yaşanmışlıklar ve yaşanamayanlar

704 Words
Her zamankinden daha soğuk bir gündü. Çatı kenarları sivri sivri buzlar tutmuş, yoldan geçen arabalar patina çeke çeke yokuştan çıkmaya çalışıyordu. Elisa her zaman ki saat 07.45 de okul yolundaydı. dizlerinin üstündekikarda bata çıka okula gitmeye çalışıyordu. Botlari yine su almıştı, elleri ayakları buz gibi olmuştu. Biran önce okula gidip kalorifer peteği ne yaslanip ısınmak istiyordu. Düşe kalka zorda olsa sonunda vardi okula. Ama okul her zamankinden daha sakindi, çoğu arkadaşı henuz gelmemişti. Elisa merak etmeye başlamıştı yavaş yavaş. Sonra birden öğretmeni geldi zaten sayıları çok az olan öğrencileri sıraya dizdi belliki birşey söyleyecekti. Herkes merakla öğretmeni bekliyordu, öğretmen çocuklar çok fazla kar yağışı nedeniyle bugün okulmuz tatil evinize gidebilirsiniz dedi. Elisa hem çok sevinmişti bir yandan da bu soğukta tekrar evine gideceği için üzülmüştü, ama olsun sonuçta bugün tatildi bu çocuklar için çok büyük bir şeydi. Elisa daha fazla zaman kaybetmeden evine yola çıkti, dizine gelen kar artık karnini geçmişti yürümekte çok zorlanıyordu yoldan gitmeye de korkuyordu çünkü arabalar kaya kaya gidiyorlardı. Uzun ugras sonucu sonunda evine gelmişti koşarak zile bastı annesi kapıyı açtı ve şaşırarak a kızım neden bu saatte burdasın bir şey mi oldu diye sordu. Elisa soğuktan titreyerek annecim dışarının halini görmüyor musun bugünu tatil yaptılar dedi ve koşarak içeri girdi. Annesi yavaş kızım üzerin hep kar eve dokuyorsun demesini bile duymadı çünkü gerçekten çok üşümüş ve ayakları su içindeydi. Hemen sobanın başına geçti annesine de botlarini getirmesini istedi. Çünkü onları kurutup kardan adam yapacaktı çünkü bugün tatil ve o bir çocuktu. Biraz ısındıktan sonra annesine artık dışarı çıkmak istediğini söyledi anneside kızım hala botlarin ıslak hasta olursun dedi ama bu Elisayi durdurmak için bir neden değildi. Olsun anneciğim ilk üç tane çorap üst üste giyerim hiç birşey olmaz dedi ve dediğinide yapıp dışarı çıktı. Bütün arkadaslari disardaydi kimisi kayıyor, kimisi kartopu oynuyor, kimisi de kardan adam yapıyordu. Elisa en çok kardan adam yapmak istediği için o tarafa yoneldi ama unuttuğu bir şey vardı, malesef Elisanin eldivenleri yoktu bunu unutarak hemen karı avuçladi heyecanla arkadaşlarına yardım etmeye başladı bir zaman sonra elleri uyusmustu soğuktan ama oyunu bırakmakta istemiyordu. Daha fazla dayanamayarak eve gitmek zorunda kaldı ve ağlama başladı. Annesine; neden benim sağlam botum yok, neden bir eldivenim bile yok diye sitem etti. Annesi çok üzülmüştü çünkü Elisanin babası hastaydı ve çalışmıyordu, annesi ev işlerine giderek günü birlik para kazanıyordu ve Elisanin daha 3 yaşında da bir kardeşi vardı hayat gerçekten onlar için çok zordu. Evleri çok eski her yeri kırık dökük bir yerdi, sadece bir odaları ve bir mutfakları vardı banyoları bile yoktu annesi hep onlari evin ortasında koca bir legende yikardi.Ama elisa artık 10 yaşına gelmiş ve hayatı sorgulamaya başlamıştı, arkadaşlarına özeniyor onlar gibi bir hayatı olmadığı için hep agliyordu tabi bunu gören annesi ve babası da çok üzülüyordu ama onlarında ellerinden birşey gelmiyordu. Annesi kızıyla uzun uzun konuştu ama ne çare elisa küçücük bedeniyle bu olup biteni bir türlü kabullenemiyordu. Hep neden diye sormaktan kendini alikoyamiyordu. O gün annesi çok üzgün bir şekilde evden çıktı işine doğru yola koyuldu. Ama gözü hep yaşlıydı bu durumun üstesinden nasıl geleceğini bir türlü çözemiyordu. Evde bir odaya kapanıp üzülecek kadar zamanı bile yoktu kendinden büyük sorumlulukları vardı. Dalgın dalgın yürürken bir korna sesiyle irkilmisti. O kadar dalgindi ki trafiğin çok yoğun olduğu yola hiç bakmadan atlamisti, az daha araba ona carpacakti son anda şoför freni basmıştı ve çok sinirliydi. Kadına demedigi hakaret kalmamıştı. Zaten ağlamaklı olan kadın kaldırıma oturup iyice ağlamaya başlamıştı. kimse onu sakinleştiremiyordu. Kalabalığına içinden yaşli bir amca çıktı ve kadına doğru yaklaşip elini omzuna koydu. Eğilip kulağına; kızım yarım saattir seni izliyorum besbelli bir derdin var biraz kendine toparlada konusalim dedi. Kadınin ağlaması biraz da olsa azalınca kalkıp yaşli amcayla yandaki parka geçti. Amca ona kızım neden bu kadar üzgünsün haline çok üzüldüm dedi. Kadın da sorma amca gerçekten artık çok yoruldum kimseyi mutlu edemiyorum diyerek tekrar ağlamaya başladı. Yaşli amca cebinden bir mendil çıkarıp kadına uzattı ağla kızım ağla belli ki çok dolmussun dedi. o sırada kadın saatine bakıp eyvap çok geç kaldım paramı kesecekler deyip bir hışımla yerinden kalktı yaşlı amcaya da çok teşekkür ederim amca kusura bakma gitmem lazım dedi. yaşlı amca tabi kızım git ben hep burdayım su köşede mendil satıyorum ne zaman istersen gel dertleşelim dedi ve kadın kafasını sallayarak yola koyuldu tekrar.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD