Tencerenin dibinde ne kaldıysa payıma düşen oydu bu güne kadar. İster karnımı doyuracak kadar olsun, isterse de bir iki lokmaya ancak katık olsun. Ama şimdi birileri biraz daha fazla yiyebileyim diye tabağıma bir şeyler koyuyor, balığın artık kısımlarını ayıklıyor, içeceğimi açıp bardağıma boşaltıyor, masada en çok neyi sevdiysem onun devamını istiyordu. Evden ayrıldığım için bir boğaz eksildi dedirtecek kadar yediğim günlerden, karnımdaki şişlikten yürüyemediğim bugüne çok kısa sürede gelmiştim.
Elimde bir külah dolusu bademli karamelli dondurma ile sıra sıra dizilmiş hediyelik eşya ve takı tezgahlarına hayranlıkla bakıyorum şimdi. Ah cebimde biraz param olsa, Semiha teyzeye bir iki bir şey alsam. Yaşar amcanın hoşuna ne gider bilemiyorum ama ben aldım diye evin bir köşesine koysa yeter
