‘’Hayatı seninle paylaşmak, düşüncesi bile kulağa nasıl güzel geliyor.’’ Nilüfer’in sonuna gülücük koyduğu cümlesini okuyan Yüzbaşı bahçede sakin bir yer buldu ve genç kadını aradı. Nilüfer ikinci çalışta telefonu neşeli bir sesle açtı. ‘’Canım?’’ ‘’Çiçeğim, ne yapıyorsunuz?’’ ‘’Bertuğ’u yıkadım, harf ve sözcük kartlarıyla oynuyorduk. Sen ne yapıyorsun?’’ ‘’Sizi görebilir miyim? Galiba biraz yoksunluk çekiyorum şuan.’’ Gökdeniz kıkırdadı hafifçe. ‘’Tamam, olur elbette. Açayım mı kamera?’’ ‘’Arıyorum şimdi görüntülü. Yakışıklıyı göreyim.’’ Kamera açıldığında Bertuğ’un halısı üzerine oturan Nilüfer’le yerdeki kartlarıyla uğraşan çocuk göründü. ‘’Paşa?’’ Gökdeniz’in sesiyle birlikte görüntüsünü de gören Bertuğ bir anlık şaşkınlığı atlatınca kartlardan birini ekrana tutarak gülümsedi.

