Lucy derin ve huzurlu bir uykuya dalmıştı. Ancak uykusu kısa süre sonra tuhaf bir hisle bozuldu. Vücudunda bilinmeyen bir çekim hissetmeye başladı. Gözlerini açtı, ama etraf karanlıktı. Yine de vücudunun içinde bir ısı, bir ateş, bir atış hissediyordu. Gözleriyle yavaşça etrafını tararken, bilinçaltı dünyasında olduğunu anladı. Görkemli bir dünyaydı bu. Bulunduğu odayı net bir şekilde göremese de, duvardaki gölgeleri görebiliyordu. Bir erkeğin boğuk sesi duyuldu. Sonra bir erkeğin güçlü vücudu belirdi. Yüzü görünmüyordu; ancak vücudu oldukça kaslı ve etkileyiciydi. Uzun boylu ve çok yakışıklı olduğu kesindi. Kaslı kolları, güçlü bacakları, çenesinin keskinliği; hepsi onu bir tanrı gibi gösteriyordu. Lucy, erkekten gelen büyüleyici ve tehlikeli etkiye dayanamadı ve kendini kaybetmeye başladı.
Erkek Lucy’ye yaklaştı. Her adımıyla Lucy’nin bedeninde bir gerilim dalgası ve beklenti yaratıyordu. Erkeğin yakışıklılığı ve gücü, Lucy’nin içinde kontrolsüz bir arzu uyandırmıştı. Erkek, Lucy’nin ellerini tuttu. Dokunuşu bir elektrik akımı gibiydi. Lucy, bedenindeki titremenin farkına vardı. Tanımadığı bu erkek, Lucy’yi kendine çekti. Lucy, şimdi onun kollarındaydı. Başka bir dünyadaydı. Bu dünyada sadece acımasız bir tutku vardı. Erkek, Lucy’yi öptü. Öpücüğü şiddetli, tutkulu ve vahşiydi. Lucy, tanımadığı bu adamın kollarında erimişti. Vücudu ateş doluydu.
Erkek, Lucy’yi yere yatırdı. Vücutları birbirine yaklaştı. Lucy, erkeğin gücünü tamamen hissediyor ve ona karşı koyamıyordu. Erkek, Lucy’nin üzerine çöktü. Vücutlarının teması ateş dolu bir patlama gibiydi. Lucy, onun sıcak nefsini hissediyor, kaslı vücudunun gücünü duyumsuyordu. Erkeğin elleri, Lucy’nin bedeninde serbestçe gezinirken, her bir dokunuş içinde bir kıvılcım daha yakıyordu. Erkek, Lucy’nin saçlarını okşarken, dudaklarını sıcacık öptü. Öpücüğü tutkulu ve şiddetliydi. Lucy, kendini tamamen teslim etmişti. Dilleri buluştu. Lucy’nin soluğu hızlanmış, gözleri kapanmıştı. Erkeğin elleri, ince ince Lucy’nin vücudunu okşuyordu. Kasları, Lucy’nin bedenini sarmalamıştı. Parmakları, Lucy’nin meme uçlarına ulaştı, onları okşuyor, teninde de arzunun ateşini yakıyordu. Lucy, ona sadece iniltilerle karşılık veriyordu.
Erkek yavaşça Lucy'nin yüzüne eğildi. Vücudunu Lucy’ninkine sıkıca bastırılmıştı. Lucy, erkeğin güçlü vücudunun sıcaklığını hissediyordu. Erkeğin nefesi, Lucy’nin boyun ve kulak memelerinde geziniyordu. Her nefes, Lucy’nin ruhuna nüfuz ediyor, onu daha da ateşli bir tutkuya itiyordu. Erkek, kendisini Lucy’nin üzerine bıraktı. Vücutları yavaşça birleşti ve bir bütün oldu. Lucy bakire olmasına rağmen bu birleşmede herhangi bir acı çekmedi. Sadece zevk vardı, saf ve tutku dolu bir zevk...Lucy, erkeğin gücüne kendini teslim etti. Her hareket, her itme, Lucy’nin içindeki ateşi büyütüyordu. Lucy, kendini kontrol etmeye çalışıyordu, ama erkeğin gücü, onun her direnişini kırarak, kontrolsüz bir zevk denizine sürüklüyordu. Erkeğin ritmik hareketleriyle, Lucy’nin vücudu titremeye başladı. Zevk, Lucy’nin her hücresini sarmıştı. İnlemeleri, sessiz odada yankılanıyordu. Lucy, zevkin doruk noktasına yaklaştıkça, vücudu kontrolsüz bir şekilde kasılıyor ve gevşiyordu. Tam birleşmenin zirvesindeyken, Lucy nefes nefese uyandı. Kalbi hızla atıyor, vücudu henüz rüyanın ateşli etkisiyle titreşiyordu. Gözleri açık, ama rüyanın gerçek gibi gelen etkisi hala üstündeydi. Yatağın ıslaklığı, rüyanın gerçekmiş gibi gelen yoğunluğunu kanıtlıyordu. Uyandığında bile, erkeğin vücudunun sıcaklığı, gücü, ve dokunduğu her yerdeki his, Lucy’nin teninde ve zihninde yankılanmaya devam ediyordu. Rüyanın yoğunluğu, vücudunda ve duygularında derin bir iz bırakmıştı. Lucy, nefes nefese, rüyanın ateşli hatıralarıyla boğuşuyordu; erkeğin güçlü kollarının sıcaklığı, kaslı vücudunun gücü, ve o ateşli birleşmenin yoğun hazı… Hepsini tıpkı gerçekmiş gibi hatırlıyordu. Uykusunun gerçekten bittiğine inanmakta zorlanıyordu. Vücudunun her hücresi, rüyanın yoğun etkisiyle titremeye devam ederken, Lucy, rüyanın bıraktığı hisler üzerinde düşüncelere dalmıştı. Rüya, çok gerçekçiydi, çok yoğundu, ve o yoğunluğun etkisi hâlâ üstündeydi.
...
Güneş ışınları, Lucy’nin yüzüne vurduğunda, gözlerini açtı. Ama halen uykuluydu. Zihni hâlâ gece gördüğu ateşli rüyanın etkisi altındaydı. Vücudu, rüyanın sıcaklığıyla titredi. Yatağın nemliliği, ateşli geçen geceyi ve rüyasını ona hatırlatmaya devam ediyordu.
Gece gördüğü rüyayı tekrar hatırlamaya çalıştı. Erkeğin güçlü ve kaslı vücudu, yakışıklı yüzü… Yüzünü tam olarak görememişti ama o güç, o yakışıklılık… Hepsi çok gerçekçiydi. Onunla birleşmelerinin ateşini, hâlâ hissedebildiği için rüya olduğuna inanmakta zorlanıyordu. Vücudunun her bir bölgesinde, o şehvetli temasın yankıları vardı. Rüyası öyle yoğundu ki, gerçekle rüya arasındaki sınırlar ona bulanık geliyordu.
Lucy, yavaşça kalktı. Aynaya bakmaya cesaret edemedi. Geçen gece yaşadıklarından sonra oldukça derbeder görünüyor olmalıydı.
Lucy, kafasını toplamaya çalışarak, yataktan kalktı. Zihni karışık, vücudu yorgundu. Ama aynı zamanda, bir tatmin duygusu da hissediyordu. O yoğun rüya, ne anlama geliyordu? Bu sorunun cevabını bilmiyordu. Ama rüyanın ateşli hatıralarının, gün boyu onu eşlik edeceğinden emindi.