"Etme, kabul etme!” diyen adamın sesi sertti.
“Neden?” derken genç kızın sesi ise titriyordu.
“Yakarım, paramparça ederim seni. Yeminim olsun acımam seni sende bırakmam!” diyen genç adam, sesi kadar bakışlarıyla da bunu yapacağını belli ediyordu.
Gözleri çoktan dolmaya başlayan genç kız,
“Bu kadar yaklaşmışken sevdama neden kabul etmeyeyim ki?” diye sordu anlamsızlıkla.
“Anlamıyor musun Züleyha?! Ailemin verdiği söz beni ilgilendirmiyor.” diye bağıran genç adamın sinirleri müthiş derecede zirve yapmıştı. “İstemiyorum dedim seni evvelden, şimdi de sana yapacaklarımı söylüyorum. Bu kadar mı gurursuzsun sen?”
“Ben… Ben sadece.” deyip sustu genç kız.
“Sen, seni sevmeyen ve asla da sevmeyecek birine aşık olacak, dahası onunla evlenmeyi düşünecek kadar safsın. Zavallısın!”
İşte bu sözler Züleyha'nın çok zoruna gitmişti. O an kendi kendine yemin etti, ‘Allah şahidim olsun ki Mustafa seni öyle bir hale getireceğim ki, kapımda köpek olacaksın.’
***
"Madem evlenmeyi kabul ettin, o vakit koynuma girmeye de razısın anlaşılan." diyen adamın sözleri alaycıydı.
Yutkundu Züleyha işittikleri ile.
"Evlenmeyi kabul ettim ancak buna katiyen müsaade etmeyeceğim elbet." derken ciddi durmaya çalışıyordu.
Dudaklarına alaylı bir gülüş konduran Mustafa,
"Sen öyle san Kızıl Gonca, ben istediğimi alırım. Eninde sonunda o gerdek gecesinde benim koynuma gireceksin. İşte o kadar!" dedi ve odadan çıkıp gitti...
Aşktan kaçan bir adamın ve aşkla dolu olan bir kızın zorluklarla dolu hikayesi...
ZÜLEYHA VE MUSTAFA