Köyde büyük bir telaş vardı. Herkes, askerlerin ve komutanın kahramanlığını kutlamak için düzenlenen yemek hazırlıklarına katılmıştı. Kadınlar, kazanlarda etli yemekler, pilav, baklava ve köy ekmeği hazırlıyor, erkekler ise sofraların kurulacağı büyük meydanı temizliyordu. Muhtar, köyü bu yemek için seferber etmiş, bizzat kasabaya giderek özel olarak şişe şişe rakı almıştı. Hazırlıkları gören birkaç yaşlı, Muhtar’a yaklaşıp hafifçe itiraz ettiler. “Muhtar, bu rakı işi biraz fazla olmadı mı?” Muhtar, gülümseyerek elini havada salladı. “Bakın, bu adamlar bizim canımızı, malımızı kurtardı. Onlara ne yapsak az. Rakı mı? İsteyen içer, isteyen içmez. Kimseye zorla içirmiyoruz.” Yaşlılar birbirlerine bakıp iç çektiler. Muhtar’ın kararlılığı karşısında daha fazla bir şey söyleyemediler.

