Sabahın ilk ışıkları yeryüzünü aydınlatırken elimdeki kahve ile hastanenin çatısında insanların pek uğramadığı o yere geçtim. İstanbul ayaklarımın altındayken esen rüzgarla içim titredi
Üzerimde ki hırkaya biraz daha sığınırken kahvenin kokusunu içime çektim. Sıcak, dumanı hala üzerinde tüten ve enfes kokan kahvemden küçük bir yudum aldığımda boğazımdan akıp giden o sıvı bütün yorgunluğumu almıştı adeta. Kahvemi yanımda ki mermerin üzerine koyduğumda gülümseyerek doğan güneşi izliyordum.
Gökyüzünü kendi kızıllığına katarak yükseliyordu tepedeki yerine. Gökyüzünün mavisine karışan o turunculuk o kadar güzeldi ki insan izlemeye doyamıyordu. Yanımda ki kahveden ufak bir yudum daha aldım. Bakışlarımı büyüleyici İstanbul manzarasında gezdirirken gülümsemem genişledi. Fatih'in en güzel hastanelerinden birinde çalışıyordum. Özel bir hastaneydi ama şartları oldukça iyiydi.
Derin bir nefes alarak titreyen telefonuma çevirdim bakışlarımı. Annem sabahtan beri bilmem kaçıncı kez aramıştı ama açamamıştım. Dün geceden beri o kadar yoğundum ki kafamı kaşımaya vaktim bile yoktu. Kahvemin hemen yanında duran telefonumu aldım ve aramayı cevaplandırdım.
"Efendim annem?" dediğim an derin bir oh çekti ciğerlerine. Ardından ise hemen konuşmaya başladı.
"Müjgan, neden telefonlarını açmıyorsun annem sen?" dedi telaşlı bir şekilde. Güldüm.
"Tatildeyim ya anne, keyfimi bozamadım." dediğimde annemin kaşlarını çattığını bilerek daha da fazla güldüm.
"Müjgan!" dedi sinirli bir şekilde. Onunla uğraşmayı eve döndüğüm zamana bırakarak, "Yoğundum anne." dedim "Dün gece zincirleme bir kaza oldu sabaha kadar onunla uğraştık." dediğimde 'hih' diye bir ses çıkardı. "Korkma," dedim hemen. "Çok ciddi yaralanmalar yok." Yalan dedi iç sesim. Evet yalandı ama annem bu tarz haberleri duymaya dayanamıyordu hatta haberlerde çıkınca oturup ağlıyordu. Özellikle gençlere daha fazla üzülüyordu.
"Doğruyu söyle Müjgan!" dediğinde gülümsedim.
"Doğruyu söylüyorum annecim." dedim "Hadi kapatıyorum ben," dedim "Hazırlanayım da eve geleceğim." diye devam ettiğimde annem, "Tamam annem, ne istersin yemek?" diye sordu.
"Bir şey istemiyorum anne," dedim "Arkadaşlarla kantinde yedik bir şeyler." diye devam ettim yine yalan söyleyerek. Dün geceki yoğunlukta yemeğin y si bile aklıma gelmemişti. Tek düşündüğüm kimi daha hızlı kurtarabileceğimizdi. Ama annemin bunu da bilmesine gerek yoktu.
"Tamam annem." dedi "Hemen hazırlan gel." dediğinde kafamı salladım gayriihtiyari bir şekilde sonra annemin karşımda olmadığını fark ettiğimde, "Tamam annem." dedim ve telefonu kapatarak soğumuş kahvemi elime aldım. Birkaç yudumda bitirdikten sonra kağıttan bardağımı buruşturarak çöpe attım. Elime telefonumu alarak ayağa kalktım ve hazırlanmak için giyinme odasına doğru yürümeye başladım.
Merdivenleri hızlı bir şekilde inerken aklıma gelen ufaklık ile onkoloji bölümüne döndüm.
Dün gece ona söz vermiştim ama kaza olunca yanına gidememiştim. Koşarak o tarafa doğru ilerlerken önüme bakmıyordum. Aniden çarptığım bedenle geriye savrulurken dudaklarımdan firar eden ufak çığlığa engel olamadım. Birkaç sekteden sonra dengemi sağlayarak kafamı kaldırdım ve karşıya baktım.
"Çok özür dilerim doktor bey." dedim karşımda bana bakan adama. Üzerinde doktor önlüğü vardı ama ben daha önce onu burada görmemiştim. Kafamı kaldırdığımda göz göze geldik. Mavi gözleri şaşkınlıkla bana baktı.
"Aa..." dedi "Önemli değil." diye devam ettikten sonra kafamı salladım ve harekete geçtim.
"Tekrar özür dilerim." dediğimde doktor bey, "Bir dakika." dedi ve olduğum yerde durarak adama baktım. Uzun boylu sarışın bir adamdı. Masmavi gözleri vardı ve oldukça yakışıklıydı.
"Buyurun?" dediğimde merakla sordum.
"Onkoloji bölümünden misiniz?" Sorduğu soru ile kafamı sağa sola salladım.
"Hayır," dedim "Sadece burada tanıdığım bir ufaklık var onu ziyarete geldim ameliyathane hemşiresiyim ben." dedikten sonra ekledim, "Bir şey mi oldu?" diye sordum.
"Yok," dedi "Sadece buraya yeni geldim de kimseyi tanımıyorum, kendime arkadaş arıyorum." dediğinde gülümsedim.
"Müjgan ben." dedim elimi uzatarak. Gülümsedi. "Fatih." dedi uzattığım elimi sıkarak ardından da, "Vaktin varsa bir kahvaltı yapalım mı?" diye sordu. "Özür dilerim hocam." dedim "Bugün eve gitmem lazım dün geceden beri nöbetteyim de." dediğimde elini alnına vurdu.
"Aaa öyle mi?" dedi "Kusura bakma, ben bunu düşünemedim." dediğinde kafamı sağa sola salladım. "Olur mu hocam ne kusuru." dedim "Müsaadenizle ben bir Emin'i göreyim sonrada gideyim." dediğimde kafasını salladı. Koşarak Emin'in yanına ilerledim. Odanın kapısını sessiz bir şekilde açarak içeri girdiğimde Emin'in uyuduğunu gördüm. Hüzünle kafamı önüm eğdiğimde derin bir nefes alarak arkamı döndüm ve çıkmak için kapıyı açtım. "Kandırdım ki!" diyen Emin'in sesini duyduğumda gülerek ona döndüm.
"Seni kandırıkçı..." dedim ve gülerek Emin'e döndüm. Elimde ki çikolatayı ona uzattım.
"Sende gelmedin ama dün." dediğinde derin bir nefes aldım. "İşim vardı yakışıklım." dediğimde çikolataya yandan bir bakış attı.
"İstemiyorum." dediğinde "Hmmm?" dedim merakla. "Nedenmiş o?" diye sordum. "Çünkü bu sefer çikolata ile gönlümü alamazsın." dediğinde üzgün bir şekilde ona baktım.
"Peki dün gece bir sürü insan kurtardığımızı söylesem sana..." dedim ve elimde ki çikolatayı salladım. Heyecanla bana döndü.
"Gerçekten mi?" dediğinde kafamı salladım usulca. Hemen çikolatayı aldı ve "Biraz anlatır mısın?" dediğinde gülerek yanına geçtim ve onun yaşının aldığı kadarı ile anlattım. Biraz da süslemiş olabilirim tabi ki...
Bir saat kadar sonra yorgun düşüp uyuduğunda alnına ufak bir öpücük kondurarak odadan ayrıldım ve hemen soyunma odasına gittim. Üzerimde ki kıyafetlerden kurtulup kendi kıyafetlerimi giydim. Ardından da tepeden topuz yaptığım saçlarımı açtım ve elimle düzelttim. Aynada ki aksime baktığımda oldukça yorgun bir yüz gördüm. Derin bir nefes almaya çalışarak gözlerimin altında ki akmış rimelimi sildim hemen ardından ise kolumda ki saate baktım.
10:01
Emin ile konuşurken vaktin nasıl geçtiğini anlayamamıştım kim bilir annem ne kadar merak etmişti. Hızla ayağıma ayakkabılarımı giydim ve anneme mesaj attım.
Mesaj:
Annecim, Emin'in yanına uğradım beni salmadı geç kaldım biraz yola şimdi çıkıyorum.
Yazıp yolladıktan sonra ayakkabılarımın bağcıklarını bağladım ve dolabımı kilitledim. Çantamı kontrol ettikten sonra bir şey unutmadığıma kanaat getirerek üzerimde ki hırkayı çıkardım, çantanın içine attım. Ardından da koşarak soyunma odasından çıktım.
Koridora çıktığım zaman ileride gördüğüm Fatih Hoca ile kaşlarımı çattım. Çünkü gülümseyerek bana doğru geliyordu.
"Hayırdır?" dedi "Eve gidecektin?" diye devam ettiğinde gülümsedim.
"Emin bırakmadı." dediğimde kaşlarını kaldırdı. "Onkoloji bölümünde ki ufaklık." dediğimde anlamış bir şekilde kafasını salladı. "Anladım." dedi "Eve mi gidiyorsun?" diye sorduğunda kafamı salladım usulca.
"Görüşürüz hocam." dedim ve elimi kaldırdım sonrada yanından geçmek için hamlede bulunduğumda konuştu.
"Müjgan." dediğinde durdum."Buyurun?" dedi merakla ona bakarken, "Şey..." dedi "Biliyorum ani olacak ama buraya daha yeni atandım ve otelde kalıyorum bildiğin bir ev var mı?" dediğinde aklıma ilk olarak Fatma nenenin evi geldi.
"Aslında var hocam ama giriş katı sıkıntı olur mu?" diye sorduğumda kafasını sağa sola salladı, "Olmaz da..." dedi "Nerede?" diye devam etti cümlesine.
"Bizim mahallede," dedim "Çok sevimli tonton bir ninenin giriş katı. Karşı dairesinde de o oturuyor zaten." dedi "Oğlu Almanya'ya gidince boşaldı ev kiracı arıyordu." dediğimde kafasını salladı.
"Süper beni ne zaman götürebilirsin oraya?" dediğinde hemen cevap verdim.
"Siz müsaitseniz şimdi bile olur hocam." dedim gülerek aslında ciddiydim. Otel parası günlük ne kadara çıkardı kim bilir. Maaşını bilmesem de iyi olduğunu tahmin edebiliyordum ama hazıra dağ dayanmazdı.
"Aslında çok iyi olur." dedi kafamı salladım. "O zaman hazırlanın gidelim hocam ben de Fatma nene mi arayayım." dediğim zaman kafasını salladı ve koşarak soyunma odasına girdi. Fatih hoca soyunma odasına girince hemen Fatma neneyi aradım.
Telefon dördüncü çalışta açıldığında, "Efendim?" diyen sesi duyuldu. "Nasılsın Fatma nenem.? diye sordum heyecanlı bir şekilde. Onun için heyecanlanmıştım. En azından bir gelir kaynağı daha olurdu. Durumu iyi sayılırdı ama yaşlı kadındı işte bir ihtiyacı olsa çocuklarının hepsi uzaktaydı. Biz ederdik yardım ama söylemezdi ki...
"Aaa, Müjgan kızım." dedi "Sen miydin?" dediğinde güldüm.
"Evet Fatma nenem benim." dedim "Sana bir haberim var." dedikten hemen sonra ekledim. "Müjdemi de isterim." diye takıldım. "Hayırdır yavrum?" dediğinde gülerek, "Senin eve kiracı buldum." dediğimde şaşkınlıkla konuştu.
"Aaa, kim?" dedi.
Gülümsedim. Ah Fatma nenem sanki söylesem tanıyacaksın?
"Bizim hastaneden bir doktor arkadaşım." dediğimde heyecanla, "Kız mı yavrum? Evli mi?" diye sordu.
"Yok nenem, "Dedim "Evli değil ayrıca erkek." dediğimde heyecanla devam etti. "Ay desene anlaşırsak bir oğlum daha olacak." dediğinde güldüm.
"O zaman müsaitsen getiriyorum nenem evine bakmaya." dedim gülümseyerek Fatma nene heyecanla, "Getir kızım getir." dediğinde gülümsemem genişledi.
"Tamam nenem birazdan görüşürüz." dedim "İyi günler." diye devam ettim. "Tamam kızım görüşürüz." dedi ve telefonu kapattı bu sırada Fatih hoca üzerini değiştirmiş yanıma gelmişti.
"Hazırım ben çıkalım mı?" dediğinde kolumda ki saate baktım. "Çıkalım dolmuşta şimdi gelir zaten." dedim ve ilerlemeye başladım. Bu saatlerde Cengiz hep buradan geçiyordu büyük ihtimalle yine o geçer diye düşünürken kapının önüne çıktık.
"Şey..." dedi "Benim arabam var ama." dediğinde şaşkınlıkla ona baktım. "Öyle mi?" dediğimde kafasını salladı. "Onunla mı gitsek?" dediğinde güldüm. "Tabii hocam olur." dedikten sonra neden bu kadar çekindiğine anlam veremedim. Önden arabasının yanına götürdüğünde şaşkınlıkla ağzım aralandı. Arabası oldukça şık bir arabaydı ve abim araba alacakken bu arabanın fiyatına baktığında dudağım uçuklamıştı.
"Sevdin sanırım benim bebeği." dediğinde kafamı salladım. "Güzelmiş." dedim sadece ve kapıyı açmasını bekledim. Kapıyı açtığında ön koltuğa oturdum ve kapıyı kapatarak emniyet kemerimi taktım. Fatih hoca da bindiğinde bana döndü.
"Adresi navigasyona girer misin?" dediğinde kafamı salladım usulca ve arabayı çalıştırarak navigasyonu açtı. Hemen adresi girdim ve elimi geri çektim. Arkama yaslanırken hastaneden çıktık.
Yola koyulduğumuz da gerilmeme sebep olan bir sessizlik çökmüştü arabaya.