Çay molasından dönen birkaç çalışan masaların etrafında toplanmıştır. Kahkahalar, fısıldaşmalar… konuları aynıdır: Ece. Tuğba: — “Ya bugün Ece Hanım’ı gören oldu mu? Gerçekten dergiden fırlamış gibiydi.” Serhat: — “Sadece güzel değil, etkileyici de. Adar Bey’in onun gibi biriyle birlikte olması şaşırtıcı değil. Çok güçlü bir kadın.” Gülşah: — “New York’ta bir marka danışmanlığı yapmış, öyle duydum. Türkiye’ye onun için dönmüş. Hayran kaldım.” Şilan başını evraklardan kaldırmaz. Duyar, ama dinlemiyormuş gibi yapar. Her övgüde kalbinin bir yerine sanki bir iğne saplanır gibi olur. Tuğba: — “Gerçekten biriyle ciddi bir ilişki yaşıyorsa Adar Bey, bu kesinlikle Ece Hanım’dır yani. Hem kültür, hem zarafet, hem görünüş…” Gülşah (Şilan’a dönerek): — “Değil mi Şilan? Ece Hanım’a bayıldık

