Eylül'den: Bu saray, daha önce yaşadığım sürüdeki saraylara hiç benzemiyordu. Çocukluğumdan beri büyüdüğüm, sıkıcı, kasvetli taş duvarlarla çevrili o sarayların aksine, burası görkemli ve heybetliydi. Tavanları o kadar yüksekti ki başımı kaldırdığımda neredeyse bulutlara değecekmiş gibi hissediyordum. Dış cephesindeki işçilik ve altın detaylar, güçlü bir alfaya ait olduğunu gösteren ihtişamıyla göz kamaştırıyordu. Her adımımda ayaklarımın altındaki mermerlerin soğukluğu hislerimi daha da keskinleştiriyordu. Böylesine devasa bir yapıyı daha önce hiç görmemiştim. İçimde büyüyen endişe ve hayranlık birbirine karışmıştı. Derin bir nefes alarak kendimi toparlamaya çalıştım. Kral, yanımda sessizce yürüyor ama varlığı tüm benliğimi sarmalıyordu. Elimi birden tutup sıkıca kavradığında irkildim. O

