Restleşme!!!

1663 Words
Ne oldu bilmiyorum ama o akşamdan sonra yani 3 gündür sahneye çıkmıyorum. Yine hücrem dediğim odadayım, Dizdar bir kez bile gelmedi yanıma, Victoria geliyor günlük hareketleri yaptırıyor yeni figürler çalıştırıyor ama asla farklı tek kelime konuşmuyor. Onun dışında da korumalar gelip yemek bırakıyor sadece. Bir kez ben Victoria'ya sordum dayanamayıp. "Neler oluyor Victoria" Bu arada Türkçe biliyormuş ama inadıma İngilizce konuşuyor sözde beni muhatap almamış olacak.. "Seni ilgilendiren bir şey yok" "Ama 3 gündür çıkmıyorum sahneye" "Patron ne derse o" "Peki" "Ne o çok mu sevdin sahneyi, özledin mi ayrı kalınca" Gözlerimi devirdim öyle deyince hala düşüp oramı buramı morartıyorum hala utançtan geberiyorum ama evet çok özledim gerçekten.. "Sadece ne olup bittiğini merak ettim" "Bu akşam çıkacaksın merak etme" Onun dediğiyle çaktırmadan gülümsedim, şükür yeniden bir umudum olacaktı demek ki.. Akşama kadar içimde garip bir hisle devam ettim hazırlanmaya akşam olduğunda bu defa bana iç çamaşırından bozma kıyafetler değil siyah deri bir tulum getirdi Dizdar ve 3 gün sonra onu görünce şaşırdım. Çünkü dağılmış görünüyordu. Beter olsun.. "Bana bak Şimal, kısa bir gösteri yapacaksın. Tek bir adamla dahi göz göze gelmeyeceksin. İşin biter bitmez beklemeden odana gideceksin anlaşıldı mı?" "Anladım" dedim demesine ama gözlerindeki tedirginlik beni mest etti. Her ne olduysa sağlam sıkışmış köşeye.. İçimin yağları eridi. Tulumu giyip çıktım sahneye her zamanki gibi gösterime başlamışken bir anda ortalık karıştı arka arkaya patlayan silahlarla sadece kafamı ellerimin arasına alıp çöktüm yere. Bu bir işaret, kesinlikle bu bir işaret herkes koşuşturmaya çığlık atmaya başladı, baktım Dizdar yok ortada korumalar da sağa sola ateş açmaya başlayınca bu benim beklediğim işaret oldu. Ben de çıkışa doğru koşmaya başladım. Allah'ım çok şükür çok şükür.. Kurtuluyorum.. Bir yandan da zihnime kazıdığım numarayı tekrar ediyorum. Milletin arasına karıştım kapının önüne çıkar çıkmaz önümde siyah büyük bir araba durdu vallahi şuan Azrail gelse beklemem giderim onunla kapı açılınca hemen bindim ama kalbim küt küt atıyor. Allah'ım çok şükür çok şükür diyorum yüzümde kocaman sırıtmayla. O anda ön taraftan bir ses geldi. "Nereye gidebileceğini sanıyordun Şimal" Şokla baktım sesin geldiği yöne. Dizdar! "Ama.. ama" "Ama ne güzel de kaçmıştın benden değil mi Şimal" Gözlerimden sağanak gibi boşalmaya başladı yaşlar, lanet herif burada da buldu beni. "Bırak artık beni, ne olsun istiyorsun Dizdar, mekanın kurşunlandı. Daha ne olsun istiyorsun.." "Dert etme güzelim bunun gibi 6 tane daha mekanım var. Burası alıştırmaydı senin için asıl mekana geçiyoruz sadece ufak bir pürüz vardı onu halletmem lazımdı bunun için de bir hedef göstermem gerekiyordu. Geçen gece geberttiğim herifin yakınları sözde benden intikam almaya kalktı da..." "Allah belanı versin senin" Kahkaha attı, pislik herif.. "Olur olur versin" Sonra arka tarafla bağlantıyı kapattı yeniden, öndeki adamla konuşmaya başladılar. Çok cılız geliyor sesler zaten kısık sesle konuşuyor ama açıkçası merak ettim konuştuğu şeyi çünkü Dizdar o ilk tanıdığım Dizdar değil. Korku var gözlerinde.. "Patlattınız mı mekanı?" dedi. Muhtemelen telefonla konuşuyor. Ne yani içindeki insanlara aldırmadan patlatacaklar mı orayı. Delirmiş bu adam.. ama sonra bir şey oldu daha doğrusu o bir küfretti ardından araba ani fren yaptı o kadar hazırlıksızdım ki yere kapaklandım . Hemen kalktım düştüğüm yerden. Sonra sesi daha yakından gelmeye başladı muhtemelen indi dışarıda konuşuyor. "Ne diyorsun lan sen?" "Nasıl olmaz oğlum, müdürle konuştunuz mu. Nasıl çıkarken bir Allah'ın kulu bile görmez." "Sikeceğim lan hepinizi. Kim almış belli mi?" "Ne? Lan Kenan Kurt ne alaka. O nasıl ulaşmış benim kardeşime.." Deli gibi bağırıyor bu Kenan Kurt kimse belli ki kardeşine zarar vermiş. "Tabi ya, anlaşıldı şimdi.. Ne demiş ne demiş." "Bu Dizede seni dize getirmezse başka dizelerde buluşuruz elbet demek. Gözdağı veriyor aklınca bana. Kardeşimin kılına zarar versin onların hepsinin gözlerinin önünde beceririm bu kızı. Aynen böyle ilet." Sonra birden kapıyı açtı, çenemden tutup sıkmaya başladı. "Başıma öyle büyük bir bela bulaştırdın ki dua et benim en kıymetlim zarar görmesin.. Olur da o zarar görürse aleme ibret için meydanda sikerim seni" Zorla yutkundum bu söylediğiyle benim yüzümden masum kimsenin zarar görmesini istemem elbette ama benim ne suçum var... "Farkındaysan beni sen tutsak ettin, insan yüzü bile görmüyorum doğru düzgün ben ne yaptım sana." "Başıma bela ettiğin Yiğiterler yaptı, kardeşimi almışlar sıkıyorsa bir şey yapsınlar ona sen o zaman tanırsın Dizdar kim?" "Bırak o zaman beni manyak bırak" diye avazım çıktığı kadar bağırdım. İçim ağzına kadar umut dolu artık, unutmamışlar beni üstünden nerdeyse 3 hafta geçti ama benim için uğraşıyorlar. Allah'ım sana şükürler olsun şükürler olsun. "Bırakmıyorum amına koyayım anladın mı beni, o sik beynine iyice sok bırakmıyorum seni. Hatta bekle sen, sana öyle bir şey yapacağım ki ben yalvarsam da benden gitmeyeceksen" Benim bir şey söylememe fırsat vermeden kapattı kapıyı ama hiçbir tehdidi umrumda değil hala beni arıyorlar ve bu Yiğiterler belli ki bu Dizdar denen pisliğin kuyruğuna fena basmışlar.. Arabanın tekrar çalışmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım epey bir süre daha gittik ardından kolumdan tutup sürükler gibi götürmeye başladı beni ama bu geldiğimiz yer nasıl anlatayım size diğer yerle kıyasladığımda devasa bir mekan.. Çok katlı üstte kocaman bir teras var. Rengarenk ışıklandırmalar yüksek sesli müzik. Biz sahne kısmına uğramadan yandaki merdivenlerden yukarı çıktık beni bir odaya tabiri caizse fırlattı. "Geçici süre burdasın sakın burada cam pencere olması seni yanıltmasın unutma benim değilsen kimsenin olmana izin vermem, sıkarım kafana. Şimdi uslu uslu dur" Keşke sıksan da bitse bu çile demeyi ne çok isterdim.. O çıkınca odaya baktım, geniş ferah mis gibi bir oda burası. Yatak var, içinde banyo var ki ben diğer tarafta banyomu bile başımda bekleyen bir kadının yanında yapıyordum. Odayı incelerken pat diye açıldı kapım ki bir kadın koruma girdi içeri. Gerizekalı herif kurtulmaya bu kadar yaklaşmışken intihar eder miyim ben be avucunu yala.. Kadınla hiç konuşmadan dolabı açtım kadın kıyafetleri var ama kıyafet demeye bin şahit ister güç bela aradan bir şort takım buldum onu alınca banyoya geçtim koruma da arkamdan geldi tabi o kadar alışmışım ki bu absürt duruma itiraz etmedim artık. Hızlıca bir duş alıp o takımı giydim. Haftalar sonra yatak bulmanın mutluluğuyla girdim yatağa bugün uyuyacağım ve biliyorum yarın her şey çok güzel olacak... 🥀 "Nasılsın Dize?" "Çok iyiyim teşekkür ederim sen nasılsın Kurt" "Harikayım böyle güzel bir misafirim olunca daha mutlu oluyorum." "Sevindim abim kıymetlini verdi mi?" "Verecek, seninle bir tane fotoğraf çekinebilir miyim?" "Olur ben çok severim fotoğraf çekinmeyi?" Dün Dize'yi aldıktan sonra el altından saldığım haber bomba gibi düştü ortama . Kolay kolay ima etmem, gözdağı vermem yani tehdit falan benim işim değil. Giderim hallederim gelirim. ama işte insanın hayatında yapmam dediklerini de yapması gereken bir zaman oluyormuş. Bugün Dizdar iti kafasını uzattı nihayet. O da bana haber yollamış kardeşimin kılına zarar gelirse de falan da fıstık.. Rest öyle çekilmez böyle çekilir diye şimdi Dize'yle bir fotoğraf çekineceğim ve ona göndereceğim. Bakalım nasıl karşılık verecek. Dize'yle yan yana gelince saçından bir tutam alıp kendime bıyık yaptım ikimiz de gülerken çektim fotoğrafı tabi öncesinde izin aldım böyle yapabilir miyim diye çünkü gerçekten küçük bir çocuk gibi.. Masum.. Ömür boyu da benim himayemde artık ben o Dizdar şerefsizini yaşatmam ama bu kızı da ortada bırakmam. Fotoğrafı çekince bizim çocuklara yolladım.. "O ite ulaştırın deyin ki, sen o kıza hele bir dokun bak bakalım Kor ne yapıyormuş!" Yine de taktir ettim, ben illaki kafasını çıkarır dedim ama o kendini deşifre etmedi. Ya çok korkuyor ya kızı kaybetmeye tahammülü yok. Sebebinin de benim için önemi yok zaten. Bu kadar yumuşak karnını bulduktan sonra kendine denizin altında köşk inşa etse benim ateşim kurutur o denizi. İyi bilir.. İyi tanır o beni.. Dize'yle biraz daha sohbet ettikten sonra çıktım dışarı, holdinge geçtim. Ben döner dönmez babam hemen el çekti işlerden, Gülce sultanın dizinin dibine döndü. Size ilginç bir şey söyleyim böylesine aşkla birbirine bağlı bir ailem olsa da hatta halam ve Kenan amcamda da durum aynı.. ama ben aşka inanmıyorum. Bir çeşit illüzyon gibi geliyor bana, işin hilesini çözenler güzel kotarıyor bu işi çözemeyenler ilk gösteride çuvallıyor. Bu sebeple öyle aşk, sevgili yok efendim evlenme falan hiç bana göre değil. Ben tek gecelik ilişkilerin adamıyım. Yatarım sonra çeker giderim bugüne kadar aynı kadınla ikinci kez bile yatmadım.. Mesela biz 7 kardeşiz. Annemleri 7 de durduran neydi bir fikrim yok.. Hepsi de ikiz ve üçüz.. Benim mesela üçüzlerim var. Mert Aslan ve Ali Pars. Mert Aslan evlilik adamı bir gün hayatının aşkını bulacağından çok emin umutla bekliyor. Ali Pars bambaşka bir adamdır şu kadar söyleyim benim karanlığım onun yanında aydınlık kalır. Görünen yüzü psikiyatr ama kimsenin bilmediği yüzünü ne siz sorun ne ben söyleyim.. Sonra ikizlerimiz var Gülçin ve İnci. Kardeşlerim diye demiyorum ama muhteşemler çok güzeller yani ve babamın daima göz hapsindeler zaten öyle yanlış işlerde de gözleri yok.. Diğer ikizlerimiz ise Kar Cennet ve Ayaz Naim. Onların olayı bambaşka zaten onları da bilahare anlatırım size. Demem o ki herkes birbirinden şüphesiz farklı ama benim bir kadına aşık olmam için kırmızı kar falan yağması lazım herhalde.. Neyse iş güç beni bekler bırakalım aşkı meşki.. Akşama kadar toplantılar, imzalar derken akşam çıktım şirketten. Şevki ki kendisi benim en yakın adamım tanıdınız bildiniz biraz değişik bir tip ama aşırı matrak yeri gelir gülmekten karnınız ağrır.. O geldi yanıma. "Abi, Dizdar sana haber yollamış" "Ne diyor" "Kardeşime dokunma demiştim sonuçlarını görmeye hazır ol" "Oyyy lan niye bir kerede söylüyorsun korktum oğlum" "Korktuysan ben de onu korkutayım mı abi" "Yapar mısın lan bunu benim için" "Yaparım abi" "Çok merak ettim karşılık olarak ne yapacaksın" Bakın şimdi gelecek muazzam cevaba. "Kız kardeşiyle top oynayım mı abi" Yemin ederim abartısız 3 dakika falan kahkaha attım. Manyak bu çocuk.. Biraz sakinleşince hala ciddi ciddi bana bakan adama baktım, sertleştirdim yüzümü. "Şevki bir insan o kadar korkutulur mu sen ne biçim insansın lan" "Abi ben seni korkuttu diye şey ettiydim" "Yok yok o bizim insanlığımıza sığmaz. Bak bir daha duymayım. Top oynamak falan. Allah'ım sen bizi koru" deyip bir de kulağımı çekip tahtaya vurdum. Çok seviyorum lan bu çocuğu. Kafam dağılınca bastım evime gittim. Gece yarısına kadar bir hatunla güzel dakikalar geçirdim ama gece pek de güzel olmadı.. Gece telefonuma bir fotoğraf düştü altında da bir not. "Sana dokunma demiştim bak bakalım sonucu nasıl oluyormuş.." Yüzü maskeli bir kadın iki kişi tarafından tutulmuş ve Dizdar iti koluna iğne batırıyor. Hay ben böyle işin amına koyim yaa.. Kıza uyuşturucu mu verdi bu it!!!!
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD