Lara'dan
Gözlerinin sıcak çikolataya benzer irisleri öfkeli bakıyordu. Hızla kendime gelip kolumu çekiştirdim.
"Ne bileceğim, bir şey bilmiyorum...!"
"Niye öyle dedin öyleyse?"
"Var sayım, olma ihtimali varsa diyorum. Ne öyle kükrüyorsun..!"
Kaşlarını burnuna kadar indirip, gözleri daha bir sert bakmaya başalyınca. Gözüme daha bir etkileyici geldi.
Bir çüşün olsun Lara..!
Kendi düşünceme kızarken aniden açılan kapıdan Asmin telaşlı bir şekilde konuşarak girdi.
"Tuncay..!"
"Asmin abla.. !" diyerek beni burakan Tuncay'a burnumu kuvırdım.
"Neler oluyor Tuncay.. ?" diyerek yanına koşan Asmin telaşla Tuncay'a sarıldı.
"İyi misin.. ?"
"Ben iyiyim. Koruyamadım abla. Ne Oylum'u nede yengeyi koruyabildim. Beceriksiz herifin tekiyim ben."
Tuncay sinirle kendini suçlarken gözlerimi devirip uyardım.
"Kendini suçlamak çözüm değil. Şimdi yavaş hareket eder misin?"
Asmin'e bakıp yumuşayan bakışları bana dönünce yeniden sertleşti.
"Siz önce ne biliyorsunuz anlatsanız..!"
Hayretle yerimden doğrulup Tuncay'ın üzerine doğru yürüdüm.
"Bak sana bir şey bilmediğimi söyledim. Sadece öyle bir ihtimali sesli düşündüm o kadar...!"
"Öyle mi..? Bilmeseniz öyle demessizniz... kardeşinizi koruyor olabilirsiniz ama burada iki masum insanın canı söz konusu.. !"
"Tövbe yarabbil alemin.." diyerek kendi kendimi teskin edip sinirle parmağımı yüzüne tutup konuştum.
"Bak sabrımı zorluyorsun Tuncay..! Bahattin'le tanışırsın haberin olsun.!"
"Kimi istiyorsan onu çağır Lara hanım. Ama bu işte bir bilgin varsa...!Demir abiyi kimse tutamaz...!"
Sinirle gözlerimi sıkı sıkıya kapatıp sabır çekerken Asmin aramıza girdi.
"Ne oluyor size böyle.. saçma sapan konuşma sende Tuncay..! Lara yapmaz öyle şeyler."
Kolundaki serumu sertçe çekip koparırken konuşarak ayaklandı.
"Yaşayıp göreceğiz..!"