Şaşkındı beklemiyordu bende beklemiyordum kendimden. O aksi ve kaba tavrı ile.
"Höst ulan kafayı yedin iyice"
Kolunu hızlıca çekti kıkırdadı
"Serhat senin beyni patlattı herhalde sen bir emara git gir."
"Ciddiyim"
"Lan dalga mı geçiyorsun be ciddiyim diyor birde alooo fahişeyim lan ben manitaan falan mi sandın hatlar karıştı herhalde yanlış kişi"
"Asu acilen evlenmem gerek ve sen harika bir adaysın"
Bana yanaştı avuç içini alnıma kapadı.
"Ateşin yok ama bulantın var mı?"
"Ya kızım iyiyim doğru duydun evlenme teklifi ettim"
"Ulan bak Serhat'ı gebertemedim seni geberteceğim ha. İşine bak"
Kendine çektim bana bakmasını sağladım. Gözlerini bana sabitledi.
"Dinler mısın? Bak senin de benim de yardıma ihtiyacımız var. Babam evlenmedim diye bütün paramı elimden aldı resmen. İstediği kızla evlenmedim diye ceza veriyor haftalardır sürünüyorum. Bana kendin bir kız bul dedi ben evlilik adamı değilim Asu. Yani ben ve evlilik uzağız."
"Farkındayım bende aynı şekilde yani yanlış yer canım"
"Bak sahte bir evlilik yapmak gerek babamın gözünü boyamak için"
"Ee git yap lan o zaman tutan mi var? Kafayı mı yedin sen be ben eskortum eskort ailene yakışır başka kız mı bulamadın? Ya illa kendini harcayacaksın baban seni öldürsün istiyorsun."
Kollarımın arasından sıyrıldı uzaklaştı benden. Eliyle saçlarını toplayıp minik bir topuz yaptı.
"Olmaz işte yani sahte evlilik yapacağım kişi bana yapışıp almayacak beni sonrasında tehdit etmeyecek işim bitince gidecek biri olmalı."
"Eee?"
"Sen beni gördüğünde bile görmezlikten geldin. Başıma bela açmazsın. Ben sana yardım ederim sen bana"
"Sen bana nasıl yardım edeceksin?"
"Borcunu öderim o adamdan kurtulursun sonra sana boşandıktan sonra rahat bir hayat yaşaman için belli bir miktar daha veririm ikimiz de kurtuluruz"
Ufak biran da olsa suratındaki o mimik değişiminden acaba mı? Diye geçirdiğine yemin edebilirim.
"Hani paran yoktu senin?"
"Sen kabul edersen babama evleneceğim derim olur her şey sana bağlı"
Güldü beni umursamaz tavır ile. Ciddiye almadığı belliydi. Gerçi haksız sayılmaz bende böyle bir şey duysam ciddiye almazdım.
"Git başka oyuncak bul kendine sana yardım falan edemem bu işler öyle kolay değil."
"Asu..."
"İşine bak Emir karşıma çıkma bir daha. Evlilik oyuna gelmez ha illa oyuncak olacak ise kendine bir fahişeden daha güzel bir aday bul."
Eline kartımı tutuşurdum... Ona ihtiyacım vardı teklifimi kabul etmesi gerekiyordu.
"Kararın değişirse..."
Arkasını döndü ve çıktı. Kabul etmedi oysa çok emindim ama kabul etmesi lazımdı umudum vardı ama belki arardı.
ASU
Hayatımın en bok zamanlarını yaşıyordum. Her gün midemi bulandıran bir sürü adamın altında olmak kendimden nefret ederek uyanmam ölmek istemem ama ölmekten deli gibi korkmam. İnsan muamelesi görmüyordum. Vural elimde avucunda ne varsa alıyordu yarısını. Ne zaman kurtulacaktım bu leş yaşamdan. Asu olmayı istemiyordum ben. Hayat olmak istiyordun babannesinin güzel torunu olan masum yüzlü kızı olan Hayat... artık Hayat olabilir miyim bilmiyordum tek bildiğim uzun süre daha Asu olacağımdı. Cafede o Serhat itinin bana teklif ettiği iğrençliklere daha fazla dayanamadım. Daha neye şaşırırım ki diyorum ama her geçen gün başka bir şey oluyor. Tiksiniyorum artık heran bu durumda olmaktan öfkeyle bağırınca oda bana bağırdı iki gün önce zaten yeterince canımı acıtmış yine hayvan gibi davranmıştı artık dayanamıyorum kavganın ortasına şu benim cins çocuk atladı ulan bu adam benim fahişe olduğunu unutuyordu herhalde arkadaşız falan sanıyor. Cenk'ten sonra bana adam gibi muamele gösteren tek kişiydi o. Ona dokunurken tiksinmedim. Rahattım, korkmadım. Serhat'ın suratını patlattı oh olsun gerçi onun da kaşı patladı oradan uzaklaştırdım onu sonra nasıl olduysa dönüp dolaşıp onun evine gittik yine. Kaşına pansuman yaparken meraklı ve sorgucu tavrı ile sormayan devam etti. En son bana dalga geçer gibi evlilik teklifi etti kötü yani ise dalga geçmiyor oluşuydu. Evlenecek kız kalmamış gibi bana söyledi aptal herif. Eline tutuşturduğu kartı çantaya atıp taksiye binip gittim gittiğimde Vural iti bir sürü laf edecekti. Kaldığımız eve gittiğimde eve çoktan gelmiş Vural beni görünce ayaklandı yanıma geldi hiddetli bir tokat atıp saçıma yapıştı
"Ulan orospu sen müşterileri dövdürüyor musun birde artık. Serhat'ı polise verecekmişsin neredeyse?
"Üzerime yürüdü hakaret etti bana."
"Kes ulan eder siz kaç kuruşluk insanlarsınız da etmeyecek."
"Bak Vural..."
Gırtlağıma yapıştı.
"Bak Asu yemin ederim öldürürüm kızım seni O senetlerini tek tek götüme sokar sonra yuttururum sana ne diyorsa yapacaksın Serhat'ı arayıp özür dileyeceksin"
"Ölürüm daha iyi dilemem bana iki açmama aynı anda teklif etti kabul etmem nu kadarı fazla yeterince olaylar tiksinç değilmiş gibi."
"Ulan parası ile değil mi orospu tamam deseydin"
"Değil. Parası batsın kabul etmiyorum"
Hırpalamaya başladı beni Gönül araya girip kurtarmaya çalışsa da işe yaramadı. Canımın yandığını sanıyordu ama yanmıyordu. Dayak yemek benim için can acıtıcı bir durum değildi artık.
"Yarın Serhat'ı arayıp kabul ettim diyeceksin o leş bedenini çöp konteynırında bulsunlar istemiyor isen aklını kullan"
Çıkıp gitti arkasından beddua edip ağladım tek yapabildiğim buydu. Gönül geldi kaldırdı. Dudağımdan akan kanları sildi.
"Ah be güzelim dikleşme dedim sana kaç kez bunlara güç yetmez Asu."
"Cenk'i arayacağım söyleyeceğim hepsini. O it görecek o zaman"
"Asu sana daha önce de dedim Cenk seni kurtarmak isteseydi basında yapardı evet sana karşı nazik ama seni O adamlarla paylaşabiliyor"
"Saçmalama Gönül. Seviyor beni o gerçekten seviyor biliyorsun"
Elimde telefon ağlayarak Cenk'i aradım açtı
"Hayat ne oldu?"
"Gel ne olur artık dayanamıyorum"
"Yine neden ağlıyorsun ne oldu?"
"Vural dövdü... Cenk gel lütfen."
"Orospu çocuğu..."
O sıra arkadan
"Cenk kim o hayatım." Sesi duyuldu.
Aptaaaaal Hayat aptal adam sevgilisi ile tatilde sen kimin umurundasın acaba. Zoraki yutkundum
"Tamam rahatsız ettim kusura bakma."
Telefonu kapadım ağlamam çoğaldı öfkeyle çığlık attım ölmek istiyordum ölmek. Evden çıktım yolda bom boş yürümeye başladım. Kaldıramıyordum artık bu kadarı fazlaydı. Ölsem daha iyiydi zaten bir gün bu pisliklerden birinin yatağında ölecektim bu gidişle artın takatim kalmamıştı. Bir insan ne kadar temizlenirse temizlensin kirli hisseder mi? Ben kirliydim. Kitli sokağa düşmüş beyaz bir kediydim. Her yerimden pislik akıyordu. Yüksek bir binanın terasındaydım 13.kat atladığım anda şansım yoktu kesin ölürdüm parçalara ayrılırdım hem de. Dizlerim titriyordu ölmek isteyip ölmekten deli gibi korkuyordum. Başka şansım yoktu bu hayattan ancak ölerek kurtulurdum. Cenk bile beni umursamıyordu. Kenara kadar geldim aşağı baktığım an içim bir his oluştu. Korkma Hayat atlamam gerek bunu yapmam gerek. Derin bir nefes aldım. Bu hayatta bana gerçekten insan gibi davranan muamele gösteren tek birisi yoktu beni düşünen bir Allah'ın kulu yoktu... Bu hayattan kurulmam imkansızdı. Birgün birinin yatağında can verecektim işte diye düşünürken Emir denilen manyak geldi aklıma. O yardım ederdi ederim dedi ciddiyse eğer hala geçerliyse… Çantama attığım kartı çıkardım hemen numarasını çevirdim dördüncü çalışta açtı.
"Efendim" sesi duyuldu
"Emir."
"Evet benim..."
Sustum konuşamadım.
"Alo kimsiniz? Sesim geliyor mu? Alo"
"Asu ben"
Birkaç saniye sessizliğin ardından
"Asu"
Sesim titredi ağlamaya başladım.
"Konum atsam gelir misin?"
"At hemen hadi bekliyorum"
Konumu attım ona. Eğer dediği gibi olursa borcumu öderse o saçma sapan teklifini kabul ederdim. Yarım saat kadar süre zarfında geldi yanıma terasta beni görünce
"Ne yapıyorsun sen burada ağladın mi ne oldu?"
"Atlayacaktım. Vazgeçtim"
Yanıma geldi yüzüme baktı dudağımın kanayan yerine dokundu
"Vural denilen adam mı yaptı?"
Kafa salladım küfür savurdu Vural'a. Kolumdan tuttu
"Bana gidelim hadi şu yüzünü temizleyelim"
Kafa salladım. Ona gittik bu ev nedense yabancı gelmiyordu artık. Koltukta otururken saatler önce benim ona pansuman yaptığım yerde o bana yapıyordu.
"Ne oldu neden dövdü?
"Sıktır et"
Derin bir nefes aldım.
"Teklifin hala geçerli ise kabul ediyorum"