Fragman

545 Words
Evde ondan ve benden başka kimse yoktu, ne yapacağımı bilmiyordum. Gecenin bir yarısı olmuştu, yüzü ateşler içinde yanıyordu. Soğuk bir duş alması gerekiyordu. Yatağın kenarına oturdum, elimi alnına koydum. Alev gibiydi, hızla elimi çektim. Üzerindeki ceketi çıkardım, onu duşa sokmaktan başka çarem yoktu. Gömleğinin düğmelerini açmaya çalıştım, ellerim titriyordu. Bedenindeki sıcaklığı parmak uçlarımda hissediyordum. En son düğmeye geldiğimde ellerim daha fazla titredi. Doktoru aramıştı, adresi attım. Hastane gitmek istemediğini söyledi, 10 dakikadır yatakta gözleri kapalı duruyordu. Daha fazla bu şekilde bekleyerek duramazdım. Başını omzuma koydum, gömleğini zorlukla kollarından çıkardım. Kocaman bedeni vardı, onu bu şekilde nasıl banyoya götürecektim, bilmiyorum. Başını yatak başlığına yasladım, ellerimi pantolonun düğmelerine gitti, kemerini çıkardım. Ellerim çok fazla titriyordu, derin nefesler alıp veriyordum. O bu haldeyken benim ondan etkilenmem delilikti. Pantolonunu kalcalarından zorda olsa indirdim, bacaklarından çekip çıkardım. Şimdi karşımda baksırıyla duruyordu, bedenimden soğuk terler akıyordu. Onu da çıkarmam gerekiyordu. Sonuçta banyoya girip çıktıktan sonra yine çıkarmam gerekiyordu. Ayağındaki çorapları çıkardım, o benim kocamdı. Bunu yapmakta sorun yoktu, sorun sadece şuydu ki bizimki sahte evlilikti. Bir kere bile onu bu halde görmemiştim. Ona bu derece yakın olmamıştım. Ondan etkilendiğimi inkar etmiyordum, fakat evliliğimiz sadece kağıt üzerindeydi. Baksırının lastiğinden tuttum, gözlerimi kapatsam yapamazdım. Mecbur aleti gözlerime değecekti. Baksırını yavaşça çektim, aleti tüm heybetiyle karşımdaydım. Yutkundum, gözlerimi ayrıramıyordum. Kocamandı, hem kalın hem de uzun. Başımı iki yana salladım. Baksırını da çıkardım. "Bana biraz yardım etmen gerekiyor." kolundan tutup kaldırmaya çalıştım. Yerinden bile kımıldamıyordu, gözlerini hafifçe araladı. "Duş alman gerek." kolunu omzuma koydum. Gözlerim devamlı aletine kayıp duruyordu. Gücünü bana verdi, zorda olsa onu yataktan kaldırmayı başardım. Gözlerinin içi bile kıpkırmızıydı. Şu koskoca cüsseye sahip adamı hastalık yürüyemez hale getirmişti. Oysa elini kaldıp vursa her şeyi yıkacak güce sahipti. Odanın içindeki banyoya doğru ilerledik, gücünün tamamını bana vermemeye çalışıyordu. O yüzden yavaşça yürüyordu. Banyonun kapısını açmak için elimi uzattım. Elim birden aletine değdi, bakışlarım gözlerini buldu. O bu durumu düşünecek durumda değildi. Kapıyı açtım, küvetin kenarına oturdu, duş başlığını açıp üzerine elime tuttum. Çokta soğuk olmaması gerekirdi. Ilık olana kadar elime tuttum, suyu ayarladıktan sonra ona baktım. Küvetin kenarından tutunuyordu. "Biraz soğuk, ama ateşinin düşmesi gerekiyor." başını kaldırıp kızarmış gözleriyle bana baktı, gözleriyle onayladı beni. Duş başlığını ona doğru tuttum. Bir milim bile kımıldamadı, onu çırılçıplak görmek beni tahrik ediyordu. Kadınlığım ıslanıyordu. Onunla olamayı arzuluyordum, çok zamandan beri. O benim gözüme bir kere bile olsun beni isteyerek bakmamıştı. O bu kadar yakışıklıyken ben o kadar çirkindim. Benden önce yanında olan kızların hiçbirine benzemiyordum. Onlar kadar güzel değildim, seksi değildim. Aramızda sözleşmede olsa bana dokunsa ona izin verirdim. O bana bir kere bile dokunmadı. Duş başlığını kapattım, kendi üzerimde ıslanmıştı. Dolaptan havlu çıkardım. Üzerini kuruladım, aletine bakmamaya çalışsam da başarılı olduğum söylenemezdi. Gözleri biraz olsun açılmış gibiydi. "Odaya geçelim." dedi. Havluyu bir kenara bırakıp kolunu tuttum, kolunu yeniden omzuma attı. Bu sefer çok fazla ağırlığını vermiyordu. Odaya girdik, yatağın oturdu. Kollarını birbirine doladı. Koşar adımlarla dolaba doğru ilerledim. Bir t-shirt ve bir esofman altı aldım. Hızla yanına geldim, t-shirt başına geçirdim. Kollarını kaldırıp bana yardımcı oldu, eşofmanı ayaklarından geçirdim, ayağa kalktı. Kendisi yukarı çekti. Evinin kapısı çaldı, sonunda birileri gelebilmişti. Tam kapıya doğru ilerleyecekken kolumdan tuttu, beni kendine doğru çekti. Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Elini yüzüme koydu, saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Sıcak nefesi yüzüme vuruyordu, gözlerinde hastalığının yorgunluğu vardı. "Teşekkür ederim, Silya. Teşekkür ederim, küçüğüm..."
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD