Çatışmanın Altındaki Ateş

335 Words
Simülasyondan sonraki günlerde, Nergis ve Bingazi arasındaki çekişme daha belirgin hale geldi. Bingazi, onun yeteneklerini takdir ediyordu, ama disipline olan bağlılığı, Nergis’in bağımsız ruhuyla sık sık çatışıyordu. Nergis ise Bingazi’nin katı dış görünüşünün ardında, savaşın yükünü omuzlarında taşıyan bir adamın derinliğini görmeye başlamıştı. Onun hikayeleri—doğal seleksiyonu reddedişi, şansa inanmayışı—Nergis’in ilgisini çekiyordu. O, yalnızca bir komutan değil, bir hayatta kalandı; ve Nergis, kendi yolunda, onun gibi bir hayatta kalan olduğunu hissediyordu. Bir akşam, üssün sessiz bir köşesinde, Nergis ve Bingazi kendilerini bir strateji toplantısında baş başa buldu. Haritalar ve ekranlar önlerinde açıkken, konuşma beklenmedik bir şekilde kişisel bir alana kaydı. Nergis, bir anlık cesaretle sordu: “Sizce bu savaş gerçekten gelecek mi, Komutanım?” Bingazi bir an duraksadı, gözleri uzaklara daldı. “Savaş her zaman kapıdadır, Teğmen. Soru, gelip gelmeyeceği değil; hazır olup olmadığımız.” Nergis başını salladı. “Ve siz hep hazırsınız, değil mi? Hiç… korktuğunuz oldu mu?” Bingazi’nin dudaklarında hafif bir gülümseme belirdi, ama bu bir sırıtma değildi. “Korku, hayatta kalmanın parçasıdır. Onu reddetmek yerine, onu bir silah gibi kullanırsın.” Nergis, onun gözlerindeki kararlılığı gördü ve kalbinin bir an hızlandığını hissetti. Bu, bir komutan ve teğmen arasındaki bir konuşma değildi artık; iki insan, yaklaşan fırtınanın gölgesinde birbirini anlamaya çalışıyordu. Bingazi, Nergis’in gözlerindeki merakı fark etti ve ilk kez, onun sadece bir asker olmadığını hissetti. O, bir ruhtu; savaşın soğuk gerçekleriyle yoğrulmuş, ama hâlâ bir şeylere inanabilen bir ruh. O gece, toplantı bittiğinde, Nergis odasına dönerken kalbinin alışılmadık bir hızla attığını fark etti. Bingazi’nin sözleri, onun zihninde dönüp duruyordu. “Korkuyu bir silah gibi kullan…” Nergis, kendi korkularını düşündü—başarısızlık korkusu, yalnızlık korkusu, ve belki de en çok, birine bağlanma korkusu. Ama o akşam, Bingazi’nin yanında, bu korkular bir an için silinmişti. Bingazi ise odasında, masasının başında otururken, Nergis’in dosyasını yeniden açtı. Bu kez, notlara değil, onun fotoğrafına baktı. Ela gözler, kararlı bir çene, ve hafif bir gülümseme. “Bu kız,” diye düşündü, “ya en büyük zaferim ya da en büyük hatam olacak.”
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD