Sabaha karşı, yıldızlar yerini belirsiz bir griye bırakırken, Murat ağır adımlarla karargaha döndü. Normalde hissettiği yorgunluk ve zihnindeki karmaşa bu kez yerini tarifsiz bir huzura bırakmıştı. Gece boyunca yaşadığı duygular hâlâ bedenine yankılanıyordu. Karargâh sessizdi. Sabah nöbetindeki askerler dışında kimse uyanık değildi. Odasına doğru yürürken ayaklarının altında ezilen taşların çıkardığı ses bile ona bir melodi gibi geliyordu. Kapısını araladı, odaya girdi ve üzerindeki kamuflajı yavaşça çıkardı. Botlarını dikkatlice bir kenara bıraktı. Gömleğinin kol düğmelerini çözerken, Şöhret’in zevk alırkenki yüzü gözlerinin önüne geldi. O gözler... İçten, sıcak ve ona ait olan o gözler. İlk kez bir kadının kendisini böylesine derinlemesine nüfuz ettiğini hissediyordu. Yatağına uzandı

