#Gül
Beyaz uzun elbisemin üzerinde sallanan tarçın kızılı saçlarıma hayranlıkla baktım. Saçlarımın uçlarını önüme alıp alıcı gözüyle kendime baktığımda taç giyme törenine bu şıklıkta katılmaya karar verdim. Bileğimde parıldayan mavi ışıkla yüzümdeki gülümsemem daha da anlamlaştı.
"Tüm işaretler tek tek kendini belli ediyor. Zihnin varisiyim!"
Dudaklarımdan özgüvenle dökülen kelimelerle bileğimdeki mavi ışık daha da canlanırken "Tüm güç sadece benim olacak! Evrene hükmeden olacağım! Buna kimse engel olmayacak!" dedim.
Bileğimdeki mavi ışık birden sönünce şaşırdım.
"Çok güzelsin!"
Epsi'nin sesiyle bunu daha sonra düşünmeye karar verip gözlerimi bileğimden çektim. Epsi'ye döndüğümde hayranlıkla bakan gözlerine "Birkaç gün sonra zihin kontrol gücüm ortaya çıkacak!" dedim.
Ellerini başına götürüp "Yüceler aşkına zihnimi okuma!" demesiyle gülümsedim.
"Zor durumda kalmadıkça kimsenin zihnini okutmayacağım ama insanların zihnini merak ettiğim için onlarınkini okuyacağım!"
Ellerini başından çekip "Gülmek için mi?" diye sorunca başımla onayladım.
Yatağıma doğru ilerleyip pelerini elime aldım. Pelerini bağlayıp "İnsanların dünyasına kısa süreliğine gidip geleceğim. Beni idare et!" dedim.
Kaşlarını hayır dercesine kaldırıp yanıma geldi. Elimi tutup "Kraliçe hazırlıklarla ilgileniyor. Burada olmadığını anlarsa azar işiteceksin!" dedi.
Omuz silkip "Umurumda değil." deyip pelerini bağlayıp elimi göğsüme götürdüm. Gözlerimi kapatmadan önce "Hemen geleceğim!" dedim.
"Yüceler aşkına bizi Kraliçe'nin azabından koru!" demesine gülümseyip gözlerimi yumdum. Göğsüme üç defa vurup "Dünya!" diye fısıldadım...