Hikayemiz yeni yılda başlıyor. Tüm ısrarlar ve değerli arkadaşım YazarKumru`nun tavsiyesi üzerine bu hikayemizi yazmaya karar verdim. Ve bunun için mutluyum. Yeni hikayemizi merak edenler kitabı kütüphanesine eklesin şimdiden.
TANITIMI BURAYA BIRAKIYORUM BELKİ OKURSUNUZ.
Merasimin sonrasında müstakbel eşinden çiçek demetini alan Lale`nin babası yanan lambanın etrafında onu dualarla yedi kere dolaştırıp damadına teslim etti. Lale adamın yanına geldiğinde yüz ifadesi sakin olsa da gözlerindeki memnuniyetsizliği fark etti. Sırtını görmüştü. Gülümseyerek koluna girdiği adam bir şey demeden onu gelin arabasına doğru götürdü. Onlar aşağı indiklerinde başlarından aşağı serpilen gül yaprakları ve paralar eşliğinde arabaya yaklaştılar. Gelini ön sağ koltuğa bindiren Faris Samir`in kulağına eğilerek “Anahtarı bana ver gardaş. Kendim kullanacağım. ” dedi. Garibine gitse de itiraz etmeyerek cebinden çıkardığı anahtarı arkadaşına uzattı.
“Al ağabey. ”
“Sağ ol aslanım. Bu arada içeride söylediklerinin hesabını vereceksin uygun zamanda. Haberin olsun. ”
“Başımla beraber ağabey. ”
Gelin arabası ilk hareket ederek bahçeden çıkınca konvoy onu takip etti. Lale`nin evinden uzaklaşında yüzüne bakmadan konuşan genç adam
“O gelinliğin sırtı ne Lale?” diye sordu. Lale adama çoktan hazırladığı cevabı verdi.
“Ya aşkım kapattık sırtını ama o zaman da gelinliğin tüm havası gitti. Zaten duvağıç uzun sırtım pek belli olmuyor. Bu kadar kıskanmana gerek yok canım. Ben zaten seninim. ” diyerek sustu. Yalvarmaklı sesle söylediği sözlerin nişanlısına etki etmesini bekledi. Faris bakışlarını bir saniyelik yoldan ayırıp genç kadına baktı. Bakışları hemen yola dönerken konuşmaya başladı.
“Ben kıskancım evet ama seni kısıtlayacak kadar geri kafalı değilim. Senden istediğim iki şey var. Birlikte dışarıdayken hareketlerine dikkat et. Ve bedenini sergileyecek kadar açık giymemen. Benim görmem gereken yerleri başkası görsün istemiyorum. Benim senden beklentim bu. ”
Lale elinde olmadan irkildi. İyi ki adam ona bakmıyordu.
Benim görmem gereken yerleri başkası görsün istemiyorum.
Cümle birkaç kere zihninde yankılandı.
O bedeni daha bir ay öncesine kadar...
Kendine o adamı düşünmeyi yasakladı. Ondan nefret ediyordu. Korkak herif.
“Tamam canım. Sen nasıl istersen öyle olsun. ”
“Teşekkür ederim Lale. ”
*******
Düğün çadırında herkes eğlenerek dans ederken Faris damadın dostları için ayrılmış masada garip bir şeylerin olduğunu fark etti. Çünkü Samir kafasını kaldırarak kararmış surat ile önce yanında kuzenleri ile gülerek konuşan Lale`ye sonra da kendisine baktı. Onlar bakışırken diğerleri; Azer ile Seymur Cavit`in gülerek bir anlattığı şeye gülüyorlardı. Genç adam Samir`e kaşlarını çatarak kafasını iki yana salladı. Samir sonra der gibi kafasını sallayınca o da olur der gibi kafasını salladı. Samir konuşana kadar beklemek nedense çok zor gelmişti. İçine sebepsizce kurt düşmüştü bir kere.
Dakikalar sonra masadan kalkan Samir arkadaşına onu takip etmesi için bakış attı. Deminden beri gergin bekleyiş içinde olan genç adam oturduğu sandalyeden kalktı. O sırada kendisine bir şey söylemek isteyen Lale`ye “Geliyorum. ” dedi. Samir çadırdan çıkarak aynı bahçede olan annesinin evinin avlusuna doğru yürüdü. Onu takip eden Faris kolunu kavradı.
“Ne oldu? Bu halin ne gardaş?” diye sorduğu arkadaşı aniden öfkeli gözlerle kendisine baktı. Dikkatle o gözlere baktığında orada büyüyen öfkenin kendisine olmadığını anladı. Neler oluyordu?
“Ağabey. ”
“Söyle aslanım. ”
“Bazı insanlar neden bu kadar şerefsiz? ”
“Samir! Çarpacam bir tane ha. Adam gibi de ne diyeceksen. ”
Samir arkadaşının gözlerine bakmaya utanarak arkasını döndü. Sanki az önce öğrendiği rezilliyi kendisi yapmıştı. Onların yerine utanıyordu. Faris içinden sabır çekti.
“Hava almak için çadırdan dışarı çıktığımda elma ağacının orada iki üç kişinin gölgesini gördüm. Onlara dikkat etmeden sigaramı içmeye başladım. ”
“Ee? O üç kişi ne konuşuyordu? ” Faris artık çok kötü şeylerin olmuş ve bundan sonra olacağını keskin hisleri ile sezmişti.
“Biri sarhoştu ve o birine sence Faris karısından zevk alacak mı diye sordu. ” aniden nefesi kesilmiş gibi susan Samir devam etti. “Soru sorulan kişi anlamazlıktan gelerek ne diyorsun oğlum diye sorunca sarhoş arkadaşı kes ulan salağa yatmayı. Sanki biz Lale`yi si- yani şey yaptığını bilmiyoruz. Bu Faris de bayağı saf çıktı ha. Gerisini anlatmam ağabey. Dedikoduya girer. ” diyerek susan Samir fazla sakin olan adama baktı. Fakat bakışları buluştuğunda onun hiç de sakin olmadığını beyazı kızarmış gözlerinden anlamıştı. Faris elini saçlarından geçirerek onları hırsla yoldu.
“Hangisi? ” diye sordu. Derin nefes alan Samir sorusunu
“Azer. ” diye yanıtladı. İki elini de yüzüne kapatan adam besmele çeker gibi yüzünü ovdu. Elini indirip kafasını iki yana salladı.
“Azer demek. Amca oğlum, çocukluk arkadaşım. ” acı acı gülümsedi. “Ne derdi eskiler? Sırtını kime döndüğüne dikkat et. Hançerin kimden geleceği belli olmaz. Ne kadar haklılarmış. ”