Asya' nın anlatımıyla...
Karşılık alamadığı öpüşmeyi bir kaç dakika sonra sonlandırmıştı. Geri çekilip baş parmağıyla dudaklarımda bıraktığı nemi sildi. O sadist gülümseme yine dudaklarına kurulmuştu. " Sana hayatında yaşamadığın öyle şeyler yaşatacağım ki Asya! Sen bile, yeni seni tanıyamayacaksın! İçinde bir panter saklı. Ellerin bağlı olmasaydı çoktan her yerimi çizmiştin vahşi kız. 26 yıllık dokunulmamış, el değmemiş hormonlarına, bu arzuları doyasıya yaşamanı sağlayacağım! Bunu çok seveceksin eminim. "
Konuşma boyunca ellerinin teması kesilmemiş, yüzümde gezindirmeye devam etmişti. Elinde bir oyuncak misali, oynuyordu benimle. Bense zaafımın korkusuyla ona ' dur ' bile diyemiyorum...
Kerem ile aramızda aman aman bir aşk olmasa da ona hiç bir zaman ihanet etmemiştim. Bana dokunmayışları zaten bunu başka tenlerde yaşadığı için miydi yoksa beni mi arzulamıyordu ?
Geri çekildi Ateş. Bilgisayarı eline alıp kucağında tutarken, başka yerlere girdi. Yine bir video daha izletecekti sanırım. Bana baktı. Yüzü ciddi haline bürünmüştü yine. Cebinden sigarasını çıkarıp yaktı.
Dumanı içime çektim. Saatlerdir içmediğim için, kötü olmuştum. Ondan isteyecek halimde yoktu. Bunu fark edince sigarayı dudaklarıma doğru uzattı. Bir tepki vermeyince tek kaşını kaldırdı. Sanırım bu ' istiyorsan içme, yani sıkıyorsa yapma' demekti.
Uzanıp derin bir nefes çektim. İşte şimdi rahatlamış hissetmiştim. Geri çekip kendi içmeye devam etti. " Şimdi konuşma vakti Asya. Seni böyle sürekli iplerle bağlı tutamam! O yüzden bir kaç kanıtla sen kendini bağlayacaksın akıllı kız. "
Bilgisayardaki kaydı oynatmaya başladı. Yüzümü ifadesiz tutmak çok zordu. Bu adam psikopat ya da sadist derken ne kadar doğru bir tespit yaptığımı anlamış oldum. İnsanların ne kadar azap çektiğine gözlerimle görmesem inanamazdım ..
Bir adamın ailesini, onun gözlerinin önünde öldürmüştü. İnsani duygulardan yoksun, bir hayvan gibiydi. Nasıl ki bir aslan, yavru ceylanı annesinin gözleri önünde parçalayıp yiyordu. İşte bu adam da da o duygularla yönetiyordu işlerini...
Başka bir adamın arabasını paramparça etmişti. Yavaş yavaş başlayıp arabaya verebileceği tüm hasarı vermiş, sonunda da patlatmıştı. Ailesi katledilen adam gibi bu adamda feryat figan ağlıyordu görüntülerde.
Herkesin zayıf noktası başka bir şeydi işte... Bunun gibi bir kaç video daha izletip, kapatmıştı. " Bunlar en dayanabileceklerindi. Yoksa daha kanlı ve vahşi koleksiyonumu sana gururla izletmek isterdim." Biten sigarasının üstüne bir tane daha yakmıştı. Onu benim dudaklarıma koyup, kendine bir tane daha yaktı.
İzlediğim görüntülerden sonra, zaten içmek istemiştim. " Evet, neler yapabildiğimi az çok gördün! Şimdi seveceğin kısma geliyorum. " Başım dönüyordu. Bu adam oyun oynamaya bayılıyordu.
Bu kez açılan görüntülerde Akın vardı. Restoranlarda olduğu an çekilmiş görüntüler yer alıyordu. Kamerada bile ne kadar yakışıklı olduğu belli oluyordu... Takım elbisesi, duruşu, aurası ... Her şeyiyle dört dörtlüktü benim abim..
" Şaşıracağın kısma geldik sessiz kız! " Sürekli durumuma göre lakap akıyordu. Sadece ciddi anlarda ismimi kullanıyordu.
Vahşi kız, acemi kız, hırçın kız, akıllı kız, uslu kız, sessiz kız...! Atladığım olmuş muydu ahhh tabi birde bakire kız vardı !
Bir anda kaşlarım atıldı. Görüntülerde Akın vardı. Bir tırın arkasında bir kolinin içinden bir şeylere bakıyordu. Paketi gördüğüm an, anlamak için başımı bilgisayara doğru uzattım. Sanki içine girip, bakabilecekmişim gibi!
Dudağımda yanmaya devam eden sigaranın külü üzerime düştü. Dumanı gözüme kaçmaya başlamış, gözlerimin yaşarmasına sebep olmuştu.
Akın paketi bıçağıyla kesip, serçe parmağını içine soktu. Parmağını çıkarıp, önce dişlerine sürttü. Sonra da yaladı.!
Yutkunmama engel olamadım. Sakın düşündüğüm şey olmasın! Hayır Akın! Bu pisliğe bulaşmış olamazsın!
Sigarayı ağzımdan alıp söndürdü. Gözlerimden yaşlar akıyordu. Her ne kadar dumanın etkisiyle akmaya başlamış olsa da şimdi ki yaşlarım abimin bu yaptıklarından dolayı akıyordu..
Bu pisliğe nasıl bulaşırsın Akın!
Buna benzer bir çok kayıt izlemiştim. İnanamazdım. Kafamı iki yana sallıyor, inanmayı reddediyordum ...
" Abin benim uyuşturucu işlerimi yürütürdü Asya. Bence en başından tanışıp, konuşmamız gereken konular var.." Sözlerinden sonra bilgisayarı kapattı.
" Kıvanç! " diye bağırdı. Hala bana bakıyordu. Bir kaç saniyede kapı açıldı ve Kıvanç içeri girdi. " Efendim abi. "
" Al bunu. " Bilgisayarı ona doğru uzattı." Dosyayı da ver bana. "
Eline aldığı dosyayla bana bakmaya devam ediyor, o sırıtışıyla canımı sıkmaya devam ediyordu. Bu yüz ifadesinden sonra hep beni üzmüştü.
" Evet. Anladığını umuyorum. Ben Ateş Akbey. İstanbul'daki Akbey ismiyle ya da şirket logomuzu gördüğün her otel, gece kulübü ve bar bize ait. Gücümüzü nereden aldığımızı da az çok anladın.
Çok sevgili abin Akın, uyuştucu işinin koordinesini sağlıyordu. Bu, restoranda izlediğin görüntüler tamamen kamufle amaçlı.
Şimdi beni tanıdığın ve edindiğin bilgiler yüzünden, ya öleceksin. Ya da hayatını bana vereceksin. Ben ne dersem yapacak, ben ne istersem onu kabul edeceksin.
Seçim senin ! Ama sanma ki seni hemen öldürürüm. Az önce zaaflarının seni ne hale getirdiğini gördük. Bu korku seni öldürene kadar, seni o böceklerle bir arada yaşatırım Asya !
Benden acıma ya da vicdan gibi safsatalar bekleme. Ben gerçekçi ve kötü bir adamım. Görüntüleri izledin. Abin bana ihanet eden ilk adam. Bunun bedelini ödeyecek. Yani Akın ortaya çıkmadıkça benden gitmen mümkün değil.
Seni çözeceğim ama benim dediklerimden çıkmayacaksın. Çıktığın an bu dosya polislere gider. Benden önce polisler bulsa dahi onu bırakmam. Hapse girdiği günün ertesi günü, cesedini bile bulamazlar ! Yani hırçın kedi, sen abin için neleri gözden çıkarabilirsiniz göster bana. "
Sözlerini tamamlamış, bir de üstüne keyif sigarası yakmıştı. Bu yaşıma kadar gelebildiysem, bunu Akın'a borçluydum. Öte yandan abimi nasıl tanıyamamışım. Nasıl bulaştırdı kendini bu işlere ?
Vereceğim karardan o kadar emindi ki... Merak dahi etmiyordu. Biliyordu. Başka bir yolum olmadığını biliyordu.. Telefonundan bir şeylere bakıyordu.
Artık hayatım onun ellerinde mi olacaktı yani? O ne derse ya da isterse yapabilecek miydim?
Biraz önce yaptıkları bile benim için ne kadar ağırdı. İlk kez bunları yaşamanın verdiği haz ile ekarte etmiş olsam da, biraz önce bu adam beni taciz etmişti. Ya daha fazlasını isterse? Kafamı iki yana salladım. Yapamazdım !
Peki olmaz dersem ne olacaktı? Akın illaki ortaya çıkacaktı. Benim için geri dönecekti. Bu adama neden ihanet etti bilmiyorum ama benim için kendi ayağıyla bu aslanın inine girecek ve canı pahasına beni kurtaracaktı...
Ya ben? Ben bu kabuslar için ne kadar terapi almıştım. O yıllara tekrar geri dönmemek için ne kadar çabalamıştım. Kendi beynimi bile kandırmayı başarmıştım.
Yetiştirme yurdundaki bakıcı yüzünden hayatım şimdi ellerimden alınıyordu. Yaşımın dahi kaç olduğunu hatırlamadığım o yıllarda altımı ıslattığım her seferinde, beni döverdi. Siniri geçmeyince de beni bodrum katına kilitlerdi.
Nemli ve rutubetli bu yerde, ismini bile telafüz edemediğim bu böceklerden vardı. Hızlı hızlı yürüyor, benden kaçmaya çalışıyorlardı. Ama karanlık ve dar alanda o kadar yer yoktu. Ben yorulup uyumaya başlayınca üzerimde gezinmeye başlarlardı. Bana yaklaşmasınlar diye artık hiç uyumazdım orada. Sürekli bağırıp, ağlardım. Çırpınarak benden uzak durmalarını sağlardım. O kadar çoklardı ki...
Bu korkumu keşfettiği zaman, beni bir daha hiç dövmedi. Her seferinde, hatta suçsuz olsam bile canı sıkıldığında beni oraya kapatır, benim çığlıklarımla eğlenirdi...
İnsanın zayıf noktalarını saklaması gerektiğini o yaşlarda anlamıştım. Küçücük ve korunmaya muhtaç bir çocukken, uğradığım bu zulüm bana bu dünyada kötü insanların varlığını kanıtlamıştı. Yani sen suçsuz olsan bile, insanlar kendince intikam almak için bir yolunu bulurdu...
Akın bunları bilmedi. Onu üzmek istemediğim için, hiç bir zaman söylemedim. Zaten benim için bir çok şey yapıyordu. Bir de bunun için üzülmesini istememiştim.
Şimdi sıra bendeydi demek. Canım sana feda olsun Akın... Artık sen hayatını yaşamalısın. Artık seni koruyan ben olacağım. Bu kadar yıl, huzurlu ve mutlu bir hayat sürebildiysem, bu sadece senin sayendeydi. Sana tek kırgınlığım, uyuşturucu işine bulaşman ...
" Abimin bütün cezası da benim olsun ! Ne istersen kabulüm. Ancak Akın ortaya çıksa bile, ona ceza kesmeyeceksin.
Ömrümün sonuna kadar senin yanında ya da emrinde, artık her ne düşünüyorsan tamam kabul. Ama dediğim gibi Akın olmaz.
Eğer; yok o da cezasını çekecek diyorsan sen bilirsin. O ölüp de ben yaşayacaksam zaten bunun bir anlamı olmayacak.
Gerekirse korkudan, kalp krizi geçirir ölürüm. Hiç önemli değil. O benim tek ailem. Ortaya çıksa dahi hayatını yaşamaya devam edecek. "
Biten sözlerime tek kaşını kaldırdı. Uzun bir süre yüzümü inceledi. Ciddi ve kararlı olduğumu anladığında dişlerini sıktı.
" Bunu istediğin için pişman olacaksın aptal kız. O boş cesaretin bakalım bugün seni koruyabilecek mi? Şartını kabul ediyorum. Ama önce bana ne kadar dayanabildiğini göstermelisin. Alacağım intikama dirayetin yetiyor mu görmeliyim, Cesur kız !
Yarın sabah geldiğimde korkudan ya da kalp krizinden ölmemiş olursan, senin dediğin gibi yapacağız kabul. "
Ayağa kalktı. Kafasını iki yana salladı. " Kıvanç, o kutuyu getirin! Bakalım Asya Hanım, aldığı bu kararın sonuçlarına kaç dakika dayanabilecek? Ölmezsen sabaha görüşürüz vahşi kız! "
Sınırlı bir şekilde alay ederek çıkarken, şakaklarımdan terler iniyordu damla damla. İçeri giren adamın elinde bir kutu vardı..
.
.
.
.
Devam edecek...