32– Yakalanmak

1298 Words
Naz Katinde oturmuş, yüzümde bir tebessümle Poyraz’la geçirdiğim günü düşünüyordum. Birlikte geçirdiğimiz o harika geceyi… Sabah baş başa yaptığımız kahvaltıyı… Tüm gün boyunca kollarını bir an bile üzerimden çekmeyişini… Yağmurda yürüyüşümüzü… Her şey harikaydı. Onunla geçen her an gibi. Bunları düşünürken, yüzümdeki tebessüm farkında olmadan büyümüştü. Tam o sırada Tunç’un sesiyle kendime geldim. Aman Tanrım! Ben bu gülüşü, bu bakışları tanıyorum, dedi. Yanında Elif vardı. Bunlar aşkın yüzüne vurmuş hâli! Tunç’a bakıp, Yapma Tunç, dedim utanarak. Elif merakla sordu: Naz, sevgilin mi var? Tanıyor muyuz? Elif’e yalan söylemek istemiyordum ama birilerine duyurmak için henüz çok erkendi. Evet, var, dedim kısa bir şekilde. Elif hemen atıldı: Peki kim? Neyse ki Tunç araya girdi: Güzelim, zamanı gelince öğreniriz. Baksana, Naz Hanım gizemli takılmak istiyor, diyerek göz kırptı bana. Bu arada Naz, akşam yemekte bizde toplanıyoruz, haberin var değil mi? Evet, var ama çok yorgunum, ben gelmesem? Tunç kahkaha atarak, Delirdin herhalde! Gülay Sultan’ın dilinden bir ömür kurtulamazsın. Hem Selim abiyle Neşe ablanın ikizleri için bu yemek, hep birlikte olalım, dedi. Tamam, zaten gelmemek gibi bir şansım yok, dedim gülerek. Hep birlikte derse gitmek için masadan kalktık. Yorucu bir günün ardından nihayet eve gelmiştim. Biraz dinlenmek için odama çıktım. Annem, Gülay teyzeye yardım etmeye gitmişti. Yatağıma uzanıp gözlerimi yeni kapatmıştım ki gelen mesaj sesiyle irkildim. Poyraz mesaj atmıştı: “Seni özledim güzelim. Saatleri iple sayıyorum.” Yüzümde bir tebessümle cevap yazdım: “Ben de seni özledim.” Mesajı gönderip gözlerimi yeniden kapattım. Ne kadar uyuduğumu bilmeden, arka arkaya çalan telefon sesiyle doğruldum. Hava çoktan kararmıştı. Arayan Esin’di. Nerdesin sen?! diye bağırıyordu telefonda. Esin, kulak zarımı patlattın. Biraz gözlerimi dinlendirdim, dedim mahmur bir sesle. Naz, bir saattir seni arıyorum! Her şey hazır, yemeğe başlayacağız. Hemen gel! Deyip telefonu kapattı. Saate baktığımda gözlerim kocaman açıldı; neredeyse üç saattir uyuyormuşum! Hemen kalkıp telaşla hazırlandım, karşı villaya geçtim. Dışarıda mangal yanıyor, kocaman bir sofra kurulmuştu. Herkes oradaydı. Tim’i de çağırmıştı Gülay teyze; onları Poyraz’dan ayırt etmez, hepsini ayrı ayrı severdi. Gözlerim ister istemez Poyraz’ı aradı ama yoktu. Herkesle tek tek selamlaştım. Poyraz’ın ve abimin çocukluk arkadaşları Turgut abiyle Suat abi de gelmişti. Bu defa yanlarında eşleri vardı; ikisini de çok severdim, uzun zamandır görmemiştim. Özellikle Turgut abi bana sarıldığında, Çok büyümüşsün Yeşil, dedi. Sonra ağzını kapatıp kulağıma eğildi: Aman, Poyraz duymasın. Sen sadece onun Yeşil’isin, değil mi? dedi göz kırparak. Davranışlarından Poyraz’la aramızdakini bildiğini anlamıştım. Sadece tebessüm ettim. En sona Can kalmıştı. Onunla da tokalaştım ama elimi bırakmadı. Sohbet ederken hâlâ elim onun elindeydi. Tam o sırada Poyraz evden çıktı. Gözleri hemen bizim ellerimize kilitlendi. Uzakta da olsa vücudunun gerildiğini, öfkelendiğini görebiliyordum. Usulca elimi Can’ın elinden çektim, gülümsemeye çalışarak. Poyraz doğrudan yanımıza geldi; elini omzuma attı, beni kendine çekip başımdan öptü. Nasılsın güzelim? diye fısıldadı kulağıma. İyiyim, dedim. Ama bu kadar insanın içinde bu yakınlık beni rahatsız etmişti. Poyraz hep böyleydi ama artık birileri bir şey anlayacak diye tedirgin oluyordum. Hep birlikte yemeğe oturduk. Elbette Poyraz beni yanından ayırmadı, hemen yanına oturttu. Masanın başından babamın homurtuları duyuldu: Poyraz, kızım hep benim yanımda oturur. Bırak, yanıma gelsin, dedi yarı şaka yarı ciddi bir sesle. Poyraz gayet rahat bir şekilde, Bundan sonra benim yanımda, Murat amca, dedi gülümseyerek. Annem araya girdi: Murat, çocukları rahat bırak da istedikleri gibi otursunlar. Ayrıca o Naz küçük değil artık, şu kızı dizinin dibinde tutmaya çalışmaktan vazgeç, diyerek sitem etti. Yemek çok keyifliydi. Herkes sohbet ediyor, Poyraz sürekli tabağıma bir şeyler koyup yememi söylüyordu. Herkes abimle Neşe ablayı tebrik ediyor, kahkahalar yükseliyordu. Sadece Gülay teyze biraz keyifsizdi. Bir süre sonra Poyraz’a dönüp, Bak, bütün arkadaşların evlendi, çoluk çocuğa karıştı. Sen hâlâ bekârsın. Selin kızımla da ayrılmışsın. Biz torun sevemeyecek miyiz? Ben kaynanalık yapamayacak mıyım artık? diye sitem etti. Masada kısa bir sessizlik oldu. Herkes Selin’le ayrıldığını yeni öğrenmişti ama kimse bir şey sormadı. Poyraz da bu konuda konuşmadı. Gülay teyzenin sitemleri eşliğinde yemek devam etti. Esin ve Serkan yan yana oturmuş, birbirlerine kaçamak bakışlar atıyorlardı. Serkan, bu hafta sonu Poyraz’la konuşacaktı. Poyraz’ın hâlâ her şeyden habersiz olduğunu sanıyorlardı. Ben de Esin’e bir şey söylememiştim; sürprizi bozulmasın diye. Yemek keyifli bir şekilde sürüyordu. Herkes hafif çakır keyif olmuştu. Ve işte en güzel an… Hilmi amca sazını istedi. Tunç hemen koşarak getirdi. Hilmi amca hem çok güzel saz çalar hem de türkü söylerdi; sesi de çok güzeldi. İlk parçayı büyük bir keyifle dinledik. İkinci parçaya geçerken, Poyraz kulağıma eğilip, Odaya geçiyorum. Arkamdan gel, dedi. Sadece başımı salladım. Poyraz gittikten beş dakika sonra, Esin’e lavaboya gideceğimi söyleyip kalktım. Ama masadan ayrılırken, Esin’in ve Turgut abinin bana attığı imalı bakışları fark edince utancımdan yüzüm kızardı. Hızlı adımlarla içeri geçip yukarı çıktım. Kalbim ağzımda atıyordu. Poyraz’ın odasının kapısını araladım, içeri girdim ama karanlıktı. “Acaba burada mı değil mi?” diye düşünürken birden ağzımı kapattı; beni kapıyla arasına sıkıştırdı. Ve o anda beni tutkuyla öpmeye başladı. Ben de aynı tutkuyla karşılık verdim. Bir anda sanki her şey kontrolümüzden çıkmış herkes aşağıdayken biz deli gibi öpüşüyorduk. Poyraz tek hamlede beni kucağına alıp dudaklarımdan başlayıp boynuma indirmişti öpücüklerini.kucağında sertliğini kasıklarıma bastırdı gözlerinde öyle bir istek ve açlık vardı ki ona hayır diyemiyordum. Seni istiyorum naz dedi nefes nefese Poyraz herkes aşağıda bur da olmaz dememe fırsat vermeden hızlıca önümde diz çöküp çamaşırımı tek bir harekette çıkardı büyülenmiş gibi sadece onu seyrediyordum. Çamaşırımı koklayıp cebine koyduğu gibi eğilip kadınlığımı eteğimin altından öpmeye başladım ona hayır diyemiyordum ve bende onun beni istediği kadar onu istiyordum . bir süre öpüp kokladıktan sonra kafasını çıkarıp yüzüme gülümseyerek baktı ıslanmışsın beni istiyorsun deyip hızlıca ayağa kalkıp beni kucağına alıp tekrar duvara dayadı.ne zaman çıkardığını anlamasam da pantolonunu çıkarmıştı kendini bana dayayıp biraz hızlı olacak bebeğim ama seni doyuracağım dedi erkeksi sesiyle. Ve tek seferde hızlıca içime girdi yine keskin bir acı hissetim tam çığlık atacakken poyraz dudaklarımı dudaklarının arasına alıp öpmeye başladı çığlığım dudakları arasında kaybolmuştu.ardından gelen zevke kendimi bıraktım poyrazın kollarındaydım ve deli gibi içime gitgel yapıyordu kucağında olmama rağmen hiç yorgunluk belirtisi yoktu sadece yüzünden aldığı zevk okunuyordu. Her geçen saniye ritmini hızlandırdı deli gibi içime girip çıkıyordu ve zevkten kendimi kaybetmiş durumdaydım sadece sessizce adını inleyip duruyordum.şuan sanki dünya sadece ikimiz vardık. Ritmi hızlandıkça benimde inlemelerim artıyordu. Böyle devam et güzelim o zevk inlemelerini hep duymak istiyorum deyip kulak mememi ısırdı. Zevk artık kontrol edemeyeceğimiz bir noktadaydı artık kendimi tutamayacaktım Poyraz ben geliyorum dedim soluk soluğa gözlerime bakarak gel güzelim dedi dudaklarıma kapanarak vücudum titreyerek onun kucağında boşaldım.onunda dişlerini sıkıp usul usul içime aktığını hissettim vücudunun rahatladığını tutuşunun gevşemesinden hissediyordum. Bir süre boynumda nefeslendi harikaydın çok iyi geldi ama tam doymadım dedi Poyraz sen delisin ve herkes aşağıda dedim sitem ederek.Bu yaptığımıza hala inanamıyorum bu delilikti resmen. Bana gülümseyerek bence şuana değer deyip tekrar beni öpmeye başladı sanki beş dakika önce boşalmamış gibi tekrar sertleşmeye başladığını fark edince poyraz hemen beni indir aşağıya inmemiz gerekli dedim kızgın bir şekilde. Beni kucağından indirirken ama ben daha doymadım diye söyleniyordu. Poyraz sen doyumsuzsun dedim. Evet sadece sana doyumsuzum dedi gülerek Hadi banyoda toparlanıp in bende birazdan gelirim bu arada harikaydın bebeğim dedi. Banyoda elimi yüzümü yıkayıp kendimi toplamaya çalıştım.poyraz cinsellik konusunda tam bir çılgındı. Poyraz ben çıkıyorum diye kapıya yürürken poyraz beni yine kendine çekip öpmeye başladı. Bir an bile tereddüt etmeden ona karşılık vermeye başladım ona asla hayır diyemiyordum.biz deli gibi öpüşürken Lanet olsun tam o anda kapı açıldı. Poyrazla ikimiz birbirimizden ayrılmadan can hayal kırıklığıyla bize bakıyordu. Bir anda birbirimizden uzaklaştık ama artık çok geçti can bizi görmüştü. Canın gözlerindeki o bakış bana kendimi berbat hissettirdi. Hiç bir şey söylemeden hızla kapıyı kapatıp çıktı. Poyrazla ikimiz şaşkınlıkla birbirimize bakıyordun. Poyraz diye fısıldadım. Poyraz ellerini saçların dan geçirip Allah kahretsin böyle öğrenmemeliydi konuşacaktım onunla dedi.üzgün bir şekilde Poyraz şimdi ne olacak arkasından gidelim konuşalım çok kötü görünüyordu dedim kendimi suçlayarak. Beni kendine çekip sarıldı saçlarımı öptü sen kendini kötü hissetme ve hiçbir şey düşünme güzelim ben halledeceğim konuşacağım onunla atamamı. Şimdi aşağı in bende geleceğim birazdan deyip tekrar sarılıp anlımdan öptü ……
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD