Bölüm:3 İKİNCİ BULUŞMA

453 Words
Elif, ertesi gün işe giderken içini garip bir huzursuzluk kaplamıştı. Artık bildiği bir gerçek vardı: 
Dün karşılaştığı o yabancı, ülkenin en güçlü adamlarından biri olan Aslan Karahan’dı. Bu isim bile 
kalbini hızlandırmaya yetiyordu. Ama hayatına bu kadar uzaktan dokunan biriyle bir daha yolunun 
kesilmeyeceğine inanmak istiyordu. Yanılıyordu…

Ofise vardığında toplantı odasında hummalı bir hazırlık vardı. Şirketin patronu, çalışanların 
hepsine resmi kıyafet giymelerini, sunum dosyalarının eksiksiz olmasını istemişti. Bu kadar telaş 
yalnızca çok önemli bir müşteri geldiğinde olurdu. Elif, arkadaşlarına ne olduğunu sorduğunda 
aldığı cevap onu yerinde dondurdu: 

— “Karahan Holding bugün bizimle ortaklık görüşmesi yapacakmış.” 

Elif’in nefesi kesildi. Kalemi elinden düştü. Damarlarına buz gibi bir soğukluk yayıldı. 
Demek ki o yabancı, şimdi resmî olarak karşısına çıkacaktı. 

---

Toplantı odasında ağır bir hava vardı. Herkes ciddi ve tedirgin görünüyordu. Kapı açıldığında içeri 
önce Aslan’ın iki asistanı girdi. Ardından Aslan Karahan… Siyah takım elbisesi, keskin bakışları, 
kendinden emin yürüyüşüyle tüm odanın havasını değiştirdi. Herkes ayağa kalktı. Elif başını 
kaldırmaya cesaret edemedi. Kalbinin atışları kulaklarında yankılanıyordu. 

Patronu, Aslan’a hoş geldiniz derken sesi titriyordu. Aslan kısa bir selam verip masaya oturdu. 
Bakışları odada dolaştı. Ve tam o anda Elif’in üzerine kilitlendi. Birkaç saniyelik sessizlik, 
sanki dakikalara yayıldı. Elif, o bakışların altında nefes alamıyordu. 

Sunum başladı. Sayılar, projeler, iş teklifleri… Ama Elif hiçbirine odaklanamıyordu. Zihni sürekli 
Aslan’ın varlığında takılı kalıyordu. Onun gözleri sanki her hareketini izliyordu. 

Bir ara patronu, Elif’in hazırladığı dosyayı sunmasını istedi. Elif titreyen elleriyle projeksiyonun 
yanına geçti. Konuşmaya başladığında sesi kısık çıktı. Ama birkaç saniye sonra kendini toparladı. 
Profesyonelliğini korumak zorundaydı. 

Sunum bittiğinde odada sessizlik oldu. Herkes Aslan’ın yorumunu bekliyordu. O ise bir süre hiç 
konuşmadı. Sonra dudaklarının kenarı hafifçe kıvrıldı. 

— “Sunum net ve anlaşılırdı,” dedi. Gözleri hâlâ Elif’teydi. “Özellikle hazırlayan kişi 
detaylara önem vermiş. Güzel iş.” 

Elif’in yüzü kızardı. Teşekkür edip yerine oturdu. Aslan başka hiçbir şey söylemedi ama onun 
bakışları Elif’in kalbine ağır bir mühür gibi işlenmişti. 

---

Toplantıdan sonra Elif dosyalarını toplarken, odada yalnızca birkaç kişi kalmıştı. O sırada Aslan 
yanına yaklaştı. Ses tonu düşük, ama buyurgandı: 

— “Dün akşam… seni gördüğümü fark ettin mi?” 

Elif’in kalbi yerinden çıkacak gibiydi. Birkaç saniye sustu. Sonra kısık bir sesle: 
— “Evet.” 

Aslan’ın bakışları derinleşti. 
— “Hayat garip tesadüflerle dolu. Belki de bu karşılaşma bir tesadüf değildir.” 

Elif’in nefesi kesildi. Ne demek istiyordu? Ama Aslan daha fazla bir şey söylemedi. 
Arkasını dönüp ağır adımlarla uzaklaştı. 

Elif masasına yaslandı. İçinde hem korku hem de dayanılmaz bir merak vardı. Bu adam kimdi 
gerçekten? Ve onun hayatına neden bu kadar hızlı adım atıyordu? 

O gece Elif eve döndüğünde pencereden yağmuru izledi. Aklında tek bir soru vardı: 
— “Bu adam benim hayatımı değiştirecek mi?” 

Cevabı çok geçmeden öğrenecekti. Çünkü bu ikinci buluşma, bir başlangıçtı…
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD