini daha da belirgin hale getiriyordu. Mağaranın girişine yakın bir noktada Beta Cael, derin bir uykudaydı. Ama Alex ve Lucy daha iç tarafta ve ondan uzaktaydı. Alex onun uyandığını fark ettiğinde, ona dönerek dikkatini tamamen ona verdi. “İyi misin?” diye sordu Alex, sesi yumuşak ve ilgiliydi. Lucy derin bir nefes alarak başını salladı. “Evet... evet, iyiyim,” dedi, ama sesi hafifçe titriyordu. Alex, ateşin yanında oturuyordu. Bir eliyle Lucy’ye doğru uzanıp, “Gel buraya,” dedi, sesi hem davetkar hem de koruyucuydu. Lucy, istemsizce ona doğru yaklaştı. Alex onu kollarına aldı ve sıkıca sarıldı. Geniş göğsünün sıcaklığı ve o güçlü kokusu Lucy’yi bir anda rahatlattı. Onunla birlikte kalbi de yavaşlamaya başladı. “Şimdi kabus görmeden uyuyabilirsin,” dedi Alex, başını hafifçe eğip Lucy’nin saçlarının üzerine konuşurken. Lucy, Alex’in bu şefkatli tavrından etkilenmişti. Kollarında kendini güvende hissediyordu, ama aynı zamanda bu yakınlık ona daha fazla karmaşa getiriyordu. Kalbinin bir köşesinde hâlâ Alfa Leon’un varlığı vardı, ama Alex’in dokunuşu... Bu aklını karıştıran bir çekim yaratıyordu. Alex, Lucy’nin huzursuz bedenini sıkıca sararken, “Buradayım,” dedi fısıldarcasına. Lucy, içindeki tüm karışıklığa rağmen bu anın huzuruna sığınarak gözlerini yavaşça kapadı. Ama derinlerde bir yerde, Uno’nun uyarısı ve gördüğü rüya aklından çıkmıyordu. Seçim zamanı yaklaşıyordu, ve Lucy’nin yolu hâlâ belirsizdi.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD