Keyifli okumalar
MAYA MEHROTHA
Saatlerce ameliyathane kapısında bekliyorum. Sevdiğim adamdan iyi bir haber alabilmek için dökmediğim gözyaşlarım kalmadı. Nefes alamıyorum artık içimdeki korku gitmiyordu. Hepimiz perişan haldeydik en çokta benim canım yanıyordu. Onu kaybetme korkusu yüreğimi acıtıyordu. Saatler durmuş geçmek bilmiyordu. Çaresizce öylesine diz çöküp ağlarken babamın sesini duydum.
"Maya" diyerek seslendi. Başımı kaldırıp kızarmış gözlerimle ona bakıyordum. Gözleri bana çaresizce bakmıştı. "Elini yüzünü yıka kendine gel." dediğinde başımı salladım. "Yaa ona bir şey olursa." dedim. O an sesim öyle bir titriyordu ki konuşacak gücüm yoktu. "Kızım sen korkma iyi olacak" dedi.
Babama inanmak istedim. Ama içimde hala bir korku vardı. Saate baktım ama hala aynıydı. Sanki durmak için inat ediyordu. Derin bir nefes almıştım. Ayağa kalkarken bacak aramda sıcak bir sıvının aktığını fark ettim. Annem endişeyle bana bakıyordu. "Maya" diyerek bağırdığında gözlerim bacaklarıma kaydı.
Kan... Kanamam olmuştu. Karnıma şiddetli bir ağrı girdiğinde çığlık çığlığa bağırırken annem yanıma geldi. Gözyaşlarıma engel olamıyordum. Hemşire sedye yatmama yardımcı olurken acilen müdahale odasına aldılar. Korkuyorum bu benim son şansımdı. Onu kaydetmek istemedim. Gözlerim kararıyordu. Sesler bana uğultuyla geliyordu. Dudaklarımdan sadece iki kelime çıkmıştı.
"Demir.. Bebeğim." dedim. Benim için sonrası zifiri karanlık olmuştu. Uykumun üzerinden kaç saat geçmişti. Bedenimde bir titreme meydana gelmişti. Üşüyorum tüylerim diken diken oluyor. Birinin sesi bana geliyordu. "Maya kızım." dedi. Gözlerimi açarken anneme bakıyordum. Aklıma bebeğim gelirken korkuyla elimi karnıma koydum. Annem saçlarımı okşarken, "Korkma kızım bebeğin durumu iyi." dediğinde derin bir nefes almıştım.
"Peki onun durumu nasıl?" diyerek sorunca gözleri doldu. "Hala ameliyatta." dediğinde neredeyse akşam olacaktı. Yataktan kalkmak isterken annem müsaade etmedi. "Kızım bebeğin sağlığı için dinlenmen gerek" dediğinde gözyaşları içinde baktım. "bebeğimin babası oradayken bunu Nasıl yapabilirim." dedim. Odaya giren Esma anne çaresizce bakıyordu. "Anne" dedim.
"Demir ameliyattan çıktı." dediğinde ayağa kalkarken başım dönmeye başladı. "Kızım göremezsin yoğun bakımda." dedi. Yatağa zorla yatırıp, "Sende dinlen bak hamilesin." dedi. Gözyaşlarım yanaklarımı ıslatırken gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.
Demir'in durumunun ağır olduğunu biliyorum. Çünkü annemin bana dediğine göre vücudunda hasar büyüktü. İçimdeki korkuyu bir türlü aşamıyorum. Yataktan kalkıp çıkarken babamın bakışları bana dönerken, "Neden kalktın?" diyerek sordu. Derin bir nefes alırken, "Demir nasıl onu merak ediyorum." dedim. Sesim titriyordu. Başını salladığında koluma girdi. Yoğun bakım katına asansöre binerken gözleri endişeyle bakıyordu.
"Kızım iyi misin?" diyerek sorunca, "Boşlukta gibi hissediyorum." dedim. Asansör durunca hızlıca çıkarken Esma anne bana baktığında, "Maya." dediğinde bana sarılmıştı. Yoğun bakım camından baktığımda öylece hareketsiz yatıyordu. Doktor kontrol için girmişti. Onun çıkmasıyla, "Durumu nasıl?" diyerek sorunca bakışları bana dönmüştü.
"Hala kritik vücudunda kırıklar oluşmuş." dediğinde gözyaşlarım akmıştı. "Onu görebilir miyim?" diyerek sorduğumda itiraz edecekken Esma anne rica etmişti. Hemşireyle bir odaya girip hazırlık yaptım. Üstüme uygun kıyafet vermişti. Hazır olunca hemen onunla girdikten sonra solgun yüzüne dokundum. Bedeni buz gibiydi. Elini tutarken gözlerim dolarken, "Sevgilim bak biz geldik lütfen bizi bırakıp gitme." dedim.
"Sen olmadan ben asla güçlü değilim. Şimdi anlıyorum ki benim gücüm senmişsin. Sen yanımda olduğun için bu kadar güçlü durmuşum. Sensiz ayakta bile duramıyorum. Seni bulmuşken kaybetmek istemiyorum. Bizi bırakma ne olur." dediğimde hemşire zamanın dolduğunu söyledi. Derin bir nefes aldığımda sevdiğim adamın yanağına öpücük kondurdum.
Yoğun bakımdan çıkarken kızaran gözlerimle aileme baktım. İçimde oluşan korku daha çok kendini belli ediyordu. Onu kaybetme korkusu yüreğimi deşiyordu. Bunu yapanı bulmak istedim ama Demir zaten onun cezasını vermişti. Bombayı birileri koymuştu. Onu bulduğumda o bombayı götünde patlatacağım yemin etmiştim. Hastaneden çıkarken babamın sesini bile duymazdan gelmiştim.
Kerim kapıda duruyordu. Demir'in sağ koluydu. Hafif yaralanmıştı. Demir daha yakın olduğu için patlama sırasında ağır yaralandı. Bakışlarım ona dönerken derin bir nefes çekmişti. " Yenge" dedi. Araca binerken o da binip karşıma oturmuştu. Gözyaşlarım akarken, "Bombayı kim koyduysa bana bulacaksın." dediğimde başını salladı.
"Polisler araştırma yapıyor." dediğinde öfke patlaması yaşadım. "Başlarım polislere onlardan önce bul yoksa kafana sık." diyerek araçtan inmiştim. Hastane bahçesinde hıçkırarak ağlarken birinin bana sarıldığını hissettim. Babamın kokusu saçlarıma öpücük kondurdu.
Titreyen sesimle, "Korkuyorum." dedim. Kendimi ilk defa bu kadar aciz ve çaresiz hissediyorum. Babamın bakışlarında umut vardı. " Uyanacak kızım korkma." dedi. Buna gerçekten o kadar inanmak istiyorum ki bir mucize olsun uyansın bana geri dönsün ağlamaktan sesim bile beni terk etmişti. Çalan telefon ortamdaki sessizliği böldü.
Babam telefonu açarken hemen ayağa kalktı. Kalbim korkudan hızla atmaya başladı. İki seçenek vardı. Demir ya uyanmış yada ikincisini düşünmek dahi istemedim. Babamın bakışları bana dönerken, "Kızım uyanmış." dediğinde önce idrak edemedim. Bu gerçek olabilir miydi?
Ayağa bir anda kalkarken, "Baba gerçekten mi?" diyerek sorduğumda başını sallamıştı. Derin bir nefes aldığımda hastaneye koştuğumda onun normal odaya alındığını öğrendim. Gözyaşları içinde odaya koşarken Demir'in bakışları anında bana dönmüştü. Halime bakınca iç çekerken ona sarılmak istedim. Kollarını açtığında yanına giderek sarılmıştım.
"Güzelim iyi misin?" diyerek sorunca hala benim için endişe ediyordu. Başımı sallarken hıçkırıklarım arttı. "Sen uyandın ya artık çok iyiyim." dedim. Doktorun odaya girmesiyle bakışlarım ona dönmüştü. "Demir bey geçmiş olsun." dediğinde başını salladı. "Bacağınız da hissizlik var mı?" diyerek sormuştu.
"Hayır hissediyorum." dediğinde başını salladı. Doktor bana bakarken, "Maya Hanım sizin de dinlenmeniz gerekir." dediğinde annem endişeyle, "Doktor bey kızım tekrar kanaması olur mu?" diyerek sormuştu. Demir kaşlarını çatarak, "Ne kanaması bebeğin durumu iyi mi? eşimin sağlığı yerinde mi?" ard ardına soru sordu. Bakışları bana dönerken annem ona baktı.
"Sen yoğun bakımda olduğun için üzüntüden kanaması oldu. Merak etme oğlum ikisi de gayet iyi." dediğinde gülümsedi. "Babasına aşık bir prenses." dediğimde bana dolmuş gözlerle baktı. "Kızım mı, olacak?" diyerek sordu. "kızlarınız." diyen doktora şaşkınca bakıyordum.
"İkiz kızlarınız olacak aslında söylemem gerekirdi. Ama o üzgün halde diyemezdim." demişti. Benim ikizlerim olacaktı. Hemde ikiz kızlarım gözyaşlarım akarken Demir elimi tuttu. "Sen var ya dünyanın en güçlü annesi olacaksın." dedi. Annemler eve giderken telefonu elime alıp mutlu haberi vermek için Esma anneme haberi vermiştim. Demir onunla biraz konuştuktan sonra uykuya dalmıştı.
Kerim bana adamı bulduğuna dair mesaj atmıştı. Derin bir nefes çekerken çantamı alıp çıktığımda araca binmiştim. Kapıda koruma olacaktı. Adam mahcupça bana bakıyordu. "adam bu mu?" diyerek sorunca başını salladı. "Anlat bakalım." dedim. "Bunu yapmak istemedim beni tehdit etti. Eğer yapmazsam gözümün önünde kızıma saldıracağını söyledi." dediğinde kanım dondu.
"Karakola gidip teslim olacaksın ailen güvene alınacak kimse dokunmaz kızlara burs verilecek." dediğimde şaşkınca baktı. "Beni öldürmeyecek misiniz?" diyerek sordu. "Seri katil değilim eğer teslim olmazsam kocam öldürür. Demir Atahan." dediğimde gözleri kocaman olmuştu.
"Demir Atahan mı? benim yüzümden mi? hepsine sebep olan ben miyim?" diyerek pişmanlıkla konuştu. "Tanıyor musunuz?" diyerek sorduğumda, "Yıllar önce kızımı bir pisliğin elinden kurtardı. Onun sayesinde kızım hayata tutundu." dedi. Boşuna demiyorlar iyilikten maraz doğar.
Kerim adamı karakola götürdüğünde telefonum çalmıştı. Koruma beni arıyordu. "Ferit ne oldu?" diyerek sorduğumda kocamın öfkeli sesini duydum. "Maya hemen yanıma geliyorsun?" diyerek bağırdı.
Telefon suratıma kapanırken hastaneye girdiğimde Ferit'in yüzü kireç gibi olmuştu. Odaya girdiğimde kolumdan tutup çeken Demir bana öfkeyle bakmıştı. "Bu işin peşini bırak" dedi. Derin bir nefes alırken, "Kızma herşeyi hallettim." dediğimde ona olayları detaylı anlattım.
"Şerefsize bak sen yardım ediyorum kızını ne haldeyken kurtardım. Ama o gelmiş sırtımdan vuruyor besle kargayı oysun gözünü." dediğinde dikişleri patlamıştı. "Yeter yat yerine." dedim. Akşam olmak üzereydi. Hemşire pansuman yaptığında odadan çıkarken Demir gözlerini kapatıp uyudu.
....
Aradan geçen bir hafta sonra Demir'in baskısına dayanamayan doktor onu taburcu etmişti. Elinden gelse adamı dövecekti. Kerim arabayı getirdiğinde tekerlekli sandalye getirdiğimde bana baktı. "Maya" dediğinde kolundan tutup onun oturmasını sağladım. Dışarı çıkarken Kerim'in yüzüne ters ters bakıyordu. "Oo kadının koynundan çıkabildin mi?" diyerek imalı laflar sokmuştu.
"ne yapacaktı senin bakıcın değil ki bekar adam sonuçta." dediğimde yüzüme baktı. Bu adam bugün tersten kalkmış olmalıydı. Herkese kızıyordu. Eve gidene kadar söylendi. Yine de ses etmedim. Araba durunca Ateş koşarak abisine sarılmıştı. Esma anne gözüme baktığında ellerimi kaldırdım. İçeri götürdüğümde," Sonunda evime kavuştum." dedi.
Yemek saati gelince yemeye başlarken Demir odasına çıkmıştı. Bende masadan kalkıp odaya çıkarken ilaçlarını vermiştim. Derin bir nefes aldığında gözlerini kapatırken beni de yanına çekmişti. "Karıcım gerçekten işin zor." dediğinde şaşkınca baktım. "Neden ki?" diye sordum.
"Kız çocukları babalarına aşıktır." dedi. Gözlerimi kısarak baktığımda, "Sen ne demek istiyorsun? Beni ihmal mi, ediyorsun." dediğimde kahkaha atmıştı. "Kıskanç karım benim." dedi. Dudaklarımı öpeceği anda, "Doktor bana yakınlaşma yasak olduğunu söyledi." dedim. Yüzüme anlamazca bakarken, "Sebep?" diyerek sormuştu. "Hassas dönem olduğu için." dedim. Gözlerini kapatıp derin bir nefes çekerken sırtını dönüp uyudu. Aslında böyle bir şey demedi. Ama birazcık delirtmesin istedim..
Bölüm sonu...