Lara'dan Boris denilen mafya bozuntusunu gireceğim asla aklıma gelmezdi. Kısık ve şaşkın sesimle adamın adını mırıldandım. Tuncay'da şaşırıp yanı başında dönüp bana baktı. Karşımda boş bir sırıtmayla boydan boya beni süzen adamla, kaşlarımı çatıp boş bir bakışla baktım. Boris giydiği takım elbisenin, pantolon paçaları kısa gelmiş gibi. Elleri kendine güvenle ceplerine sokup iki adım daha bana doğru geldi. "Selam bebek.. !" Boris Rusça konuşup yüzünde pis bir sırıtmayla bir adım daha yaklaşınca Tuncay elini bedenime doğru uzatıp arkasına doğru çekti. Rusça anladığını adama keskin bakan kahvelerinden anlamak zor değildi. "Bu pişmiş alabalığı tanıyor musunuz Lara hanım?" Derin bir şekilde soluklandım. Yani çok tanıdığım söylenemezdi. "Rusya'da ameliyatına girmiştim." dedim. Tuncay

