2.Bölüm

861 Words
Görünmez Çatlaklar Görünmez olmak. Bu düşünce, Sibel'in zihninde bir tohum gibi filizlendi. Kerem onun varlığını silmeye çalıştıkça, Sibel de kendi varlığını, onun göremeyeceği şekilde yeniden inşa etmeye başladı. Artık pencerenin önünde ölü bir balık gibi beklemek yerine, evi sessizce keşfediyordu. Önce kütüphaneye girdi. Raflar, çoğunlukla ekonomi, siyaset ve hukuk kitaplarıyla doluydu. Ama en üst rafta, ciltleri yıpranmış birkaç roman ve bir de eski bir şiir kitabı dikkatini çekti. Kerem Alaz'ın bu kitapları okumuş olabileceği fikri o kadar uzaktı ki, belki de bir önceki sahibinden kalmışlardı. Yine de, birini alıp karıştırdı. Sayfaların arasında, kenarlara not alınmış tek bir kelime bile yoktu. Her şey, tıpkı ev gibi, steril ve kişiliksizdi. Bir sonraki adımı, mutfağa girmek oldu. Aşçı, günlük yemekleri hazırlayıp gidiyor, buzdolabı lüks ve hazır yiyeceklerle doluyordu. Sibel, bir sabah, aşçı gittikten sonra mutfağa girdi ve basit bir omlet yapmaya karar verdi. Bu, küçük, anlamsız bir isyandı. Kendi yemeğini yapmak, bu evdeki bir eşya olmadığının, tercihleri olan bir insan olduğunun kanıtıydı. Tavanın cızırtısı, eve yabancı, sıcak bir ses getirdi. O sırada, o gün beklenmedik bir şekilde erken dönen Kerem, tam da bu sesle karşılaştı. Kapıyı açıp içeri adım attığında, mutfaktan gelen yaşam belirtisi onu bir an için şaşırttı. Sesi duyulmadan salona kadar ilerledi. Sibel, tavayı ocaktan alırken onu gördü ve elindeki tabağı düşürecek gibi oldu. Yüzünde, yakalanmış bir çocuğun suçluluk ifadesi vardı. Kerem, bir anlık şaşkınlığı, hemen her zamanki soğuk ifadesiyle maskeledi. "Aşçıyı mı kovdun?" diye sordu, sesinde alaycı bir ton vardı. "Hayır," diye cevapladı Sibel, sesi gıcırdayarak. "Sadece... kendime bir şeyler yapmak istedim." Kerem'in gözleri, Sibel'in elindeki sade omleti süzdü. "Umduğundan daha zor bulursun. Bu mutfak, gösteriş için yapıldı, kullanılmak için değil." Cümlesini bitirip çalışma odasına doğru yöneldi, ama bu sefer kapıyı tam olarak kapatmadı. Bu, küçük ama önemli bir değişiklikti. O günden sonra, Sibel'in sessiz keşifleri devam etti. Bazen, Kerem'in çalışma odasının önünden geçerken, telefonda konuştuğu buz gibi tonunu duyuyor, bazen de derin bir sessizlik olduğunu fark ediyordu. Bir akşamüstü, eve döndüğünde Kerem'i salonda, koltuğa gömülmüş, Boğaz'a dalıp gitmiş halde buldu. Yüzündeki ifade, öfke ya da hesapçılık değil, tükenmişlik ve derin bir yalnızlık gibiydi. Sibel, onu izlerken, için garip bir sızı hissetti. Bu adam, karanlık imparatorluğunın lideri, aslında kendi inşa ettiği bu cam kafeste, ondan farksız bir mahkum muydu? Bu düşünce, Sibel'i şaşırttı. Ona acımak mı? Bu, kendisine yapılan ihanetin en büyüğü olurdu. Hızla oradan uzaklaştı. Ertesi akşam yemeği, her zamanki gibi sessiz geçmiyordu. Sibel'in içinde, bir şeyler sormak, o buz duvarında bir çatlak açmak için dayanılmaz bir istek vardı. "Bu ev..." diye başladı, sesi yemek takımlarının şıngırtısına karışarak. "Hiç insan sesi duymamış gibi." Kerem, başını kaldırdı. Bu, Sibel'in ilk defa bir iş ya da borçla ilgisi olmayan bir cümlesiydi. "Gürültüye gerek yok," diye yanıtladı, ama gazetesini indirmişti. "Ses değil," diye ısrar etti Sibel, cesaretini toplayarak. "Yaşam. Burada hiç misafir gelmez. Hiç müzik çalmaz." "Misafir, zaaf getirir. Müzik, dikkat dağıtır," dedi Kerem, ama bakışları Sibel'in üzerinde sabitlenmişti. Onu gerçekten görüyor gibiydi, belki de ilk kez. "Seni rahatsız mı ediyor?" Sibel, bu doğrudan soru karşısında irkildi. "Beni rahatsız eden tek şeyin bu olduğunu mu düşünüyorsun?" diye karşılık verdi, sesinde küçük bir meydan okuma vardı. Kerem'in dudaklarında, silik, neredeyse hayal meyal bir gülümseme belirdi. O kadar ani ve beklenmedikti ki, Sibel onu hayal edip etmediğinden emin olamadı. "Hayır," diye cevapladı sakin bir tonla. "Ama diğer şeyler değişmeyecek. En azından şimdilik. Müzik... belki." Ertesi gün, eve yepyeni, son model bir müzik seti geldi. Sibel, paketleri açarken elleri titriyordu. Bu bir jest değildi, bir zafer de değildi. Daha çok, bir deney hayvanının kafesine konulan yeni bir oyuncak gibiydi. Ama yine de, bir şeydi. Boğaz'ın hüzünlü vapur seslerinin yerine, evi dolduran bir klasik müzik parçası, atmosferi fiziksel olarak değiştirdi. Kerem o akşam eve döndüğünde, kapıyı açar açmaz müziği duydu. Bir an duraksadı, sonra ceketini çıkarırken hiçbir şey söylemedi. Ama yüz ifadesi, her zamanki gergin çizgilerden biraz daha yumuşaktı. Bir cumartesi öğleden sonra, Sibel, balkonda oturmuş, elinde bulduğu o eski şiir kitabını okurken, Kerem beklenmedik bir şekilde yanına çıktı. Sibel, tedirgin olmuştu. "Rahatsız ediyor muyum?" diye sordu Kerem, alışılmadık bir nezaketle. "Bu senin evin," diye mırıldandı Sibel. "Evet," diye onayladı Kerem, balkonun kenarına yaslanarak. Uzun bir süre, aşağıdaki suyun üzerinde gezinen martıları izlediler. Sonra, Kerem, Sibel'in elindeki kitaba işaret etti. "Onu nereden buldun?" "Kütüphaneden," dedi Sibel. "Özür dilerim, izin almalı mıydım?" "Hayır. Sadece... onları unutmuşum." Bir an için sustu. "Annemindiler." Bu küçük itiraf, Sibel ile Kerem arasındaki havayı anında değiştirdi. Kerem, hayatında ilk kez kişisel bir şey paylaşmıştı. Sibel, ona bakarken, gözlerinin içinde, o buzul maviliğin derinliklerinde, çok eski bir acının izlerini gördü. Bu, onu yıkan, ona zulmeden adam değil, kendi karanlığına hapsolmuş başka biriydi. "Güzel şiirler," diye fısıldadı Sibel, cesaretini toplayarak. Kerem başını çevirip ona baktı. Bu seferki bakış, bir malı inceleyiş ya da bir hayaleti görmezden geliş değildi. Derin, sorgulayıcı ve karmaşık bir bakıştı. İçindeki karanlık, Sibel'in içindeki karanlığa bakıyor gibiydi. "Evet," diye tek kelimeyle cevapladı. Sonra, hiçbir şey söylemeden içeri girdi. Sibel, arkasından bakakaldı. Kalbi, garip bir hızla çarpıyordu. Kerem'in içinde bir ışık olduğunu değil, ama belki de, kendi içindeki karanlığın, onunkinden farklı olmadığını fark etmişti. Zifirin içindeki ışık, dışarıdan gelen bir kurtarıcı değil, belki de her ikisinin de taşıdığı, henüz keşfedilmemiş bir insanlık kıvılcımıydı. Ve o gün, buzların arasında, ilk gerçek çatlak oluşmuştu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD