“Seni istiyorum. Her bir parçanı. Ruhunu, kalbini ve aklını.”
Kıyametin sesi yükseldi. Sesi tüm evrenlere kıyamet getirendi. Unutulmuş bir efsanenin, tarihin tozlu raflarından yükselen kitabı gibi bedeni suyun üzerinde belirirken göğe erişti. Ebediyhhiheti tek bir faninin akliyetin de sınırlandırılmıştı. Tüm ilahi varlıkların kapana kısılıcağı güçte ki, okyanuslarla kaplı aklın sınırları içinde okyanusun dibinde ki zincirlere vurulmuştu. Unuttun mu beni diye baktı mavi gözlere ya da hiç hatırlayabildin mi beni diye kuşkuyla kısıldı gözleri. Sonra emin oldu; hiç vakıf olunmamıştı ki varlığına. Yıllarıdır zihin okyanuslarının dibinde uykuya çekiliydi.
Hiç hatırlanmamıştı ki unutulsun. Ama o varlığının yok ediş amacını hiç unutmamıştı. Sesi kıyameti getirirdi. Evrenler haykırışıyla kıyamete sürüklenir ve nihayet şarabı sunulurdu. Yaratılış gayesini hatırladı. Acısını çıkaracağı mavi gözlere baktı. Fani bilir gibi baktı gözlerine. Her şey bilir gibi ve farkında olan yüz ifadesi zaman gibi donuktu. Zihin okyanuslarında zaman akmazdı. Kadim olanı hatırlamakta güçlük çekiyordu. Okyanuslardan kız fısıldıyordu. Kadim olanı hatırlayamıyorsa da yaratılış gayesini biliyordu.
Kıyametin sesi apaçık bir gerçekle bu evrenin sonunu da getirmek için öfkeli bir haykırışla yankılanacaktı.
“Beni isteyebilirsin ruhunu ele geçirebilirsin hatta kalbimi bile fethedebilirsin ama aklıma hükmetmek buna senin gücün yetmez.” Korkak bakışlardan öte cesur gözler kıyametin sesini tanır bilir hale bürünmüş bakışlarla örtülüydü. “Sûr.” Kıyamet getirenin ismi anıldığında kıyamet getirenin gözleri irileşti. “Düşmüşlerin unutulmuşu. Lucifer, Yekun, Kesabel, Gadreel gibi düşmüş melekler arasında bile anılmayan ve unutulmuş olan.”
Sûr, bu küstah ama gerçek olan sözleri işitirken öfke, kin ve nefret hisleri yüzünde belirginleşti. “Sen beni tanırken insan kızı ben senin kim olduğunu bile bilmiyorum. Kimsin sen?”
“Anna Maria Mia Valentina.” Sûr ismi duyunca sustu çünkü diyecek bir şeyi yoktu. “Ve sen benim zihnimin içine hapissin.” diye sözlerine devam etti kız gözlerini varlıktan ayırmadan. “İstersem seni okyanusun dibine yeniden hapsederim. Unutulan olursun. Yeniden hatırlanmayan. Bir hiçten ibaret olan. Yoklukta kalan.” Uğursuz bir gülümseme kıvrılan dudaklar da belirdi. “Sen beni isterken Sûr, ben zaten sana sahibim.”