Kapı çaldığında birden irkildim. Yusuf Sinan anahtarla girmeyi tercih ediyordu, bana da kapıya gelen olursa dikkatli olmamı söylemişti. Ama yine de belki anahtarını unutmuştur diye kapıya gittim. Delikten baktım. Tanımadığım biri elinde bir kutuyla duruyordu. “Yenge, orada mısın? Yenge ben Can.” Can kim, hiçbir fikrim yoktu. Kapıyı açmadan önce zinciri taktım, böylece sadece biraz aralanmış oldu. Beni görünce el salladı. El sallarken elindeki kutu neredeyse düşecekti. “Yusuf Sinan benden bahsetmemiş olamaz değil mi?” “Ben sizi tanımıyorum.” dedim. “Ben bunun hesabını ona sormaz mıyım? Tekrardan merhaba Yenge.” dedi ve elini kapı arasından uzattı ama ben geri çektim. “Resmen benden bahsetmemiş. Aslında düğünde tanışmamız gerekiyordu. Aslında gelin arabasının şoförü olmayı da nikah şah

