Elimdeki toz beziyle masanın üstünü kaçıncı kez sildiğimi bilmiyorum. Dün yaşadığım şeyler üzerine düşünmekten neredeyse kafayı sıyırmak üzereydim. Harun'un elimi tutup bir daha bırakma demesi ve benim ağzımdan dökülenler. Pişman mıyım? diye soruyorum kendime ama en ufak bir pişmanlık kırıntısına da rastlayamıyorum. Ceyda'ya sonunda, başından beri yaşadıklarımı anlattığımda beni tanıyamadığını söyledi. Ona göre ben; Harun'un içinde bulunduğu duruma vicdan yapıp, üzülüyor ve benden yardım isteyen birine arkamı dönemiyormuşum. En son bağırarak "kendine gel Zehra, pişman olacaksın" dedi ve o saatten beridir aynı evde konuşmadan dolaşıyoruz. Ben mobilyaların tozunu alırken o da yerleri paspaslıyor. Evimize gelecek misafirimiz olmasa ikimizin de ne iş yapacak hali vardı ne de yemek. Artık bu s

