ÖZLEDİM+18

1477 Words
Konağın avlusuna sabahın erken güneşi yeni düşmüştü. Henüz ortalık sessizdi. Hizmetçilerin ayak sesleri bile saygıyla hafiflemiş gibiydi. Avluda sarı yapraklar yavaşça taşlara süzülürken ben elimde bir fincan ıhlamurla dut ağacının gölgesine geçtim. Karnıma elim gitmişti yine. Sadece altı haftalık… Henüz bir mercimek tanesi kadar belki. Ama içimde kıpırtısını duymuyordum elbette, buna rağmen varlığını hissediyordum. Uyurken bile koruma içgüdüsüyle kıvrılıyordum. Artık sadece kendim için değil, onun için de yaşıyordum. Tam dalıp gitmişken o sesi duydum. Taş zemine vuran baston sesi. Başımı çevirdiğimde onu gördüm. Sarvan’ın babaannesi. Sessiz ama derin adımlarla yaklaşıyordu. Siyah şalı rüzgârda hafifçe savruluyordu. Bakışları, dün geceki kararlılığını hâlâ taşıyordu ama yüzünde daha başka bir şey vardı bu sabah. Bir yumuşama. Belki de merhamet. “Erken kalkmışsın kızım,” dedi yanıma yaklaşarak. “Dut ağacının gölgesi bu saatlerde ağır olur. Üşütme kendini.” Hemen toparlandım. Ayağa kalkacak gibi oldum ama eliyle durdurdu. “Otur otur, gelin kişi ayağa kalkmaz, sohbete çağırır.” Kahverengi gözleri beni tararken, sedire usulca oturdu. Ben de yanına, dikkatlice yerleştim. Elini dizime koydu, sonra diğer elini nazikçe karnıma yöneltti. Dokunmadı bile, ama oraya bakarak yumuşak bir sesle sordu: “Ne alemde yavrun? İyi misiniz?” Boğazım düğümlendi. Kimsenin henüz “yavrum” diye sormadığı o varlığa, bu yaşlı kadının kalbinden sorduğu bu soru beni öyle derinden etkiledi ki… bir anda gözlerim doldu. “İyiyiz,” dedim kısık bir sesle. “Altı haftalık oldu. Doktor dün kalp atışını duyduğumuzu söyledi. Sarvan da benimleydi... ilk kez duymuş olduk. Sadece bir ses… ama sanki içimize güneş doğdu.” Kadın başını ağır ağır salladı. “İşte o ses var ya kızım… o ses insanın tüm isyanını unutturur. Ne yaşadıysan, ne çektinse… hepsine ‘değdi’ dersin o an.” Bir süre sustuk. Dut ağacından bir yaprak omzuma düştü. O dikkatlice aldı, eteğime koydu. “Sarvan da iyi baba olur,” dedi sonra. “Ama o, kalbini kolay açamaz. Güvenmesini bilmek gerek. Sen onu yavaş yavaş, sessizce değiştirdin. Bu evde başka türlü hanım olunmaz zaten.” Gülümsedim. “Ben değişmeye çalıştım, hanım nine. Çünkü bu ev başka bir hayat. Ben garip geldim… kimseye yük olmadan yaşamak istedim. Ama kader… işte. Bazen en çok kaçtığın yer, yuva olur.” Kadının gözleri bir an uzaklara daldı. “Benim de böyle bir sabahım olmuştu. Sarvan’ın babası kucağımda uyurken, bu avluda dua etmiştim. ‘Allah’ım, bu ocağın dumanı sönmesin’ demiştim. Sonra oğlum gitti. Kemal Ağa ayakta kaldı, Şimdi Sarvan. Ama ilk kez içim huzurlu. Çünkü ocağı yakacak biri var.” “Ben elimden geleni yapacağım,” dedim, sesi titreyen bir kararlılıkla. Kadın dönüp yüzüme baktı. “Elinden geleni değil, kalbinden geleni yap. O çocuk doğduğunda bu ev yeniden doğacak. Ama o doğmadan önce senin bu eve adını yazman gerek. Yezda gitti. Yasmin sustu. Şimdi sofrayı sen kuracaksın, ama sadece tabaklarla değil. Gönüllerle.” Gözüm yaşla doldu yine. “Bazen korkuyorum. Yetişebilir miyim her şeye… her şeye layık olabilir miyim?” Kadın bastonuna dayandı, doğrulurken bastırarak söyledi: “Kork. Korkmak iyidir. Çünkü korkan kalp dikkatli olur. Ama yılma. Senin gözlerinde doğruyu arayan bir ışık var. Bu ev çok fırtına gördü. Ama sonunda hep bir kadın tuttu duvarları ayakta. Şimdi sıra sende.” Usulca ayağa kalktım. O benim koluma girdi. İkimiz birlikte avludan geçerken, hizmetçilerden biri sessizce başını eğdi.Sarvan’ın babaannesiyle yürürken, bu evin sadece taşlardan ibaret olmadığını, her adımda daha iyi anladım. Çünkü artık sadece Sarvan’ın eşi değil, bu ocağın bir parçasıydım. Ve içimde taşıdığım minik canla birlikte, ocağı hep birlikte sıcak tutacaktık. Bugün konakta ilk kez herkes bir aradaydı. Gerçek anlamda... Kimsenin gözlerinde nefret yoktu. Beni suçlayan bakışlar yoktu. En azından çoğunlukla. Yezda Hanım sessizdi, Yasmin başını öne eğmişti ama gitmek yerine sofraya oturmuşlardı. Bu bile başlı başına bir barış niyetiydi belki de. Ya da mecburiyet. Avluda sabah serinliği hâlâ tenimdeydi. Güneş yükseldikçe ortam ısındı ama içimdeki ürperti uzun süre geçmedi. İlk defa, Sarvan’ın ailesiyle aynı sofraya oturmuştum. Beni gelin olarak kabul ettiklerini hissettim belki de... Belki de öyle hissetmek istedim sadece. Süreyya Hanım yanımdaydı, börekleri birlikte yapmıştık. Her hamura dokunduğumda bebeğim kıpır kıpırdı. Kendi kendime gülümsedim hep... Sanki o da biliyordu ilk kez ‘ailesine’ hizmet ettiğini. Sarvan ise sessizdi, ama hep gözleri üstümdeydi. Ne ben söyledim, ne o sordu… Ama bir bakışıyla kalbimi susturabildiğini fark ettim. Herkese tek tek laf yetiştiriyordu, ama bana her susuşu bir cümle gibiydi. Gün öyle geçti işte. Tatlı tatlı, huzurlu. Akşam olduğunda hava serinlemişti. Gökhan çayları dağıtırken, Yasmin oyalı bir mendili çevirip duruyordu ellerinde. İçinde kalmış bir şeyleri vardı ama konuşmadı. O da biliyordu artık her şeyin eskisi gibi olmayacağını. Yezda Hanım ise gözlerini kaçırıyordu. Gücünü yitirmişti. Bu konakta hükmeden bir kadın olmaktan çıkmış, yalnızca yaşadığı evi terk etmeyen biri olmuştu artık. Kemal Ağa “Herkes odasına geçsin,” dediğinde avlu yavaş yavaş boşaldı. Ben yerimden kalktım, Sarvan elimi tuttu. Avludan odalara uzanan o taş yolda yürürken yanımda sadece o vardı. Kocam. Bebeğimin babası. Bir zamanlar korkarak baktığım adam artık güvenle arkasından yürüdüğüm tek insandı. Elimi sıktı biraz, "Üşüyorsun," dedi. "Avlu rüzgâr aldı seni." Başımı hafifçe salladım, "İyiyim," dedim ama o avuçlarımı bırakmadı. Kapımızın önüne geldiğimizde bir an durdu. Gözleri gözlerime değdi. Bambaşka bir şey vardı bakışlarında. Sanki içine bastırdığı bir fırtına nihayet sessizce dışarı çıkmak istiyordu. Kapıyı açtı, beni içeri buyur etti. İçeri girer girmez arkamdan kapıyı kapattı. Odaya sessizlik çöktü. Sadece kalbimin sesi vardı artık. Ve onun adımlarının yankısı... Sarvan arkamdan geldi, yavaşça yanıma yaklaştı. Elini omzuma koydu, başımı hafif yana eğdim. “Özledim seni…” dedi boğuk bir sesle. “Yanımda olduğunu bildiğim halde... yine de özledim.” Gözlerimi kapattım. O an içimde öyle çok şey kırılıp döküldü ki… onun bir zamanlar bana uzanmaz dediğim elleri, şimdi en çok sığınmak istediğim yerdi. Sarvan, elimden tutup beni pencerenin yanına çekti. Perdeleri araladı. Dışarıda hafif bir rüzgar vardı, ay ışığı damlar gibi giriyordu odaya. Sonra yüzüme döndü. Ellerini yanaklarıma koydu, sanki bir şeyleri yoklar gibi, emin olmaya çalışır gibi. "Bu gece benim olurmusun Meryem" dediğinde duyduğum şeyden emin olmak istercesine yüzüne baktım. Derince yutkundum. "Bekle dersen beklerim seni zorlamamda ama çok özledim be kızım hasretim tenine" istiyormuydum diye düşündüm. evet kesinlikle onu istiyorum. "Bende seni özledim" dediğimde gözlerinin içi paraladı. ikimizde birbirimizi fazlasıyla özlemişti. Beni yatağa doğru yürüttü sonra dikkatlice yatağa uzandırdı. Dudaklarını dudağıma bastırdı bende karşılık verdim. onu çok fazla özlemiştim bunu daha iyi anlıyordum. elimi ensesine atarak onu kendime daha çok bastırdım. Derince inledik ikimizde. sonra dudaklarımızı ayırdı ve üzerimdeki elbiseyi bir çırpıda çıkarıp odanın bir köşesine attı. iç çamaşırlarımla kalmıştım karşısında ama onun giysileri üstündeydi haksızlıktı bu. elimi gömleğinin düğmelerine atarak açmaya başladım. Sarvanın kaşları havalanmıştı. ama bir şey demedi. bende gömleğini çıkarmaya devam ettim. düğmelerin hepsini açtım he gömleğini çıkardım. şimdi karın kaslarıyla bakışıyordum. Ne olmuştu bana bilmiyorum ama tüm utangaçlıgim gitmişti ve deli gibi istiyordum onu. elimi karın kasına atarak okşamaya başladım oradan da pantolonuna doğru indim. elimi kasıgına koydum. pantolondan bile belli oluyordu sertliği. yutkunmasını duydum. elini elimin üstüne koyup bastırdı. "hissediyormusum senin için nasıl sertleşdiğini" kafamı onaylar anlmada salladım. elimi çekti ve pantolonun düğmesini açıp boxeri ile birlikte çıkardı. erkekliğini karnına doğru kalkıyordu. "ona öyle bakmaya devam edersen hiç iyi şeyler olmayacak" dediğinde gözümü erkekliğinden çekip yüzüne baktım. eli ile elimi tutup erkekliğine götürdü "dokun ona Meryem avucunun içiyle sar" dediğini yaparak elimi erkekliğine attım. "aferin güzelim şimdi diğer elinde sar ve ileri geri yap" diğer elimide atarak ileri geri yapmaya başladım Sarvan inliyordu o inledikce ben daha hızlı ileri geri yapıyordum. "harikasın Meryem... çok iyi" kendini kaybetmişti resmen sonra elimi tuttu ve geri çekti "Bunu yapmaya devam edersen eline boşalacağım ben içine akmak istiyorum" dedi. kahretsin ki ufacık bir utanma duygusu yoktu bende. elini sütyenime attı ve çıkarıp odanın bir köşesine attı daha sonrada kiloduma aynı işlemi yaptı. karşısında çırılçıplak kalmıştım. beni yatağa geri uzattı ve üzerime çıktı önce boynumu emdi sonra göğüslerimi emdi her birini öptü yaladı sıktı. kendimden geçmiş bir şekilde inliyordum. daha sonra göbeğime indi oradan da kadınlığıma. bacaklarımı ayırıp arasına girdi "ıslanmışsın benim için ıpıslaksın" dedi ve kadınlığımı yalamaya başladı. elimi saçlarına atıp onu kendime bastırdım "Ahh Sarvan" kendimi kaybetmiştim. Şehvet ağır basıyordu. "Sarvann.." "Sarvanın ömrü" dedi ve son kez kadınlığıma öpücük kondurdu ve üzerime çıktı bacaklarımın arasına girdi erkekliğini kadınlığıma sürtmeye başladı. "Hazır mısın" diye sordu. "Evet" "Ne istiyorsun" "Seni" anlima öpücük kondurdu ve erkekliğini içime itti. tırnaklarımı sırtına geçirdim. "Ahhh" "şş Sakin ol güzelim" Yavaş yavaş ileri geri yapmaya başladı. çok yavaştı bu yavaşlık beni daha da çıldırtıyordu. "Sarvan daha hızlı" dedim inler bir şekilde. "emrin olur" dedi ve hızlanmaya başladı. kadınlığıma hızlı bir şekilde girip çıkmaya başlamıştı. "Ahh Sarvan" inlemelerim bütün odayı sarmıştı "Çok darsın çok güzelsin. beni o kadar iyi sarıyorsun ki...ahh" dahada hızlanmaya başladı ne kadar zaman geçti bilmiyordum ama Sarvan beni delirtmeye devam ediyordu. "Sarvan dayanmıyorum" "Birlikte güzel karım...birlikte boşalacağız" Hızını daha çok artırdı ve bir süre sonra ikimizde boşaldık. nefes nefese kalmıştık. erkekliğini kadınlığımdan çıkardığında içimde bir boşluk hissettim. Sarvan kendini yana atdı ve beni göğüsüne çekti"Teşekkür ederim güzelim bana bu hazzı yaşattığın için teşekkür ederim" Ben bu adama her geçen gün biraz daha aşık oluyordum
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD