Yiğit Sabah erkenden açtım gözümü. Bütün yorgunluğuma rağmen uyuyamamıştım. Aklımda bir sürü şey vardı ve muhtemelen bunlardan dolayı kaçmıştı uykum. En önemlisi de işti. Düğün dernek işleri arasında işe başlangıç hazırlıklarımın hiçbirini tamamlayamadığım için aklım oradaydı. Benden istedikleri uzun bir liste vardı ve ne kadar zaman alacağını bilmiyordum. Doğa Hanımın attığı e-postaya tekrar göz gezdirdim ve bunların tamamının ne kadar zaman alacağını sormak için onu aramaya karar verdim. Jankat henüz uyanmamıştı, ben de rahatsız olmasın diye telefonumu alıp hırkamı da giyip mutfağa, oradan da balkona çıktım. Numarasını bulup çevirdim ve beklemeye koyuldum. “Merhaba Yiğit Bey” diyerek neşeyle açtı telefonu. “Günaydın Doğa Hanım, rahatsız etmedim umarım” dediğimde: “Estağfurullah

