“Ahhh, daha hızlı.”
Serkan, Betül’ün konuşmasıyla içindeki hızını daha çok arttırdı. Bu kadına doyamıyordu zaten. Hızlı, hızlı gitmelerinin arasında, sevdiği bir diğer şey olan kadının, inlemeleride gittikçe artıyordu. Yaklaşık bir sene önce başlamıştı bu yasak ilişki. İlk başta sadece seks partneri olacaklardı ve haftada bir gün ile sınırlıydı. Betül’ün, ısrarları sonucu kabul etmişti, Serkan. Haftada bir gün herhangi bir otelde buluşup seks yapıyorlardı. Ama bu sınır sonradan, haftada iki güne, sonrasında üç, dört derken, bir zaman sonra neredeyse haftanın her gününe dönüşmüştü. Kadının tenine bağımlı bir hale gelmişti resmen. Betül’ün yanında her şeyi unutuyordu. Ne karısı vardı aklında, ne de karısının düşürdüğü bebeği. Zaten ne olduysa bebekleri düştükten sonra olmuştu. Karısı yani Melisa, bebeklerini düşürdükten sonra uzaklaşmıştı Serkan’dan. Betül de o sıralar hayatına giren, şirketlerinin yeni ortağının kızıydı. Bir şekilde başlamışlardı bu işe ve arzuları gün geçtikçe azalmak yerine, artıyordu.
Yatağın üzerine domalttığı kadının içinde hunharca gidip gelirken, gün boyu özlediği sıcak ve dar duvarların keyfini çıkartıyordu. “Ah, Serkan bu gece benimle kal.” Serkan başını salladı. Ardından kadının kendisine bakmadığını fark edince konuştu. “Kalacağım zaten, iki kere yapmanın bana yetmeyeceğini öğrenemedin mi?” Betül inlemelerinin arasından, yüksek sesli bir kahkaha attı. “Biliyorum elbette. Sende biliyorsun ki, bana da yetmiyor asla.” Serkan, hızlı bir hamleyle, Betül’ü önüme döndürdü ve yeniden bekleme yapmadan içine girdi. “Senin bu haline bayılıyorum.” Betül’ün gözleri zevkle kayarken, dudaklarını ısırdı. “Başka neyime bayılıyorsun?” Serkan bir eliyle Betül’ün klitorisini okşamaya başladı. “Amına, götüne her yerine bayılıyorum.” Betül aldığı cevaptan memnunca bir ses çıkardı. “İlk başlarda hiç sıcak bakmıyordun bu işe ama şu anda, amımdan çıkmak istemiyorsun, nedense.” Serkan, Betül’ün belinden tutup vuruşlarını arttırdı. “O zamanlar ne kadar salak olduğumu şimdi daha net anlıyorum.” Betül, uzanıp Serkan’ın boynuna tutundu. Serkan hemen onu kucağına aldı ve yatağa oturdu. Betül içindeki sikin üzerinde zıplamaya başladı beklemeden. “Yanımda kaldığın zaman sabahları amımı yalayarak beni uyandırman ve hemen arkasından en az iki kere yapmak, çok güzel oluyor.” Serkan üzerinde zıplayan kadının belinden iki eliyle tutarak onun zıplamasına yardım etmeye başladı. “Bende seni, amını yalayarak uyandırmayı seviyorum. Seninle uyuyamayı, durmadan sikmeyi de çok seviyorum.” Betül, hızla belinden tutup onun inip kalkmasına yardımcı olan adamla inlemeleri artarken, aldığı cevaptan memnunca gülümsedi.
Babası; Serkan ile ilk ortak olduklarından beri bu adamı istiyordu zaten. Görür görmez dikkatini çekmişti. Sadece fırsat kolluyordu. Bir gün, Serkan’ın karısı Melisa ile yaptığı telefon konuşmalarına denk gelmesi ile birlikte de aklındaki planı devreye sokmaya karar vermişti. Serkan’ın arada sırada bir bara gittiğini biliyordu. Gittiği barı öğrendikten sonra bir kaç kere gitmişti. Hepsinde de onu uzaktan izlemişti. Telefon konuşmasını duyduktan sonra ise, bilerek yaklaşmıştı. O akşam birlikte içmişler, sonrasında Serkan onu evine bırakmayı teklif etmiş, o da kabul etmişti, memnuniyetle. Yaşadığı apartmana geldiklerinde de kahve içmeye davet etmiş, Serkan başta kabul etmek istemese de ısrarları sonucu, çıkmıştı Betül’ün evine. Kahvelerini içerlerken de Betül birden seks partneri olmayı teklif etmiş, Serkan elbetteki hemen kabul etmemiş, kahvesini bitirmeden kalkıp gitmişti evden. Sonraki karşılaşmalarında, Betül sürekli gözlerinin içine içine bakmaya başlayınca, Serkan başlarda rahatsız olsa da, Betül gibi güzel bir kadının da ilgisini çekmekten memnun olunca, en sonunda da kaçınılmaz olan olmuş, Serkan kendi ayakları ile Betül’e gelmişti. İlk zamanlar dediği gibi ne kadar seks hapsalar da mesafesini koruyordu Serkan. Ama bir süre sonra bu durum değişmeye başlamış ve elbetteki Betül’de bu durum karşısında istediğini almanın sevincini yaşamıştı.
O gece sekslerine sadece yatak odasında değil, evin her köşesinde devam ettiler. Birbirlerine arzuyla dokunmaktan, edepsiz sözler fısıldamaktan geri durmadılar. En sonunda yorgunlukları her boşalmalarında artınca, duş alıp birbirlerine sarılarak uyudular. Serkan’ın aklında denildiği gibi ne düşen bebeği, ne de zamanında bin bir yalvaramayla evlendiği kadın vardı. Sadece aldığı hazzın keyfi vardı.
Sabah olduğunda aynen dediği şekilde, uyanır uyanmaz Betül’ün amına yumuldu. Önündeki amın her bir karesini diliyle özenle yalarken, Betül’ün uyandığını da inlemeye başlamasından anlamıştı. Hız kesmeden önündeki baldan tatlı, amla ilgilenmeye devam etti. Yalamaya bayılıyordu. Bir kaç dakika sonra yerinde doğrularak, hiç beklemeden sikini amın girişine dayadı ve birden kökledi. Betül aniden hissettiği dolulukla, yüksek sesle inlemekten çekinmedi. Altındaki kadının kendini tutmadan inlemesi, Serkan’ın sertçe içinde gelip gitmesine sebep olmuştu. İkili o kadar birbirlerine dalmışlardı ki, tek düşündükleri seksti.
İki saat boyunca o yataktan çıkmadılar. Saat ilerlemeye devam ederken, Serkan memnuniyetsiz bir şekilde ayaklandı ve üzerini giyinmeye başladı. “Duş alsaydın.” Betül’ün konuşmasıyla gömlek düğmelerini iliklemeye devam ederken hanına geldi ve saçlarına bir öpücük kondurdu. “Eve gidince alırım. Üzerimi de değiştirmem gerek. Kirli kıyafetleri geri giyersem, banyo yaptığımdan bir şey anlamam.” Betül gülümseyerek baktı, Serkan’a. “Akşam yine geleceksin değil mi?” Serkan, pantolonunu giyerken, sırıttı. “Gelmeme gibi bir şansım var mı? Amının müptelası olmuşum.” Betül duyduğu cevapla memnun bir şekilde ayaklandı. Çırılçıplaktı. Amından Serkan’ın menileri akmaya başlamıştı. Bacakları boyunca ince bir şerit gibi süzülüyordu. Serkan bu görüntüyle yutkundu. “Bu şekilde seni gördükçe yanından gitmeyi hiç istemiyorum.” Betül Serkan’ın yanına gelip ellerini boynuna doladı. “Gitme o zaman. Burada kal ve yatakta biraz daha vakit geçirelim.” Bu teklif çok güzeldi aslında ama maalesef işe de gitmesi gerekiyordu, Serkan’ın. “Olmaz yavrum, işe gitmem gerek.” Betül kollarını biraz sıkıştırıp, Serkan’ın dudaklarına bir öpücük bıraktı. “Biliyorum ama gitmeni hiç istemiyorum.” Serkan nazlı nazlı konuşan kadının belinden tutup, dudaklarına gömüldü. Fazla uzun tutmamaya çalışarak öpüştüler. “Akşam amını parçalayacağım yine hazırlıklı ol.” Betül kollarını çözerken, fısıltıyla konuştu. “Ben her zaman hazırım zaten, hayatım. Yeter ki sen her günün sonunda bana gel.” Serkan en sona bıraktığı ceketini de giydi. “Her zaman sana geliyorum zaten. Uzun bir süredir.” Giyinme işi biterken, ayrılık vakti de gelmişti. “Sen burada dur. Ben kendim giderim. Çıplaksın, biri görür sinirlenirim.” İlişkilerinin başlamasından üç ay sonra kıskanmaya da başlamıştı Serkan, Betül’ü. Bu durum genç kadının oldukça hoşuna gidiyordu. Başını salladı sadece. Serkan’da yeniden onu öpüp evden ayrıldı.
Arabasıyla yolda giderken aklında dün gece yaptıkları seks vardı. Dudakları memnunca kıvrıktı. Betülle ilk başta seks için bir araya gelselerde bu zamanla Serkan için değişen duygulara vesile olmaya başlamıştı. Deli gibi hoşlanıyordu kadından. Betül’ün de kendisinden hoşlandığını biliyordu. Evinin garajına arabasını park edip, indi. Bahçeden geçip hizmetlinin o kapıya varmadan açmasıyla eve girdi. Salonu geçip, merdivenlere ilerlerken Melisa da mutfaktan çıkıyordu. Bakışları karısının üzerinde fazla oyalanmadan önüne baktı ve merdivenleri çıkmaya başladı. Melisa da arkasından geliyordu. Yatak odasına girip, üzerini çıkarmaya başladı. “Günaydın.” Melisa’nın sesiyle ona bakmadan başını salladı. “Günaydın.” Genç kadın hafifçe bir kaç adım atıp, kocasının yanına geldi. “Gece gelmeyince merak ettim seni. Otelde mi kaldın?” Serkan alaylı bir ifadeyle baktı karısına. “Aklına gelmem uzun sürdü bakıyorum da. Bir senedir neredeydi bu hallerin?” Melisa kaşları çatılarak baktı. “Acım vardı, Serkan. Bebeğimi kaybettim ben. Hemen gülüp eğlenmemi nasıl beklersin?” Serkan üzerini çıkarmaya devam ederken sinirle konuştu. “Benim de bebeğimdi. Yanında olmama izin vermedin. Sırtını döndün. Kendine gelmen için her şeyi yaptım.” Melisa eşinin haklı sözleriyle çatılan kaşlarını düzeltti. “Haklısın. Ama ben matemimi kendi başıma atlatmaya çalıştım. Şimdi daha iyiyim. Sana kahvaltı hazırladım kendi ellerimle. Ye lütfen.” Serkan üzerindeki son parçayı da çıkartıp, banyoya doğru adımladı. “Duş aldıktan sonra giyinip hemen işe gideceğim. Vaktim yok, sen hazırladığın kahvaltıyı kendin ye.” Banyonun kapısını açıp içeri girdi ve kapıyı hızla kapattı.
Melisa bir süre olduğu yerde eşinin arkasından baktı. Ne olursa olsun, parçalanmaya başlayan evliliğini düzeltecekti. Bugün değilse, yarın yerdi hazırladıklarını. Bebeğini kaybettikten sonra, kendine gelememişti uzun bir süre. En sonunda Serkan’ın çocukluk arkadaşı Tuna’nın eşi Pelin onunla konuşmuş, bir an evvel kendine gelmezse evliliğinin bitebileceğini söylemişti. Bunu istemiyordu, Melisa. Bu evlilik öncesi vazgeçtikleri halen aklındaydı. Yine Pelin’in yardımıyla bir psikolog ile görüşmeye başlamış, zaman geçtikçe daha iyi bir duruma gelmişti.
Eşinin bazı geceler geç geldiğini, hatta bazen de bugün olduğu gibi hiç gelmediğini uzun zamandır farkediyordu ama bir iyileşme sürecindeyken aklına kötü olasılıklar getirmemek için, konuşmamıştı. Nedense güveniyordu Serkan’a. Onu hiç bir zaman aldatmayacağının yeminlerini vermişti çünkü zamanında. İnanmıştı o da. Sadece kendisiyle karşılaşmamak için eve geç geldiğini, gelmediği zaman da işle ilgilendiğini düşünüyordu. Sessizce odayı terk etti. Biraz sabır göstermesi gerekiyordu ona göre.
Haberi yoktu belki ama evliliği çoktan bir sallantıdaydı ve yıkılması çok da uzun sürmeyecekti. Dünyası bir bir başına yıkılmaya başladığı zaman ise hayat onu geçmişinden birinin kollarına atacak ve zamanında o kişinin hayatına attığı en büyük darbeyle sınayacaktı. Zamanında verdiği saçma kararlar ve türlü bahanelerle ayrıldığı adam, onun hayatının tam merkezine geri gelecekti. Yalnızca kısa bir zaman sonra karmanın ne demek olduğunu acı bir şekilde öğrenecekti.