Yazarın Anlatımıyla....
Narin yalandan evin bahçesini süpürmeye girişmiş, savura savura vurduğu süpürgeyle tozu dumana katmıştı. Beceremiyordu. Becermek gibi de bir niyeti de yoktu...
Güler Hanım içeriden çıktığında gördüğü manzarayla dellendi. Daha yeni elinde çitilediği beyaz çamaşırlar ipte asılıydı. O kadar yorgunluğun üstüne Narin'in bu yaptığı yorgunluğunun üstüne tuz biber oldu.
Elindeki süpürgeyi alıp yere attı. Elini kaldırıp bir anda tokatı yapıştırdı. Gözleri irice açılmış, dudakları sinirden titrerken yüzü de gerilmişti.
Narin'in eli havalanmış, hayatında ikinci kez tokat yediği yanağını tutmuştu. Gözleri dolmuş, tam çemkirecekken; göz ucuyla Mehmet'i gördü. "Sen ne biçim gelinsin haaa! Elin iş bilmez, hiç bir şeye yakışmaz! Haaa rezil kepaze!"
Güler Hanımın sinirle sar
