Lena, gözlerini Leo’dan ayırmadan bir an düşünür. Kararlılıkla Leo’yu işaret eder.
Onu... seçiyorum.
Leo, Lena'nın seçimi karşısında hafifçe başını eğer. Yüzündeki hafif bir gülümsemeyle ona yaklaşır, profesyonelce elini uzatır.
Leo... Memnun oldum, hanımefendi. Sizi korumak benim için bir onur olacak.
Lena, elini uzatır ve Leo'nun elini sıkar. Ancak içinden geçen düşünceler onu rahatsız etmeye devam eder.
İlk defa tanışıyormuş gibi... Sanki sabah olanlar hiç yaşanmamış gibi... Ne yapıyorum ben? Ama... başka seçeneğim yok.
Lena, Leo'nun elini sıktığında, ikisinin de aklında sabah yaşananlar dolaşsa da, bunu dışa vurmazlar. Babası ise durumdan habersiz, Leo'yu onaylayarak Lena’ya döner.
İyi seçim, Lena. Leo’nun geçmişi ve eğitimi oldukça etkileyici. Sana iyi bir koruma olacak.
Lena, babasının sözlerini duyarken, Leo’nun yüzüne son bir kez bakar. Leo, gözlerini Lena’dan kaçırmaz, ama hiçbir şey söylemez.
Leo, Lena’nın babası Murat’ın geniş, lüks döşenmiş ofisine girer. Murat, masasının başında oturmuş, ciddi bir ifadeyle Leo'yu süzer. Leo, profesyonel bir şekilde Murat’ın karşısındaki sandalyeye oturur.
Leo... Bugün kızımı koruma görevini resmen üstleniyorsun. Lena benim için her şey demek. Onun güvenliği, senin birinci önceliğin olacak. Anlaşıldı mı?
Evet, efendim. Lena'nın güvenliği benim için en yüksek öncelik olacak. Canım pahasına onu koruyacağıma söz veriyorum.
Murat, Leo’nun kararlılığını görmekten memnun kalır. Ancak, yüzündeki ciddiyet değişmez. Masasının çekmecesinden bir anahtar, limitsiz bir kredi kartı ve iki silah çıkarır. Bunları Leo'nun önüne koyar.
Bu anahtar, Lena’yı koruman için kullanacağın arabanın. Kredi kartı da her türlü ihtiyacın için... Limitsiz. İhtiyacın olan her şeye sahip olmanı istiyorum. Ve bu iki silah... Biri senin, diğeri Lena için. Onun yanında olurken her türlü tehlikeye karşı hazırlıklı olmalısın.
Leo, önündeki eşyaları dikkatlice inceler, ardından başını kaldırıp Murat’a bakar.
Teşekkür ederim, efendim. Bunları en iyi şekilde kullanacağımdan emin olabilirsiniz. Lena’yı korumak için ne gerekiyorsa yapacağım.
Murat, Leo’ya güvenini göstermek için hafifçe gülümser, ama yüzünde hala sert bir ifade vardır.
Bak Leo, Lena biraz... nasıl derler... inatçı ve kalın kafalıdır. Kendi bildiğini okumakta ısrarcıdır. Bu yüzden onunla anlaşmak her zaman kolay olmayabilir. Ama senin onunla başa çıkabileceğini düşünüyorum. Umarım anlaşabilirsiniz.
Leo, Murat’ın bu sözlerini dikkatle dinler. Lena’nın karakteri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak, onun için önemlidir.
Merak etmeyin, efendim. Lena'nın karakterine uyum sağlayacağım. Onunla en iyi şekilde anlaşmaya çalışacağım. Ne kadar zor olursa olsun, görevimi yerine getireceğim.
Murat, Leo'nun bu kararlılığından memnun olur. Sandalyesine yaslanır ve bir süre düşünceli bir şekilde Leo’ya bakar.
İyi. Sana güveniyorum, Leo. Umarım bu güvenimi boşa çıkarmazsın. Lena’nın hayatı artık senin ellerinde.
Leo, Murat’ın sözlerinin ağırlığını hissetse de, bu sorumluluğu kabul ettiğini göstermek için yine başını sallar.
Sizi hayal kırıklığına uğratmayacağım, efendim.
Murat, Leo’ya son bir kez bakar, sonra elini uzatarak Leo'nun elini sıkar. Bu, görevin resmen başlaması anlamına gelir.
Unutma Leo... Lena benim için her şey. Onu korumak, senin hayatının en önemli görevi olacak. İyi şanslar.
Teşekkür ederim, efendim. Lena benim önceliğim olacak.
Leo, Murat’ın elini bırakır ve hafifçe eğilerek odadan çıkar. Murat, Leo’nun arkasından düşünceli bir şekilde bakar, ardından derin bir nefes alarak masasına geri döner.
Leo, Murat’ın ofisinden çıkıp koridorda ilerlerken, derin düşünceler içerisindedir. Ancak aniden bir kapı açılır ve bir el onu hızla içeri çeker. Leo, şaşkın bir şekilde odanın içine savrulurken, kapı kapanır. Gözlerini odakladığında, karşısında Lena’nın sinirli yüzünü görür.
Ne işin var burada? Beni mi takip ediyorsun? Dün gece sarhoşluğumdan faydalandın, şimdi de bunun karşılığını mı bekliyorsun? Eğer babam aramızda olanları öğrenirse seni yaşatır mı sanıyorsun?
Lena'nın sözleri biter bitmez, Leo’nun yüzü bir anda sertleşir. Onunla yüzleşmekten çekinmez ve hızla Lena’nın üzerine yürür. Lena, ne olacağını anlamadan Leo, onu boğazından tutarak duvara yaslar. İkisi de birbirlerine çok yakın durmaktadır; Leo’nun dudakları, Lena’nın dudaklarına değmeyecek kadar yakınlaşır.
Yardıma ihtiyacın vardı ve seni evime aldım. Hiçbir şey olmadı, sadece uyuduk. Hem sarhoş bir kadından faydalanacak kadar alçak biri değilim.
Lena, Leo’nun güçlü tutuşu ve gözlerindeki öfkeyle şaşkına döner. Sözlerini dinlerken içindeki korku ve şaşkınlık daha da artar.
Eğer seni altıma almak isteseydim, bunu ayık kafayla yapardım, ufaklık.
Lena, Leo’nun sözleriyle şok olur. Bir an için nefesini tutar, gözleri büyür. Leo’nun bu kadar öfkeli ve kendinden emin tavrı onu sersemletir. Boğazındaki baskı azalır ama Leo hala onu duvara yaslamaktadır.
Sen... Sen nasıl... Beni böyle tehdit edemezsin!
Alaycı bir şekilde gülümseyerek, Lena’ya meydan okurcasına
Tehdit mi? Sadece gerçeği söylüyorum, Lena. Baban her şeyin farkına varırsa ne olacağını düşünmek senin sorunun. Ama şunu bil... Ben seni korumak için buradayım. Ama eğer bana böyle ithamlarda bulunmaya devam edersen, işler karışabilir.
Leo, Lena’nın gözlerine son bir kez sert bir bakış atar, ardından yavaşça elini onun boğazından çeker ve geri adım atar. Lena, nefes nefese kalır, hala şaşkınlık içerisindedir. Leo, arkasını döner ve odanın kapısına doğru yürür.
Soğukkanlı bir şekilde, kapıdan çıkarken.
Seninle uğraşmak zorunda olduğum için ne kadar şanslı olduğumu söyleyemem. Ama görevim bu, ve işimi yapacağım. Seni koruyacağım, ne kadar zor olursan ol.
Lena, Leo’nun bu sözleriyle daha da sarsılır. Leo kapıdan çıkar, odadan uzaklaşır. Lena, birkaç saniye boyunca yerinde kalır, duyduklarını sindirmeye çalışır.
Kendi kendine, şok içinde fısıldayarak..
Bu adam... Ne cesaret!..