Bölüm 20 - Barış'ın Gölgesinde Tufan, sabahın ilk ışıklarıyla uyandı. Aslında hiç uyumamıştı, sadece gözlerini kapatıp açmanın sınırında geçirmişti geceyi. Pencereden süzülen gri ışık, odanın içindeki eşyaları silik birer gölgeye dönüştürüyordu. Aynı kendi hayatı gibi - net olmayan, sınırları bulanık, belirsiz. Aşağı kattan bebek ağlaması duyuldu. Barış. İsmi gibi huzur getirecekken, Tufan'ın içinde fırtınalar koparan küçük insan. "Benim olabilirdin," diye mırıldandı yeniden. Bu cümle gece boyunca zihninde dönüp durmuştu, bir plak gibi sıkışmıştı diline. Kapıya hafifçe vuruldu. Ezo, elinde iki fincan kahveyle içeri girdi. Yüzünde yorgun ama huzurlu bir ifade vardı. "Biraz iç sana iyi gelir," dedi, fincanlardan birini uzatarak. Tufan fincanı aldı, kahvenin sıcaklığı parmak uçlarını ya

