•4• KADER Mİ? HİÇ SANMAM 3/3

927 Words
Kader mi? Hiç sanmam. Tanrı'nın kötü bir eşek şakası mı? Hemfikir olabilir hatta kesinlikle katılabilirdim. Bir göz açıp kapama saniyesi kadar ellerimde ki kan izlerinin gittiğini, kanlı suyun yerini taş bir zeminin aldığını gördüm. Gözlerimi hızla kırpıştırıp, ovaladım. Neyse ki burada ağlamamıştım. Gerçeklikte. Omuzumda hissettiğim elle başımı kaldırmıştım. Jasper Ruling’in endişeli bakışları ile karşılaşmayı hiç ama hiç beklemiyordum. Ona baktığım anda elini omzumdan çekti. Gerçeklik ve yansıması arasında Psişik Zihnenya yapmak yorucuydu. “Bir dakikadır yerde dizlerinin üzerinde duruyordun.” dedi Ruling çenesiyle annem ve Mira’yı işaret ederken. “Onları geriyorsun. Beni de. Hatta cadıyı. İyi misin?” Göz ucumla Mira’ya çevirdim gözlerimi. Bana içi sulu gözlerle bakıyordu. Annemin elini sımsıkı tutuyordu. Sanki benden her an bir atak bekliyor gibi tetikteydi. Saldıracağımı düşünüyordu. “Anne konuşabilir miyiz?” diye sordum her an uykuya dalacak gibi bir sesle. “Bu önemli.” “Elbette...” dedi annem bana yaklaşırken. Mira elini bırakmak zorunda kaldı. Eliyle elbisesini silkeledi. Kalkmam için elini uzattığında kendim kalkmayı tercih ettim. Ancak ayaklarım uyuştuğu için sendeledim. Jasper beni kollarımdan yakaladı sonra havaya kaldırdı. Bir an ayaklarımın yerden kesildiğini hissetim. Annem Rosa, “Dikkat.” diye ikaz etti. Ayaklarımın üzerine bastığımda bu sefer arkamda ki masadan destek aldım. “Ağırmışsın.” diye mızmızlandı sarı kafa. Göz devirdim ve onu duymazdan geldim. “Dışarıda konuşalım anne.” Rosa bana yaklaşarak bir elini belime koyarak, “Yürümene yardım edeceğim. Güçlerini kullanmak seni fazlasıyla yoruyor.” dedi. Annemin bana dokunmasına izin verdim. “Gel bakalım.” Cadının evinden çıkana kadar annem bir buçuk yaşında ilk adımlarımı attığı zamanı düşündü. Dişlerimi sıktım. Eşikten geçtiğimizde ve annem kapıyı kapatmak için döndüğünde kolları arasından çıktım. Psişik Zihnenya yorucuydu. Hala ayaklarımın titrediğini hissediyordum. Annem kapıyı kapattıktan sonra bana döndü. Şimdi yüzünü incelediğimde fark edebiliyordum annemde en az benim kadar yorgun hissediyordu. Gözleri canlılığını yitirmişti. Yüzü solgundu. Dudakları kurumuştu. “İyi misin?” diye sordu. Karşımda dikiliyordu. Kollarını göğsünün üzerine bağlamıştı. ”Solgun görünüyorsun.” “Sen de.” dedim. “Ve iyi olmak için bir sebebim yok.” “Bize karşı neden böyle olmak zorundasın?” diye sordu ağlamak üzere gibi sesi titriyordu. Titreyen elleriyle elbisesinin eteklerini tutup sıktı. “Biz senin aileniz Mia. Düşmanın değiliz. Bize bir şans veremez misin?” “Şansını on yıl kadarcık kaçırdın.” dedim keskin bir sesle. “Babamsa o şansı on sekiz yıl boyunca kullanma tenezzülüne girmedi.” Son cümlemle birlikte Rosa yeşil gözlerini öyle bir büyükçe açtı ki, irisleri yuvalarından fırlayabilirdi. Susup sadece bana yas içindeymiş gibi baktı. Omuz silktim. “Seninle konuşmak istediğim şey atalarımız ve göksel varlıklar konusunda en eski kaynakları nerde bulabileceğim hakkındaydı. Bir arşiv ya da kütüphane işime çok yarar.” “Ata Anıtları.” dedi gökyüzünden duyduğum ses. Babam – Satanachia- gökyüzünde siyah kanatlarıyla birlikte süzülerek indi. Elleri iki yanına doğru açılmıştı. Üstü çıplaktı ama altında bir pantolon vardı. Ayaklarında ise ayakkabı yoktu. Koyu kahve gözleri cehennem alevlerine benzer kızıl tonlarına bürünmüştü. Gözbebekleri büyümüştü. Rosa’a elini uzattı ve annem koşar adım babamın yanına gitti. Birbirlerine sıkıca sarıldılar ve öpüştüler. Gözlerimi devirip burnumdan soludum. Romantizmlerine şahit olmak istemiyordum. “Ne bulmak istiyorsan orada bulabileceğine eminim. En eski kaynaklar orada.” diye sözlerine devam etti. Annemin beline kolunu doladı ve annem elini babamın omzuna yasladı. “Ama ne bulmak istediğini söylersen sana daha kolay yardımcı olurum tatlım.” “Beni Ata Anıtlarına götür Satanachia.” Şeytan adını benden duyduğuna şaşırmıştı. Yüzünde ki şaşkınlık silinerek yavaşça öfke yerini aldığında bana bir zaafını göstermiş oldu. Bu ismi sevmiyordu. “Yoksa beynine girip kendim mi öğreneyim?” Satanachia, “Adım Peter, Mia. Ve bana baba demelisin.ürBen senin babanım.” dedi, sesini kontrollü bir tonda tutuyordu. “Ata Anıtları Ararat Dağı’nın zirvesinde yer alıyor.” “Gitmek ne kadar zamanı mı alır?” diye sordum. “Uçakla yaklaşık yedi saat ama büyüyle bir dakika bile sürmez.” dedi sırıtarak. “Şimdi söyle bana tatlım neden seni oraya götürmeliyim?” “Çünkü kızın rica ediyor babacığım.” dedim ellerimi çenemin altında birleştirdim. “Ve götürmezsen annemi biraz korkutabilirim.” “Sakın.” dedi dişlerini sıkarak. “Ancak bana geçerli bir şey söyle en azından seni oraya götürmem için mantıklı bir cümle.” “Atalarım hakkında bilgiler edinmek istiyorum.” “Hım, bak sen atalarını merak ediyorsun demek.” dedi, durumla ilgilenir gibiydi. “Seni bir ara götürürüm. Ama şu an değil. Hatta bir aile tatiline çıkarız.” Omuzlarımı dikleştirdim. “Şimdi gitmek istiyorum. Bu benim için önemli.” “Şu an buradan gitmek mantıksız olur. Peşimizde diğer aileler ve özelikle şu nefil varken seni göz önüne çıkaramam.” Kanatlarını sırtının içine çekerek silkelendi. “Tehlikeli. Senin için olmasa bile bizim için.” “Biraz tehlike fena olmazdı.” Babamın gözlerinde kendi yansımamı görüyordum. Kendi gözlerimden kırmızı bir parıltı geçmişti. Babam içimi görebiliyordu. Şeytan niyetimi anlamamıştı ama bir şeyler karıştırdığımı biliyordu. Dilimi hafifçe ısırıp, gözlerinin içine meydan okurcasına baktım. Geri adım atmayacaktım. İsterse yeniden kapışırdık. Babam annemden uzaklaşarak, bana doğru yürüdü ve yüzümü ellerinin arasına aldı. “Bir zamanlar melek olduğumu biliyorsun değil mi Mia? Şeytan olmadan öncesinde.” Sözlerine karşın sadece göz devirdim. “Akıl okuyamasam da ruhları hala okuyabiliyorum. Ve senin ruhun kan kızılı. Bu normal değil. Başka bir şeyin peşindesin.” Babamı ittirip, tutuşundan kurtuldum. Gözlerimin içine bakarak ruhumu okumaya devam edemezdi. “Ata Anıtlarına gitmek istiyorum.” dedim tane tane. “Ya yardım edersin, ya da yardım edecek başkasını bulurum. Birazcık melez kanı için her şeyi yapabilecek cadılar olduğuna eminim.” “Yarın şafakta.” Verdiğim göz dağı işe yaramıştı. “Seni götüreceğim. Yanına bir Ruling al. Gitmemize yardımcı olacak.” Başımı sessizce salladım ve Jasper Ruling’in aklına sessizce fısıldadım. Hazırlan bizimle geliyorsun
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD