Peri
Her şey bir anda üzerime çökmüştü. Karnımdaki sancı, Cem’in ihanetini yakalamam, bir tetikçinin kollarına düşmem ve şimdi, önünde tir tir titrediğim adamın teklif ettiği korkunç anlaşma... Kaderim bir gecede nasıl böyle değişmişti? Beynim bu kadarını kaldıramıyordu, adeta bayılacak gibiydim.
Arnaldo Marcelli… Annemin adını bile anmaktan korktuğu adam. Onun kim olduğunu biliyordum. O Zerda yengemi kaçırmıştı. Yetmezmiş gibi annemi dizlerinden vurarak sandalyeye mahkum etmişti. Bir gün İtalya’nın en azılı mafyasıyla bu kadar yakın olacağımı, hatta yüzüne bakmak zorunda kalacağımı hiç düşünmemiştim. Annem, yüzünden bu adam hayatımıza karabasan gibi çökmüştü. Bu adamın spermlerini çalarak annem kendi başına iş açmıştı. Ve belli ki bu sayede bir şahidi temizlemek yerine aileme acı çektirmek istiyordu. Elimden bir şey gelmiyordu.
Aileme düşman olan bu adamın önünde çatesizce yaptığı teklifi düşünüyordum. Ben susunca silahını çıkarıp şakağıma dayadı. “Saruhan olduğun için seni öldürmediğimi anlamışsındır.”
“Ailemi tanıyorsun… Bana bir şey yaparsan ailem seni bitirir.”
Pis pis güldü. “Zerda aylarca elimdeydi. Kim ne yapabildi? Anneni öldürebilirdim ama sürünmesini istedim. Annenin intikamını alan olmadı Miele,” dedi.
“Senin balın değilim! Ve annemle beni aynı kefeye koyma! Annem kabahatli olduğu için onun için kimse sana saldırmadı! Zerda ise kendi rızasıyla yanında kaldı diye hatırlıyorum, yanılıyor muyum?”
“Sen de kendi rızanla yanımda kalacaksın. Ama bir farkla! Yekta’nın karısını sikmedim. Ama seni zevkle sikeceğim küçük bakirem!”
Gözlerimde yaşlar birikti. “Bana tecavüz mü edeceksin?”
Boynumu kavradı. Çenemi yukarı doğru kaydırarak gözlerime baktı. “Seni sikmem için yalvaracaksın, la mia piccola vergine,” dedi. (Küçük bakirem)
"Hayır," dedim içimden yükselen bir sesle. Bu bir kabus olmalı, diye mırıldandım. Ama ellerimin titremesi, odadaki baskın sigara kokusu ve Arnaldo’nun soğuk bakışları beni acı bir gerçekle yüzleştiriyordu. Bu bir rüya değildi.
“Ben evime gitmek istiyorum, lütfen bırak beni!”
"Başka seçeneğin yok Peri. Ya benimle olursun ya da buradan sağ çıkamazsın," diye tekrarladı, yüzünde şeytani bir gülümsemeyle.
Dizlerim boşaldı, neredeyse yere yığılacaktım. Bu adamın ne kadar tehlikeli olduğunu biliyordum, annemin hayatını mahveden canavarın ta kendisiydi. Şimdi, onunla anlaşmak zorunda mıydım? Bir caniyle bir çocuk yapma fikri berbattı. O an içimde bir nehir gibi akıp giden umutsuzluk ve korkuyla savaş halindeydim.
"Zamanın daralıyor Peri," dedi bir kez daha, sabrı taşmaya başlamış gibiydi. “Seni kapıdaki köpeklerime versem inan bana seni öldürmeden önce bekaretini zevkle alırlar… Bir kralın varisini mi doğurmak istersin yoksa, çöplükte çürümeyi mi istersin?”
Söyledikleri tüylerimi ürpertmişti. Bunu yapamazlar bile diyemiyordum. Neler oluyordu neler… O kurbanlardan biri olmam an meselesiydi. Derin bir nefes aldım, başımda dönüp duran düşünceleri susturmak için. Bu herifin dediklerini yaparsam ne olacaktı? Gerçekten bana zarar vermekten vazgeçecek miydi? Ya da kaçışımın imkânsız olduğunu bilerek, mecburiyetten sevmediğim ve korktuğum bir adama teslim mi olacaktım?
"Anneni hatırla," diye fısıldadı şeytani bir şekilde, zihnimi iyice bulandırmak için. "Beni reddedersen, inan sana acımam. Ama hamile kalırsan ve Marcelli varisini doğurursan, seni kraliçe gibi yaşatırım."
Kalbim hızla çarpmaya başladı. Adamın soğuk gözleri her hareketimi sanki izliyordu; o an her şey, tüm hayatım bir pazarlığa indirgenmişti. Ya kraliçe olacaktım ya da bir ölü…
İçinde bir yerlerde, kaçmam gerektiğini fısıldayan bir ses vardı ama kımıldayamıyordum. Zaten nasıl kaçabilirim ki?
Arnaldo Marcelli, silahını nazik ama tehditkar bir şekilde masanın üstüne koydu. Eli silahın kabzasında geziniyor, rahatça oyalanıyordu. “İyi düşün,” dedi derin, karanlık sesiyle. "Adamlarım seni sikerken beni tercih etmediğine pişman olabilirsin.”
Bu sözleri söylerken sanki zevk alıyordu. Masanın üstündeki tozu fark ettim. Maddeydi bu… Madde kullandığını da anlamıştım. Yani hem mafya, hem bağımlı bir adamla kapana kısılmıştım. Ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Karşımda oturan bu adamla birlikte olma fikri beni allak bullak ederken, hayatta kalma içgüdüsü ağır basıyordu. Sonunda derin bir nefes aldım ve titrememek için için ellerimi yumruk yaptım.
"Sana güvenebileceğimden nasıl emin olacağım?" dedim. “Belki benimle birlikte olduktan sonra beni öldüreceksin! Eminim ki senin bu teklifine atlayacak yüz binlerce kadın vardır! Herkes bir mafyanın kraliçesi olmak ister! Özellikle Marcelli veliahtını her kadın doğurmak ister! Neden bu teklifi bana yapıyorsun? Ailelerimiz düşman olduğu halde…”