Yerde, sırtı bana dönük, kan birikintisinin içinde yatan biri vardı. Aceleyle yanına giderek "Beyefendi, beyefendi!" diye seslendim ve yüzünü çevirdiğimde gördüğüm manzara karşısında attığım çığlıkla tüm sarayı başımıza toplayabilirdim. Genç adamın göğüs kafesi parçalanmıştı ve nefes almıyordu. Korkuyla bağırmaya başladım: "Yardım edin! Teyze! Kimse yok mu? Yardım edin!" diye aralıksız bağırıyordum. Bir yandan gözyaşlarıma hakim olmaya çalışırken, bir yandan da tampon yaparak kanı durdurmaya çalışıyordum.
Tam o anda kralın balkonunun kapısı açıldı. İçeriye iğrenç, pis bir koku yayıldı. Koku sebebiyle midem bulanmıştı ama kendimle ilgilenecek zamanım yoktu; bu adam her kimse, onu kurtarmalıydım. Balkondan yayılan pis koku giderek artarken, içeri giren bir siluet gördüm. "Boşuna uğraşma, be
