1.Olaylı İsteme

1032 Words
"Berfin!" Islak ellerimi hızla havluyla kurutup bana seslenen annemin yanına ilerledim. "Efendim ana?" "Baban aradı.Akşama misafir var,yemekleri erken yapalım bugün.Ben bir pazara uğrarayım eksikler vardı." Derince oflayıp anneme baktım.Bu gece yine pertim çıkacaktı anlaşılan. "Kimmiş gelenler?" Annem başına bağladığı beyaz yazmasını düzeltip askıda ki çantasını aldı. "Söylemedi ama köyde ki akrabalarıdır başka kim olacak." Onun da köyden gelen akrabaları sevmediğini biliyordum ama babamın korkusundan ikimiz de bir şey diyemiyorduk.Kapıdan çıkan annemin ardından bir kaç saniye bakıp yarım bıraktığım bulaşıklara ilerledim. Bu arada ben Berfin.20 yaşına daha geçen ay girdim.Doğduğum yer kadınlara değer verilmeyen ve onları insan yerine bile koymayan erkeklerin olduğu bir coğrafyaydı.Ben de isterdim batıda ki şehirlerde yaşamayı ama kaderim burada doğmama karar vermişti. Elbette babası tarafından sevilmeyen yüzlerce kızdan sadece biriydim.Ve burada erkek olarak doğmadığınız da hayata bir sıfır yenik başlardınız.Çünkü erkek soyun devamı,kız çocuk ise evlenip gidecek günü bekleyen değersiz bireylerdi. Yüzyıllardır töre ile işleyen kurallar hiç değişmeden halâ devam ediyordu.Burada yasalar yoktu.Töre vardı.Can alan ve can almaktan beter eden hükümleri ile hayatınızı beklemediğiniz anlarda cehenneme çevirebilecek sözlü kanunlardı. Bizim de gerçeğimiz buydu.Keskin bir nefes verip düşüncelerimden arınmak ister gibi yemek işine giriştim.Annem gelene kadar çorbayı falan hallederdim. *** Tüm hazırlıklar bitmiş, avludan içeri giren misafirleri karşılamak için mutfaktan dışarı çıkmıştık annemle. "Hoşgelmişsiniz!Sefalar vermişsiniz.Buyurun buyurun..." Orta yaşlı sakallı bir adam babamla tokalaşıp içeri ilerlerken arkasından gelen kısa boylu kadın ve çocukları olduğunun düşündüğüm genç bir erkek girdi. Babamın coşkulu bir şekilde onları karşılamasına çaktırmadan göz devirdim.Gelenler zengin insanlardı belli ki. "Hoşbulduk Ferhat.Nasılsınız?" "İyiyiz çok şükür.Geçin içeri ayakta kalmayın.Berfin hoşgeldin de kaynananlara!" Ne? Kaynana mı? Kafayı mı yemişti bu adam.Ne kaynanası? Kadın sanki her şeyden haberdarmış gibi gülümseyerek bana yaklaştı. "Maşallah güzel kızımıza.Gel bakalım öp elimi." Şok olmuş bir şekilde annemle göz göze geldim.Bakışlarımda ki yalvarma ifadesine çaresizce baktı. Kadının gözümün içine soktuğu elini zoraki bir şekilde öptüm.Öpmeseydim başıma gelecekleri biliyordum çünkü. Üzerimde ki dikkatli bakışları hissettiğim de önümden çekilen kadınla kafamı kaldırdım.Bana yiyecekmiş gibi bakan adamla korkuyla yutkundum.Mavi gözlerinde ki ifadeler pek de normal değildi.Annemin ne diyeceğini önemsemeden hızla mutfağa kaçtım. "Utandı herhalde.Siz geçin lütfen." Babamın dişlerinin arasından gelen sesiyle sırtımı duvara yaslayarak hızlı nefeslerim göğsümü dövdü.Olamazdı! Bu gerçek olamazdı! Şaşkınlık ve dehşete düşen bedenimin titreyişleri devam ederken içeri annem girdi. Anne!Ne diyor babam!?Duydun değil mi sen de?" "Kızım dur hele bir!Öyle dedi diye hemen verecek değil ya seni.Bir yolunu bulacağız." Gözlerim dolarken şu anda buradan buharlaşmak ve bir daha da geri gelmemek istiyordum. Annem saçlarımı okşayıp konuştu. "Sen yanlış bir şey yapma yavrum.Babanı biliyorsun." Kafamı zorlukla sallayıp dolan gözlerimi sildim.Bir yolunu bulacaktım.Öylece kaderime razı gelip hiç tanımadığım bir herifle evlenecek değildim. "Yemekleri koyalım." *** Elimde ki kahve tepsisini kafasına geçirmek istediğim adamın önüne tuttum.Pişmiş kelle gibi sırıtıp kahveyi aldı ve tam da o anda gözleri elbisemin kapalı göğüs dekoltesinin içini görür gibi dikkatle süzdü.Öfkeyle verdiğim nefesle su bardağını sertçe önünde ki sehpaya bırakıp hızla çekildim önünden. Babamın uyarıcı bakışlarından nasibimi alıp dişlerimi sıktım ve odanın köşesinde ki sandalyeye oturdum.Gözlerimi bana gülümseyen ama altında çok daha başka ifadelerin olduğu yabancı kadına değdi. Sanki oğluna gelin değil de kendine eziyet edecek kurbanı seçiyordu. "Ferhat biz birbirimizi çoktandır tanırız.Şimdi bu hayırlı günde de bağımız daha da güçlenecek inşallah...Sözün kısası kızını oğluma istiyorum?" Dedi sigara içmekten bıyıkları sararmış adam.Babam memnuniyetle gerindi. "Sizden iyi dünür mü bulacağım.Şu başlık parasını da hallettik mi hayırlı uğurlu olsun." Resmen babam tarafından şu anda mâl gibi veriliyordum.İşin ucunda öleceğimi de bilsem araya girdim. "Sen orasını dert et-.." "Amcacığım bir saniye.Ben de bir kaç şey söyleyeceğim." Babamın bana dönen hiddetli gözleri susmam için büyük bir uyarıydı ama susmadım. "Şimdi biliyorsunuz bu devirde kimse kaynanası ile yaşamıyor.E ben de ayrı ev istiyorum üstelik bir de araba.Mehir olarak da kilom kadar altın alacaksanız kabul ediyorum bu evliliği." Daha söylerdim ama babam sanki yerinden kalkıp beni dövecek gibi durduğundan kısa kesmiştim.Adam bana şaşkınlıkla baktığın da kadın hemen atladı. "Ne dersin sen kızım?Ne ayrı evi arabası?Biz babanla konuştuk sana söz düşmez." Annem korkuyla bana bakıyor, başıma gelecek şeylerin endişesi ile ellerini ovuşturup arada beni dürtüyordu sus manasında. Kocam olmak isteyen sapığa baktığım da babasına kabul et der gibi bakıyordu.Ona iğrenir gibi baktım. "Olur mu böyle şey şimdi Ferhat!Seninle anlaşmamız böyle değildi!" Babam araya girip düzelteceği sırada kadın konuştu. "Yok yok olmaz bu iş.Şimdiden bu kadar dilliyse bu,gelin gelince neler yapar.Kalk bey!Benim oğluma kız mı yok!" Çocuk araya girdi. "Ana!Ben bunu istiyorum!" " 'Bu' senin anandır!" diye yükseldim. Sözlerim ile herkes yeni bir şaşkınlığa sürüklendi.'Bu' ne demekti ya!Eşya mıydım ben!Sapık şerefsiz! "A aaa!Ömer kalk dedim!Bu edepsizi gelin diye almam ben!" Apar topar evden çıkan insanlarla annem dizini dövdü. "Ne yaptın Berfin sen?Baban ikimizi de öldürecek." Omuz silkerek güldüm.En azından kurtulmuştum.Babamın dayağını göze alarak yapmıştım bunu zaten.Babam gidenleri durdurmak için peşlerinden aceleyle çıksa bile bir dakikada avludan çıkıp arabalarına binmişlerdi bile. Az sonra geriye dönen babamla dudağımı korkuyla ısırdım. "Seni kim alacak şimdi benim elimden!Ne yaptın sen he!" Annem ona doğru ilerlemeye çalışınca kolunu tutup durdurdum onu. "Sen dur ana.Lütfen." Zaten babam da gazapla üstüme gelip annemi itmişti ve ilk tokatını suratıma geçirmişti.Yere düşen zayıf bedenimle ellerimi taş zemine bastırıp doğrulmaya çalıştım. "Bey dur!Allah'ın aşkına yapma!Yazıktır!" Annemin tüm tutuşlarına rağmen babam saçlarımı eline dolayıp kafamı kendine doğru kaldırdı ve yüzüme ardı ardına vurdu.Burnumda hissettiğim sızının yanında yanaklarım alev alev yanıyordu.Patlayan dudağımdan sızan kan vuruşlarının etkisi ile tüm yüzüme dağılmıştı. "Ba-ba.... dur ne olur!" Öksürüklerimin arasında ona yalvarmaya çalışıyordum. "Kahpe!Demek araba!Demek ev!Ben seni öldürmez miyim şimdi!" Karnıma attığı tekmelerin şiddeti ile çığlık atıyordum ama o acımasızca vurmaya devam ediyordu bana. Annem babamın kolundan çekerek onu üzerimden çekmeye çalıştı.Bilincim aldığım darbelerle kapanmak üzere iken annemin bağırışı avluyu doldurdu. "Yeter!Yeter dedim ben söyledim Berfin'e öyle demesini!" Hayır! Bunu yapmamalıydın anne! "Ne dedin sen!" Babam beni bırakıp annemin üzerime eğilen bedenini çekecekken mırıltısı doldu kulağıma. "Dayınlara git!Hemen Berfin!Koş!" Kafamı iki yana sallayıp babama engel olmak için yerden kalkmaya çalıştım. Babamın koluna asılacağım sırada yanağına koca bir darbe alan annem bağırdı "Berfin!" Uyarıcı sesini duyduğum an bacaklarımda ki son güçle avlu kapısına koştum. Halâ annemi döven babam beni fark etmemişti.Gözlerimden kayan yaşlar yaralarıma karışırken kendimi açtığım kapıdan dışarı attım. Bir an kaybolan algım ile nereye gideceğimi şaşırdım ama hemen sonra sağ tarafa koşacağım sırada başım döndü. Dengem hızla kaybolurken karanlıkta bana doğru hızlı adımlarla gelen yabancı bedeni gördüm. Bayılmadan önce hissettiğim tek şey ise bedenimi sıkıca tutan yabancı kollardı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD