“Yanıma gel” dedi kolunu yana yatırarak. Lafını ikiletmeden yanına gittim. Kolunu belime atarak başımı göğsüne yaslamamı sağladı. Kalbim ilk kez uçma öğrenen serçe yavrusu kadar titrek ve heyecanlıydı. Belime koyduğu eli yavaş yavaş dövmemin olduğu yere kaydı ve orada durarak hafifçe okşamaya başladı. Bedenimdeki kan akışı normalden hızlı seyretmeye başlamıştı yine. “Dövmeleri seviyor musun?” diye sordum. Ellerimi nereye koyacağımı bilemeden kucağımda birleştirmiştim. “Seviyorum” dediğinde aklıma gelen ilk soruyu sordum. “Senin de dövmen var mı?” “Var” “Nerede? ” Neresinde dövmesi vardı ki? Şu an her yanı açıktaydı ve ben dövme filan görmüyordum. “Dün heyecandan görmedin sanırım” dediğinde anlamsızca baktım yüzüne. Bir şey demeden pikeyi kenara itti ve pijama altının lastiğine

