Rüyada bile kendime söz geçiremiyorum. Mini bir elbise giymişim, topuklularla yürürken topuk sesiyle kaldırım taşları ritim tutuyor. Makyajlıyım… ama öyle abartılı değil; tam ayarında, sanki doğuştan eyeliner ’la doğmuşum gibi. Saçlarım açık, rüzgarla hafif hafif savruluyor. Güzelim. Hani şu dergilere koydukları kızlar gibi. Ama Photoshop yok yani, net söylüyorum. Gerçekten güzelleşmişim. Kendime yürürüm o derece. Ve Erdem orada. Karşımda. Önce bakıyor. Ama öyle sıradan bir bakış değil. Gözlerini benden alamıyor. Resmen büyülenmiş. Yüzünde o tanımadığım bir ifade var, karışık… biraz pişman, biraz şaşkın, biraz da... hayran. Yanıma geliyor. Yavaş adımlarla. Kalabalığın içinden sadece bana yürür gibi. Gözleri gözlerimde. Sonra hiç beklemeden... öpüyor. Dudakları benimkine dokunduğu an, i

