Evin kapısını usulca açtım. İçeri girdiğimde mutfaktan gelen yemek kokuları, salondaki televizyon sesi ve annemin mutfağa özgü o tatlı telaşı, içimi bir anda sıcacık yaptı. Uzun zaman sonra ilk defa, içeri girerken yüzümde yorgunluktan çok mutlu bir ifade vardı. Sanki günlerdir içimde taşıdığım bir yük, az önce Adar’ın arabasında kaldı. “Şilan geldii!” diye bağırdı annem. Elindeki kaşığı tencereye bırakarak salona doğru seslendi. “Kızım nasılsın, geç kaldın bugün?” “İyiyim anne,” dedim, gülümseyerek. “Bugün işler uzadı, ama güzel geçti.” Babam koltukta gazetesine gömülmüş gibiydi ama gelişimi fark edince başını kaldırdı. “Yemek hazırsa oturalım,” dedi. Tipik babam — çok konuşmaz ama evde düzeni sever. Benim yüzümdeki o farklı ifadeyi fark etmedi belki ama abim… o her zamanki gibi dikkat

