Sinemis Gülçin’i biraz sakinleştirince oradan ayrılıp ablamın yanına doğru yola çıktım. Bebeğin kırk mevlidini planlayacaktık. Neredeyse üç hafta olmasına rağmen bir telâştır tutturmuştu. Aslında başta Kayseri’de yapmayı konuşmuştuk ama sonra vazgeçmişti ablam. Annemle babamın mezarına daha sonra götüreceğini söyledi Onur’u, ben de kabul ettim. Onur’u görmek bana biraz olsun iyi gelecekti. Doğumdan sonra hep telefonla konuştuk, hiç uğramamıştım ablama. O da bozuluyordu tabii başımdaki işleri bilmediği için. Ablama geldiğimde beni kapıda karşıladılar bebekle beraber. Ablam bana biraz tavırlıydı ama ona hiç bakmadan hemen bebeği kucakladım. “Benim için olmasa da yeğenin için uğrasaydın bari” dedi dayanamayıp “Haklısın büyük eşeklik ettim abla ama ne yapayım işler bitmiyor ki” “Ne iş

