Keyifli okumalar. Yatak yumuşaktı ama bedenim taş gibiydi. Kımıldadıkça her yerimden çatırdayan bir şeyler duyuyordum. En çok da bacağım... Bacağım, sanki canlı bir ateşin ortasına sıkışmıştı. Bastonun indiği yerdeki morluk, derimin altına geçmişti sanki. Her nabız atışında, o izden bir sızı yayılıyor, etimi delip kemiğime kadar iniyordu. Acıyı sadece hissetmiyordum, acı ben olmuştum artık. Odanın tavanı hareketsizdi ama alt kattaki sesler... Kadınların ağlaması, kimi zaman bastırılmış bir hıçkırık, kimi zaman baston gibi kırılan bir feryat yükseliyordu. Tanıdık sesler... ama hiçbiri bana ait değildi. Onlar o adam için ağlıyordu. Bastonunu kaldırıp bana vuran, adımı bile ağızlarına alırken bir yük gibi taşıyan o adam için. Yorganın altına sakladığım parmaklarımı sıktım. Korkuyla öfkenin

