PLAN BAŞARILI

1166 Words
Şeyda Karışım hazırdı, otçu kadının dediklerini harfiyen yapmıştım. Şişeyi üç kat bezle sarmış, evin en kuytu köşesinde saklamıştım. Şimdi tek yapmam gereken onu yemeklerine katmaktı. Süreyya yengem işareti vermişti zaten. Öğle yemeğini kaçırmışlardı, pazar dönüşü yorgundular, üst kata çekilmişlerdi. “Onlar için ayrıca yemek hazırlayalım,” demişti yengem bana, gözümün içine baka baka. Sesi yumuşak ama emirdi. Anlamıştım, zaman gelmişti. Mutfakta kimsecikler yoktu. Elimi yıkayıp önlüğümü giydim. Dışarıdan gelen koyun melemeleriyle karışan hafif bir rüzgâr vardı. Tandırın üstündeki nohut yemeğinden vazgeçip yeni bir tabak hazırlamaya karar verdim. Sarvan etli yemekleri severdi, bunu bilirdim. Meryem daha çok sebze yerdi, hafif şeyler. Önce iki tabak ayırdım. Sarvan’a kuzu tandırla pilav, Meryem’e zeytinyağlı kabak ve yoğurt hazırladım. Sonra iç cebimden o küçük, ağır şişeyi çıkardım. Tıpasını açarken burnuma keskin bir fesleğen kokusu karıştı. Otçu kadının sesi zihnimde yankılandı “Yalnızca bir tutam… fazlası iyi olmaz. Bununla birlikte ikisininde gönlü bir olacak. O ateşte bir yanacaklar ama aynı odada olduklarından da emin olun. karışım etkilidir mazallah başkaları ile olu verirler.” Şişeyi hafifçe eğip, Meryem’in yoğurduna bir tutam, Sarvan’ın pilavına bir tutam serptim. İyice karıştırdım, belli olmasın diye üstlerine nane, sumak, karabiber gezdirdim. Karışımın kokusu kaybolmuştu ama içimdeki heyecan gitgide artıyordu. Süreyya yengem kapıdan bir kez daha başını uzattı, “Hazır mı kızım?” dedi. Başımı salladım. Tabağı tepsiye yerleştirirken ellerim titriyordu ama durmadım. Bu sadece bir yemek değildi, bu iki insanı birbirine yaklaştıracak ilk adım olacaktı. İçimden geçirdim: “Allah’ım, günaha giriyorsam affet ama bu kız bu evde yalnızlıktan ölecek yoksa. Hem kötü bir şey yapmıyorum ki bunlar evli zaten gerdeğe girmeleri lazımdı" kendimi ikna ederek yürüdüm. Tepsiyi alıp üst kata çıktım. Kapıyı üç kez tıklattım. İçeriden Meryem’in sesi geldi, kısık, çekingen“Buyur.” Kapıyı açtım, ikisi de oturuyordu, ayrı ayrı köşelere geçmişler. Meryem pencereye yakın, Sarvan masanın başında. Sessizce tepsiyi yere koydum, yemekleri yerleştirdim. “Yengemöğle yemeğini kaçırdığınız için özel hazırlattı,” dedim. Sarvan abi başını kaldırmadan “sağ olsun” dedi. Meryem teşekkür etti. Gözleri yorgundu ama içinde kırılgan bir umut gibi bir şey vardı sanki. Yavaşça geriye çekildim, kapıyı kapatmadan önce kısa bir an durup onları izledim. Sarvan çatalı aldı, pilavdan bir lokma aldı. Meryem de yoğurdu kaşıkladı. İşte o an, içimden bir dua daha yükseldi: “Ya Rab, inşallah doğru şeyi yapıyorumdur sen yardım et" Kapıyı usulca kapatıp koridora çıktım. Şimdi yapmam gereken tek şey beklemekti. Gerisi artık kaderin ve karışımın işiydi. Hemen yengemin yanına koştum. benir görür görmez ayağa kalktı etrafı iyice yoklayıp bana döndü. "Ne oldu halletinmi yedilermi" diye sordu. koskoca kadının yaptığı şeylere bak gülmek isteğimi bastırıp cevap verdim hemen. "Merak etme yenge ikiside yemeğe başladı çıkmadan önce gördüm." dedim. Yengem gülümsedi "Afferim kız sana yengene benzemeyi başarmışsın. kapıyı kiteldinmi?" unutmuştum ben onu. "unuttum yenge" dedim telaşla. "koş kilitle burdan dönüş yok artık ya olacak ya olacak. Ben torun sevmek istiyorum" hemen koşarak kapıyı kitleyip dikkatli bir şekilde aşağıya indim. artık gerisi onlara kalmıştı. Mutfağa ilerledim ve kendimle yengeme keyif kahvesi hazırlayıp götürdüm. Meryem Bedirhan Yemeklerin kokusu odaya yayılmıştı. Yoğurdun üzerine serpilmiş nane, dolmanın baharatları, pilavdan yükselen sıcak tereyağı… Karnım açtı ama boğazımdan geçer mi bilmiyordum. Yine de kaşığımı yoğurda daldırıp ilk lokmayı aldım. Sarvan da sessizce çatalını pilava uzattı. Ne yüzüme baktı ne de bir şey söyledi. Zaten alışmıştım bu hâline. Sessizce yemeklerimizi yedik. ne o konuştu nede ben. Aramızda anlamsız bir sessizlik vardı ve ben bunun sebebini tam anlayamıyordum. Bana karşı kötü değildi sadece sessizdi. Yemekten bu yana yarım saat geçmişti. Sarvan pencere kenarına geçmiş, dışarıyı izliyordu. Ben elimdeki su bardağını sımsıkı tutmuş, yatağın ucuna oturmuştum. İçimde tarifi zor bir gariplik vardı. Önce hafif bir sıcaklık gibi başlamıştı, sonra avuç içlerime yürüdü, boynuma, yüzüme… Sanki ateş basıyordu ama hasta değildim, bunu biliyordum. Nefesim değişmişti, kalbim sanki daha hızlı çarpıyordu. Ne olduğunu anlayamıyor, ama kendim gibi hissetmiyordum. Gözüm Sarvan’a kaydı. O da aynı şekilde dalgın görünüyordu. Ceketini çıkarmış, kollarını sıvamıştı. Sanki o da sıcağa dayanamıyor gibiydi. Alnında belli belirsiz bir ter vardı. Hareketsizdi ama huzursuz. Birbirimize dönmeden ama aynı şeyleri hissediyormuşuz gibi… Ben kalktım, pencereye doğru yürüdüm. Hava dışarıda serindi, akşam rüzgârı başlamıştı. Ama ben hâlâ yanıyordum. İçimdeki bu garip hâl geçmiyor, bilakis artıyordu. Sarvan başını çevirdi, göz göze geldik. Bu sefer kaçamadım. Kaçmak istemedim. Bakışı donuktu ama içinde kıpırdayan bir şeyler vardı. Bir adım attı bana doğru. Ben de yerimden kımıldamadım. Kalbim neredeyse sesle atıyordu. Ne olduğunu anlayamıyordum ama içimde yükselen duyguyu inkâr edemiyordum. Sarvan bir adım daha attı. O adım, aramızdaki suskun yılların üzerine atılmış gibiydi. Sanki sadece bana değil, içindeki duvarlara da yaklaşıyordu. Ben nefesimi tuttum, içimdeki ateş daha da büyüyordu. O an hiçbir şeyin açıklaması yoktu. Ne bir sebep, ne bir kelime… Sadece gözlerimizde yankılanan bir çağrı vardı. Yakınlaşmamız gerekiyordu. Bu ne zorunluluktu ne de planlı bir istek. Kalbimin derinlerinden gelen bir dürtüydü. Sarvan tam karşımda durdu. Elini kaldırdı, ama dokunmadı. Gözleri gözlerimdeydi. O an zaman durdu sanki. İçimizdeki karışık duygular bir noktada kesişti. Konuşsa, belki her şey dağılacaktı. Ama konuşmadı. Sadece baktı. Ben de öylece durdum, adım atmadım ama geri de çekilmedim. Sonra yavaşça elini omzuma koydu. Dokunuşu hafifti ama bedenimde bir kıvılcım gibi yayıldı. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Gözlerimi kapattım, istemsizce başımı eğdim. O an bir şey olacaktı. Belki ilk kez bir “karı-koca” gibi yakınlaşacaktık. Belki de o barikatlar, bu sessiz geceyle birlikte yıkılacaktı. “İyi misin?” diye fısıldadı, sesi önceki gibi değildi. Titrekti, neredeyse endişeliydi. Gözlerimi açtım, ona baktım. Başımı hafifçe salladım, “Bilmiyorum,” dedim. “Bir tuhafım.” Dudakları titredi, elini çekmedi ama yüzüme yaklaştı. “Ben de,” dedi. Aramızda artık bir adımlık mesafe bile kalmamıştı. Sessizce başımı yana çevirdim, gözlerim dolmuştu. O an içimde bir burukluk vardı. Çünkü bu yakınlık gerçek duygulardan mı doğmuştu, yoksa yediğimiz yemeğin etkisi miydi, bilmiyordum. Ama bilmediğim tek şey bu değildi. Sarvan’a bu kadar yakınken, hâlâ kalbimin en derininde bir kırgınlık taşıyordum. Beni eş gibi görmemişti aylarca. Sadece zorunlulukla evlenmişti. Ama şimdi… şimdi bana dokunuyordu. Ve ben, bir yanıma hâkim olamıyordum. Belki de kaderin düğüm attığı bu gecede, ilk defa çözülmeye başlamıştı bir şeyler. Sarvan bir anda geri çekildi. Derin bir nefes aldı, başını sağa çevirdi. Sanki kendine gelmeye çalışıyordu. “Bu… bu gece tuhaf bir gece,” dedi. Sesi boğuktu. İçinde bir itiraf gizliydi ama söyleyemedi. Ben de sessiz kaldım. Çünkü o an ne konuşmak doğruydu ne de kaçmak. Ona arzuluyordum bu duygu nasıl oldu bilmiyorum ama içimdeki sıcaklık onu istiyordu. Bu düşüncelere engel olamıyordum. Sarvana baktığımda gömleğinin düğmelerini birazda açtı sanki oda benim gibi yanıyordu. Bakışları bana döndüğünde içindeki arzuyu gördüm oda benim gibiydi. Yanımda durdu saç tellerimi kulağımın arkasına sıkıştırdı. "Meryem şuan bu odadan çıkmalısın hemde hemen" dedi. Kapıya doğru gidip açmaya çalıştığımda kilitli olduğunu gördüm. Sarvan beni kapıyla kendi arasında sıkıştırdı. "İçimdeki hisleri bastıramıyorum ve siktiğimin kapısı da kilitli kendimi ne kadar tuta bilirim bilmiyorum" "Tutma o zaman" kararmış gözlerle bana bakmaya devam etti. o sözler benim ağzımdanmı çıkmıştı. "Sonradan pişman olacağın şeyler yapmak istemiyorum ama kendime engel olamıyorum Meryem sen bana engel ol" bende olamıyordum ki nasıl ona engel olayım. Kendimi daha fazla tutamadım ve dudaklarımı onun dudaklarına bastırdım. Bu gece her şeyin değiştiği gece olacaktı
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD