Nereye gittiğimiz bile bilmiyordum. Akif şirkete alelacele gelip beni almıştı. Arabayı kullanan şoför de bırakmıştı geride. Çok hızlı kullanıyor olması beni korkutmuyor değildi. "Akif nereye gidiyoruz, artık söyleyecek misin?" arabanın hızını az da olsa azaltmıştı. İstanbul dışına çıkmıştık. "Biraz kafa dinlemek ikimizi de iyi gelecek. Tatile gidiyoruz. Hem artık sevgili olduk, bunu kutlamak lazım." şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemedim. "Peki bu öfken ne diye? Neden bu kadar hızlı sürüyorsun?" Akif hızını iyice azalttı. Bakışları bir an beni buldu. Yüzü gülümsedi. "Sadece bir an önce bu şehirden ayrılmak istiyorum. Bir öfkem falan yok." sanki başka bir konu var gibi hissediyordum. Sormadım, nasıl olsa bir süre sonra kendisi konuşurdu. Akif'in aklını kemiren bir konu varsa bunu konuş

