Gözlerimi sisli bir güne açıyorum. Bu havadaki sis mi yoksa beynimde dolanan bulanık düşünceler mi bilemiyorum. Ama dışarıya baktığım an içim kararmaya başlıyor. Bu nasıl bir kasvettir böyle? Kendime bir sandviç hazırlayıp evden çıkıyorum. Bu aralar kendimde değil gibiyim. Her şeyi geçiştirip duruyorum ama bunu bilsem de kendime engel olamıyorum. Yine de yapmam gereken şeyler var. Ahmet’in gözü üzerimde olmalı. Bu işi bir an önce bitirmezsem sorunlarımın daha da büyümesinden başka elime ne geçebilir ki? Madem her şey olması gerekene uygun ilerliyor, ben de üzerime düşeni yapmalıyım. Gece'yi okula ben götürmeliyim. Onunla daha fazla vakit geçirmeliyim. Aklını, kalbini, gözünü boyamalı ve onu, bana karşı hissettiği şüphelerden arındırmalıyım. Artık bana daha fazla bağlanmasından başka ne

