Gün henüz yeni doğmuştu. Kasabanın üzerindeki gri bulutlar, yaklaşan fırtınanın habercisi gibiydi. Kuzey, Lara ve Elif’in kaldığı eski taş evin penceresinden dışarı bakarken, Bahri’nin barakasında bıraktıkları kasetin etkisi hâlâ üzerlerindeydi. Gözlerinde hem kararlılık, hem de yaklaşan tehlikenin ağırlığı vardı. Lara, babasının kasetini kütüphanede dijital ortama aktarmaya başlamıştı. Bu kaset artık sadece bir itiraf değil, Tahsin’in ve onun gibilerin sonunu getirecek bir silahtı. Ama onlar plan yaparken, karanlık da harekete geçmişti. Bahri, sabah namazından sonra barakasının önünde çay demliyordu. Yorgun ama huzurluydu. On yıllar sonra içindeki yükü birilerine anlatabilmişti. Ancak o an duyduğu çıtırtı, huzurunu delip geçen soğuk bir bıçak gibi içini kesti. Barakanın arka tarafında

