Melisa, çaylarla birlikte salona geldiğinde, Hülagü telefonla konuşuyordu. Melih’e kaş göz işareti yaptı ama Melih dudaklarını büzerek karşılık verdi sadece. Çayları sehpanın üzerine bırakıp, Hülagü’ye bakmaya başladı. “Tamam, yarın daha detaylı konuşuruz. Dediğim gibi komutan henüz bana böyle bir bilgi vermedi.” “Anladım. Yarın emir gelirse gideriz yapacak bir şey yok!” “Görüşürüz, hayırlı akşamlar.” Hülagü telefonu kapatıp, Melisa’nın yanına geldi ve koltuğa oturdu. Melisa meraktan çatılmış kaşlarıyla, çayını uzattı. “Kiminle konuştun?” Hülagü çayından bir yudum aldı. “Canan aradı. Bugün bakanlıktan yazılı emir gelmiş. Çevre köylerdeki insanlara aşı yapılacakmış. Binbaşı benim de gideceğimi söylemiş. Haberin var mı diye sordu.” Melisa’nın kaşları bu sefer sinirle çatıldı. “Daha gele

