Yazarın Anlatımıyla... Akşam ezanıyla birlikte eve girdiler. Esmer Ecevit'in arkasından bakarken üzüldü. Kocasının üstü başı toz içinde kalmıştı. Üstelik sürekli belini tutuşu da gözünden kaçmamıştı. Salona girip sofranın son haline baktı. Fadime Hanım uzun ve düz servis tabaklarına baklavadan ve börekten de koymuştu. Yanında zeytinyağlı taze fasulye ve meydane pilavı, çoban salata ve ayran aşı çorbası da vardı. Sofra pek bir mükellef görünüyordu doğrusu. Ecevit ellerini yıkadıktan sonra eşofman takımını giyinip geldi. Duş almak istese de, sofra bekletilmezdi. Haşim Ağa sofraya yaklaştığı anda ağzı sulandı. "Hele gelin di haydi! Ben başlıyorum!" diye bağırdığında annesi ve eşi de salona geldi. Hemen peşinden de Ecevit ve elinde sürahiyle Esmer de gelmişti. Herkes yerine geçtiğinde ki

