2 Yıl önce / Berdel Kararı

847 Words
2 YIL ÖNCE Delal, yatağında oturmuş, titreyen elleriyle eski bir fotoğrafı tutuyordu. Annesiyle birlikte çektirdiği bir fotoğraftı bu. Annesi, ona güvenli bir liman olmuştu. Ama şimdi, onun yokluğunda bu evdeki hayatı cehenneme dönmüştü. Songül'ün gelişiyle birlikte her şey daha da kötüleşmişti. Babası Cabbar ağa, annesinin ölümünden sonra sert ve acımasız bir adam olmuştu. Kısa sürede evlendiği Songül ise ona ne bir anne sıcaklığı ne de bir şefkat göstermişti. Oysa ki henüz 5 yaşında bir çocuktu…Sevilmeye ihtiyacı varken aksine, ona her fırsatta annesinin yerini dolduramayacağını hatırlatan bir üvey anne olarak karşısına çıkmıştı. Delal’in bu gece içi hiç rahat değildi. Babası, Çetin’in Saruhanlar tarafından alıkonulduğunu öğrenip İstanbul’a gitmişti. Irak’taydı uzun zamandır. En azından abisine sahip çıkılıyordu. Çetin abisi hakkında çıkan dedikodular ise, Reşat Amcasının hiddetini iyice körüklemişti. Öyle ki Çetin’i görmek dahi istememiş, nerde ne yaptığını bile soruşturmamıştı. Babası dönmese belki de Çetin’i öldüreceklerdi. Bu yüzden Saruhan’lardan nefret ediyordu içten içe… Reşat ağa olanlardan dolayı Delal’e karşı da öfke doluydu. O kadının soyundan geliyorlardı netice de… Korhan’lara o kadın uygun değildi ama Cabbar’a dinletememişti. Dostuyla o kadını bastığında kafasına tek kurşun sıkılmış, Maral oracıkta can vermişti. Delal bu utançla büyütülmüştü. O kadının kızı olduğu için hep hakir görülmüştü. Babası bile sevmez olmuştu. Çetin abisinden başka onu seven bir Allah’ın kulu bile yoktu. *** Dört gözle babasıyla abisini beklerken konakta ortalık karışmış, her kafadan bir ses çıkar olmuştu. Anladığına göre babası Saruhan’ların büyük oğlunu vurmuş, sakat bırakmıştı. Babasını da rehin almışlardı. Niye polise gitmediklerini de anlamıyordu. Belki de babası hapse atılmasın diyeydi ama ya öldürülürse? Annesinin öldüren babasıydı. Ama suçu bir adamı üstlenmişti. Zenginler için garibanı öldürmek kolaydı. Ama bu defa babası Saruhan’lara bulaşmıştı. Annesine yaptığını belli ki yapamamıştı… Bir tarafta babasından bile nefret ediyordu Delal. Gerçekleri bilip sustuğu için kendisinden de nefret ediyordu. Ama babası için namus demek her şey demekti… Annesinin öldürülmeyi hak ettiğini duyarak bu yaşına gelmişti. O gece Amcasının yanına çağrıldığında, hissettiği korku iyice büyümüştü. İçeri adımını attığında Amcası Reşat, odanın ortasında dikiliyordu. Onun yanında Songül, yüzünde memnuniyetsiz bir ifadeyle duruyordu. Delal’in içindeki kötü hisler daha da arttı. Abisiyle babasına mı kıydılar, bilemedi. “Gel buraya,” dedi Amcası sert bir sesle. Delal, korkuyla Amcasına yaklaştı. Amcasının yüzünde nefret dolu bir ifade vardı. “Amca… Ne oldu? Babamla abim iyi mi?” diye sordu ürkekçe. Reşat ağa, o kıza bakarken derin bir nefes aldı. “Aşiretleri toplayıp yarın İstanbul’a gideceğiz. Yekta Saruhan’ı baban vurduğu için berdel isteyeceğiz. Saruhanların bekar oğlu Onur’la evlenmen gerekebilir. Git şimdi hazırlan!” Sonra, Songül’ün kızları Heval ile Mercan’a döndü. “Siz de geleceksiniz. Ne olur ne olmaz, orda olacak herkes!” “Amca, ben reşit bile değilim dedi Heval.” Mercan ise panikle, “Okulum ne olacak?” dedi. “Kesin sesinizi! Zaten sizi vermeye niyetim yok! Evde büyük kız varken küçüğe berdel düşmez! Ne olur ne olmaz, siz de geleceksiniz! Delal sen de bavulunu topla, aksilik olmazsa yarın evleneceksin!” Delal, evlilik lafını duyduğunda dizlerinin bağı çözülmüş gibi hissetti. “Hayır Amca, lütfen! Beni böyle bir evliliğe zorlayamazsınız! Onur Saruhan’ı tanımıyorum bile! Hem, neden ben? Neden başka bir çözüm bulmuyorsunuz?” diye yalvardı. Reşat ağa, kızının bu çıkışına öfkeyle karşılık verdi. “Başka bir çözüm yok Delal! Babanla abinin canını korumak için bu evliliği yapacaksın. Senin başka bir şansın yok!” Delal, gözlerinden yaşlar akmaya başladığında, Amcasının ne kadar acımasız olduğunu bir kez daha anladı. Amcası, her zaman dediğini yaptıran, kimseye boyun eğmeyen bir adamdı. Yeri gelir babasını bile dinlemezdi. Ama bu kez, Delal’in hayatını feda ediyordu. “Amca, ne olur… Onur Saruhan’a gitmek istemiyorum. Beni böyle bir cehenneme yollama. Beni zorlamayın…” diye yalvarmaya devam etti. Reşat ağa, bu yalvarışlara kulak asmadı. Bir adım daha atıp Delal’in kolunu sertçe tuttu. “Bu evlilik olacak, anladın mı? Yarın sesini kesip o itle evleneceksin! Yoksa sonuçlarına katlanırsın!” dedi dişlerini sıkarak. Delal, gözlerinden akan yaşlara engel olamadı. Amcasının ona uyguladığı baskı altında eziliyordu. “Beni neden böyle cezalandırıyorsun Amca? Neden beni korumak yerine böyle bir şey yapıyorsun?” diye yakardı. Reşat ağa, Delal’in yüzüne bir tokat attı. “Baban için ne gerekiyorsa yapacaksın! Senin duygularının hiçbir önemi yok! Bu evliliği yapacak ve ailemizi Saruhan belasından koruyacaksın!” dedi ve ardından Delal’i odadan dışarıya itti. Delal, Amcasının onu ittiği an yere düştü, vücudu acıyla kıvrıldı. Ancak asıl acı, kalbindeki yaraydı. Amcası ona vebalıymış gibi davranıyordu. Babası bile bu kadarını yapmazken Reşat amcası resmen karabasan gibi onu boğuyordu. Delal, odasına döndüğünde annesinin fotoğrafına baktı. “Anne, keşke burada olsaydın… Beni bu cehennemden kim kurtaracak?” diye fısıldadı gözyaşları içinde. Kısa bir süre sonra, Songül odaya girip Delal’e soğuk bir şekilde baktı. “Ağlamayı kes! Bu evliliği yapacaksın, başka çaren yok! Yarın her şey hazır olacak, sen de o Saruhanların gelini olacaksın. Kendini toparla!” dedi ve kapıyı sertçe kapattı. Delal, Songül’ün ardından kapının kapanmasıyla yalnız kaldı. Kalbi kırılmış, ruhu paramparça olmuştu. Bu evlilik, onun için bir cezaydı. Ancak yapabileceği hiçbir şey yoktu. Amcasının ve üvey annesinin baskısı altında eziliyor, bu zorunlu evliliğe mahkum ediliyordu. Delal, ertesi gün Amcası tarafından zorla Onur’a teslim edileceğini bilerek sabaha kadar ağladı. Ancak ne kadar dirense de, kaderinin ne yazık ki kendi ellerinde olmadığını çok iyi biliyordu. ***
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD